Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştireyim derken aslında Libya'daki vatandaşlarımızın zor durumda kaldığından bihaber olduğunu dile getiren Tamer, CHP liderini ağır dille eleştirdi. İşte Tamer'in bugünkü yazısı:
Kılıçdaroğlu Libya'da sınıfta kaldı
Devletleri zengin, halkları yoksul Ortadoğu'nun kağıttan kaplanları birbiri ardına yıkılıyor. Tunus'ta diktatör uçağa binip kaçtı. Mısır'da ordu bir Konsey oluşturarak, "Acaba durumu idare edebilir miyim?" diye kıvırtmaya çalışan Mübarek'i kenara aldı.
"Sırada Suudi Arabistan mı var?" sorusu yürekleri hoplatıyor, çünkü küresel petrol arzının % 12'si bu ülkeden geliyor. Ama bugünkü konumuz Ortadoğu'nun paradan şımarmış delisi Muammer Kaddafi. Kendi halkını, savaş uçaklarıyla kendi askerlerine bombalatıyor; yetmeyince dışardan kiralık katil getirtmekte sakınca görmüyor. Sadece Bingazi'de ve sadece önceki gün 250 gösterici hayatını kaybetmiş. Venezüela'ya mı, Malta'ya mı kaçtı derken Libya'dan yaptığı açıklamadan ise son ana kadar direneceği ve bu arada ortalığı yakıp yıkacağı anlaşılıyor.
İşçilerimiz perişan
Libya'dan kalkan uçağa binip Türkiye'ye dönebilen az sayıdaki şanslı, ancak kocalarını ateş çemberinin içinde bıraktıklarından dolayı bir o kadar da perişan kadınlara ve birkaç erkeğe dün sabah havaalanında mikrofon tutmuşlardı.
Bingazi'deki Türk şirketlerini, Kaddafi'nin aylık 10'ar bin dolara kiraladığı Sırp sniperler (keskin nişancı) yakmışlar. Kadınlardan biri "Peşmerge kıyafetli insanlar ellerinde tüfeklerle kapımıza dayandı. Yüreğimiz ağzımızda çok kötü günler geçirdik. Orada bıraktığımız yakınlarımızı düşünemiyoruz" diye ağlıyordu. Bir diğeri, Türkiye'de yakınlarını bekleyenlerin de perişan halde olduğunu hatırlatıyordu.
Lafa giren orta yaşlı bir erkek "Şirket bizi 'Bunlar canınıza değil, malınıza geliyorlar. O yüzden baskın yaptıklarında hiç karşı koymayın' diye uyardığı için canımızı kurtarabildik" diyordu.
CHP'de laf ebeliği
200'e yakın Türk firması Libya'da iş yapıyor. 30 bin vatandaşımız orada çalışıyor ve yaşıyor. Bugüne kadar 27 milyar dolarlık projeyi tamamlamışız. Şu anda yürüyen 15 milyar dolarlık işimiz var. Başka ülkelerin müteahhitlik firmaları da Libya'da iş yapıyor, ama hiçbirinin bizim kadar çok insanı yok orada.
Türkiye belki de tarihinin en büyük tahliye operasyonuyla karşı karşıya. Birinci önceliğimiz hiç tartışmasız, oradaki vatandaşlarımızı sağ salim buraya getirebilmek.
Mübarek diktatördü ama deli değildi. Burada mahallenin delisini idare etme meselesi söz konusu. Kaddafi'yi kızdırmamak lazım. Oğullarını kızdırmamak lazım. Pekâlâ Erdoğan'a kızıp, Libya'daki vatandaşlarımıza zarar verebilirler.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun AKP'ye negatif muhalefet taktiği, ne zamandır beni rahatsız ediyordu. Son olaylar üzerine Başbakan'ın Libya'dan aldığı İnsan Hakları Ödülü'yle ilgili olarak "Ödülün hakkını veriyor" demesi basiretsiz, Kaddafi'nin çılgınlığından bihaber ucuz bir laf ebeliği.
Türk hükümeti, Libya'da çok hassas bir dengeyi gözetmek zorundadır ki, oradaki vatandaşlarımız ateş çemberinin içinden çekilip alınabilsinler.
Bu arada oradaki büyükelçimiz de daha hızlı davranabilir, olayların kızışacağı belli olduğu anda vatandaşlarımızın tahliyesi için uyarıda bulunabilirdi. Diplomatik tahlilde ciddi bir hata yapılmıştır ve sanırım bu hataya, orada iş yapan Türk müteahhit firma sahipleri de, büyükelçiye telkinleriyle ortak olmuşlardır.
