Erdoğan'dan Bahçeli'ye tebrik

AK Parti'nin TBMM grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Giriş Tarihi 22 Şubat 2011, 00:00 Güncelleme 22 Şubat 2011, 16:12
Erdoğan’dan Bahçeli’ye tebrik

İÇİNDEKİLER

Başbakan Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye 2001 yılındaki bir açıklamasını hatırlattı...

10 yıl önce, 21 Şubat 2001'de bir milli güvenlik toplantısı sonrası yaşanan ekonomik krizi Türkiye'nin yaşadığı en derin kriz olarak tarih safalarımızda yer aldı. Bir cumhurbaşkanı, anayasa kitabını aldı, o günün iktidarının suratına fırlattı. Başbakan demiyorum, çünkü koalisyon hükümeti vardı. Şimdi MHP genel başkanı Mersin'de halka hitap ediyor. "Alnımız açık, esemiz de açık, başarısızlığımızda tokat atılması için. Bir defa denenmek istiyoruz, iktidara talibiz" 2001 krizinden 1 gün önce de şunları söylüyordu:

"Eğer biri bir iş başarmışsa, milletimizin onu takdir eder. Ama başarısızlığı olmuşsa onun da ensesine tokat atar."

Öncelikle Sayın Bahçeli'yi aziz milletimizin bu engin ferasetini teslim ettikleri için tebrik ediyorum. Millet, seçim sandığında, MHP Lideri'nin deyimiyle 'ensesine tokadı vurmuştur'.

BÜYÜK ENKAZ

Ensesine yediği tokadı belli ki hatırlamıyor, hatırlamak istemiyor. Ben aziz milletimizin şu hususu iyi hatırlamalarını rica ediyorum: Türkiye'de demorkasiye ne zaman müdahale edilmişse, sivil siyaset üzerinde baskı kurulmuşsa, o zaman ekonomi ağır darbeler almıştır. Çetelerini karanlık güç odaklarının siyaseti dizayn çabalarını da ekonomiyi olumsuz etkilemiştir. 1960, 1980 müdahalesi ve sonrasındaki ekonomiye bakın, bu tabloyu görürsünüz. İşte 1997 yılında sivil siyasete yönelik müdahale tarihimizin en büyük krizi olarak başgöstermiş, 21 Şubat 2001'de de adeta patlayarak arkasında büyük bir enkaz bırakmıştır.

BEDELİNİ HALK ÖDEDİ

Biz, o bırakılan pisliği şuanda temizledik, temizliyoruz. Ama dönemin iktidar ortakları bundan rahatsız oluyor. Evet siz bu ülkeye böyle bir pislik bıraktınız, 21 banka fona devredildi. Bunun bedelini benim halkım ödedi. Gecelik faizlerdeki patlamalar akıl almaz seviyelere çıktı. Demokratikleşme diye bir şey kalmadı bu ülkede. İçeride, dışarıda istikrar, güven adına bir şey kalmadı. Demokrasiden taviz vererek, dış politikada pasif kalarak büyüyemezsiniz, güçlü bir ekonomi kuramazsınız. Nitekim bize o dönemde bunu yaşattılar. Biz özellikle 1999-2002 arasında bunu çok açık net yaşadık.

DÜNYA TÜRKİYE'Yİ KONUŞTU

Biz güveni sağldık, istikrarı sağladık ve Türkiye'nin demokrasiyle büyüyeceğine karar verdik ve bunu gerçekleştirdik. Ekonominin bunlarla doğrudan ilgili olduğuna inandığımız için tüm bu olayları 8 yıl boyunca at başı götürdük. Bunu tesadüf olarak görenler çıktı, bu tutmaz dediler. Ardı ardına gelmeye başlayınca, başbakan haklıymış demeye başladılar. Sonunda ne oldu? Bütün dünyadaki kredi kuruluşları Türkiye'nin başarısını konuşmaya başladı.

BİR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İDARE EDEMEYEN TÜRKİYE'Yİ NASIL YÖNETECEK?

Cumhuriyet Halak Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aile sigortası vaadini eleştiren Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 'kuru sıkı' sıktığını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu'nun Türkiye gerçeklerinden uzak olduğunu sözlerine ekleyen Başbakan, bir genel müdürlüğü idare edemeyen Türkiye'yi nasıl yönetecek, sorusunu yöneltti. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Dürüst ol! Ama biz hep söyledik, ne aldatan ne aldanan olacağız. Biz bu yolla gelen oyu kendimize yakıştırmayız.