Tehdit siyaseti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya dönüşü uçakta, 'PKK'ya sırtını dayayan HDP'nin eşbaşkanı Demirtaş'ın, 'Ölen PKK'lıların cenazesine katılmayan vekillere gereken yapılacak' sözünü değerlendirdi: Şaşırtıcı bir gelişme değil. Böylece kendilerini ele vermiş oluyorlar. Külliye'de belirli aralıklarla muhtarlarımızla bir araya geliyorum. Doğu ve Güneydoğu'dan gelecek 90 kadar muhtar, son anda vazgeçti. 'Tehdit altındayız o nedenle gelemiyoruz' dediler

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 10 Ekim 2015 Güncelleme 10 Ekim 2015, 01:59
Tehdit siyaseti

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa, Belçika ve Japonya seferini tamamladı ve yurda döndü. Erdoğan, uçakta gazetecilere önemli açıklamalar yaptı:

HDP'nin eşbaşkanı, teröristlerin cenazesine katılmayan vekiller hakkında disiplin sürecini başlatacaklarını açıkladı. Ne düşünüyorsunuz?
Şaşırtıcı bir gelişme değil. Böylece kendilerini ele vermiş oluyorlar. Yeni kampanyalarında, sözüm ona, 'PKK bizden değil, biz de PKK'dan değiliz' mesajı vermeye çalışmışlardı. Ama soruda belirttiğiniz şeyle, kendilerini ele vermiş oluyorlar. Millet onların bu durumunu elbette nazarı itibara alacaktır. 'Çatışmasızlık' diye bir ifadeyle, halkı kandırabileceklerini zannediyorlar. İktidarı ve şahsımı suçlamaya kalkıyorlar. Halkı kimlerin tehdit ettiği de ortada. Bu genel seçimlerde aslında aday olmak istediği halde aday olamamış birçok vatandaş var. Neden? Terör örgütü ve uzantıları tarafından tehdit edilmelerinden dolayı.
Bildiğiniz gibi, Külliye'de belirli aralıklarla muhtarlarımızla bir araya geliyorum. Doğu ve Güneydoğu'dan muhtarlarla yaptığımız toplantıya, 90 kadar muhtar başlangıçta teyit vermiş olmalarına rağmen gelemedi. 'Tehdit altındayız, gelemiyoruz' dediler.
Milletimiz her şeyin farkında. Milletimizin, 1 Kasım'da demokrasi mekanizmasını çalıştıracağına, ferasetini ortaya koyacağına, ülkemiz üzerinde oluşturmaya çalışılan kara bulutları dağıtacağına inanıyorum.

Rusya'nın da müdahil olduğu Suriye kriziyle ilgili gerilim sürüyor. NATO, gerekirse çekiç güç gönderilebileceğini açıkladı. Değerlendirmeniz nedir?
NATO, Hazar'dan füzeler atılınca 48 saat içinde Türkiye'ye NATO güçlerinin konuşlandırılabileceğini açıkladı. Türkiye'nin yanında olduklarını vurguladılar.
Rusya, adeta bölgeyi sınıyor. Rusya bu şekilde davranarak dost kazanamaz, tam tersine dostlarını kaybedebilir.

Füze savunma ihalesiyle ilgili süreç bir hayli uzadı. Yaşanan gelişmelerden sonra bu süreçte bir hızlanma olacak mı?
Neticelendirme aşamasına yaklaşıyoruz. Kasım ayında Çin Devlet Başkanı G20 çerçevesinde Türkiye'de olacak. Fransa da teklifini yenilemiş durumda.
Hollande BM Genel Kurulu'nda görüştüğü Ahmet Bey aracılığıyla bana bu konuda bir mektup gönderdi. Türkiye olarak füze ihalesinde bizim üzerinde önemle durduğumuz konu, ortak üretim ve teknoloji kazanımı.


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın büyük ilgi gördüğü el üzerinde tutulduğu Fransa, Belçika ve Japonya gezisinde, Genel Yayın Yönetmenimiz Ergün Diler de yer aldı.

Suriye konusunda Rusya-İran-Çin safı oluşmakta. Şangay 5'lisi için bazı beyanatlarınız da olmuştu. Son durum nedir?
Şartlar sizi zaman zaman bir yere doğru sürükleyebiliyor. O beyanatlarımın en önemli sebebi, AB'nin 50 yılı aşkın bir süredir bizi oyalamakta olması.
Fakat ben Brüksel'de Pazartesi günü yaptığım temaslarda, uzun bir aradan sonra ilk kez, AB yetkililerini Türkiye'ye karşı olumlu bir tavır içerisinde gördüm. Durum farklılaşıyor.

Brüksel ziyaretinizin ardından Merkel'in Türkiye ile ilgili görüşlerinin değişmediğinden söz etmesine ne diyorsunuz?
Şansölye Merkel'in açıklamasını garipsedim. Gerçi yeni bir şey değil. 'İmtiyaz' ifadesini hep kullanır.
Kendisine de söyledim. Bu aslında Almanya'nın görüşü değil. Mesela Schröder, hiç o tür bir ifade kullanmadı. Merkel'in koalisyon ortağı aynı fikirde mi? Mesela Almanya Dışişleri Bakanı ne diyor bu konuda, merak ediyorum. Almanya ile bambaşka bir ilişki içerisinde olmamız lazım. Zira orada üç milyon Türk var.

Rusya arabulucu oldu. Rejim ile PYD arasında anlaşma yapıldı. Ne düşünüyorsunuz?
PYD zaten rejim desteklidir. PKK'nın da içinde olduğu bir örgüttür. DAİŞ'in elinde Batı ülkelerinin silahları var, Rus silahları da var. DAEŞ bu silahları nasıl elde ediyor?
Sorduğumuz zaman da rahatsız oluyorlar..

Son gelişmelerden sonra Suriye politikasında bir değişiklik olabilir mi?
Suriye'deki mevcut rejim, bir terör devletidir. Biz kalkıp da pozisyonumuzu değiştirmeyiz. O rejim yüzünden 350 bin insan öldü, 5 milyon insan ülkesini terketti.
7 milyon insan ülke içinde yer değiştirdi.
Herkesin sorduğu şu: Esed giderse, onun yerini DAİŞ mi alacak? Halbuki Esed giderse, yönetimin Suriye halkına geçeceğini düşünmek de pekala mümkün. Kısacası, bizim Esed ile ilgili olumlu pozisyon almamız mümkün değil.

ÖSO, Eğit-Donat, terörden arındırılmış güvenli bölge ile ilgili son durum nedir?
NATO'nun son açıklamasının, terörden arındırılmış güvenli bölge için de olumlu bir sinyal olduğunu düşünüyorum.

NOBEL alan Aziz Sancar'ı aradınız mı?
Evet, Aziz hocamızı telefonla aradım, kendisini tebrik ettim. Kendisiyle gurur duyduk. Türkiye'ye geldiğinde, kendisini mutlaka beklediğimi söyledim. Bu tür bilim adamlarımızın sayısı artmalı.

İsrail-Türkiye ilişkileri ne durumda?
İsrail Mescid-i Aksa'yı basıyor. O kutsal mekan, Müslümanların şah damarı. Mavi Marmara'dan sonra Obama devereye girdi, özür dilediler. Tazminat ve ambargo konusunda ilerleme oldu, Gazze'yi bombaladılar.

MALUM YAPI İŞADAMLARINI KORUDU
28 Şubat davasının sivil ayağı ile ilgili iki gelişme oldu. POAŞ ihalesiyle ilgili belgeler istendi. Aydın Doğan'ın "Refah-Yol'u ben yıktım" dediği iddiası ile ilgili Albayraklar'ın tanık olarak dinlenilmesine karar verildi. Ne düşüyorsunuz?
Hayra alamet diyorum. Gerçekler ortaya çıksın. Yargı içerisindeki malum yapı bu güne kadar pek çok konuyu görmedi veya üzerini kapattı.
Gerçeklerin ortaya çıkması için, yargı üzerine düşeni yapmalı.
Gerekiyorsa, her ne kadar icracı olmasa da, bu tür konularda Devlet Denetleme Kurumunu da çalıştırabiliriz. Hiçbir şey gizli kalmasın. Belirli odakların, hiç bir günahı olmayanlara iftiralarla fatura kesmeye kalktığı bir ortamdayız. Doktoraya giden oğluma, iftira atıp 'kaçtı' dediler.
Oysa bayramda buradaydı. Haziran-Temmuz gibi tezini verince de ülkemize dönenecek.
Bu ülkeden kimlerin kaçtığı belli. Bazı kesimler, 'Çamur at, izi kalır' mantığıyla iş yapıyor.

SANDIKLARA SAHİP ÇIKALIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halkımız, terörün ve terörden beslenenlerin yalanlarına itibar etmeyecektir. Bu noktada, tehditlere aldırmamak, sandıklara sahip çıkmak da çok önemli. Bu, milletçe hepimizin görevi" dedi.

DEV YATIRIM GELİYOR
Yaklaşık 500 yatırımcı ile konuştum.. Özellikle 5 büyük firma Mitsubishi, Ihi, Toyota, Mitsui, Hitachi ile Türkiye'deki yatırımları üzerine detaylı bir görüşme yaptık. Japon yatırımcılar özellikle nükleer tesisler ve Afşin Elbistan ile ilgileniyor. Toyota, yeni bir jeep SUV modelini Türkiye'de üretmeye başlayacak. Toyota'nın hibrit otomobili Türkiye'de üretmesi de gündemde.

EŞİTSİZLİK VAR
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "İlk ziyaretimizi Tokyo Camii'ne yaptık. Bu caminin mimarı Hilmi Şenalp Beydir. İmparator Akihito ve İmparotariçe ile de görüşme imkanı bulduk. Ekonomik ilişkilerde 400 milyon dolar ihracatımız var. 3 milyar dolar onların ihracatı var. Bu eşitsizliğin düzeltilmesi önemli. Marmaray'da ve İzmit köprüsünde japonlar aktif görev aldılar. Şimdi Ankara İstanbul yeni hızlı tren hattı için de Japon şirketler çalışıyor" dedi.

ERDOĞAN'A BÜYÜK İLGİ
Japonya Başbakanı Abe ile yaptığımız dar kapsamlı görüşmede ise bölgesel ve uluslararası sorunları konuştuk. G20 toplantısını ele aldık.
Waseda Üniversitesi'nde şahsımıza bir fahri doktora takdimi yapıldı. Waseda Üniversitesi, 54 bin öğrencisi ve 4 bin akademisyeniyle, Japonya'nın ilk üç üniversitesi arasında yer alıyor.