Zehir gibi skandal

İlk incelemesinde, 'Yazıcıoğlu ve Üstündağ'ın kanında karbonmonoksit yok' diyen Adli Tıp, zehire, ancak Devlet Denetleme Kurulu'nun şüphesi üzerine yaptığı ikinci testte rastlayabildi!

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 28 Ocak 2011 Güncelleme 28 Ocak 2011, 15:56
Zehir gibi skandal

İÇİNDEKİLER

Hatalı raporlarıyla çoğu zaman tartışma konusu olan Adli Tıp Kurumu'nun, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'yla ilgili de skandal hatalar yaptığı, Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) raporuyla ortaya çıktı. İlk kez TAKVİM'in kamuoyuna duyurduğu "karbonmonoksit zehirlenmesi" ile ilgili çelişki ve hatalı işlemler zinciri şöyle gelişti:

BAKMADILAR BİLE
Adana Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, Yazıcıoğlu'yla beraber kazazedelerin kan, iç organ parçaları ve idrarlarında "toksikolojik inceleme" yaptı. Yani, zehir olup olmadığına baktı. Yazıcıoğlu ve Erhan Üstündağ'a ilişkin düzenlenen 10.04.2009 tarihli ek raporlarda "1-Kanda Alkol (Etanol-Metanol) ve CO (karbonmonoksit) bulunmadığı, kan, iç organ parçaları ve idrarda aranan uyuşturucu ve toksit maddelerden hiçbirinin bulunmadığı" tespiti yer aldı. Ancak diğer 4 kazazedenin kanlarında karbonmonoksitin var olup olmadığına bile bakılmadı. Bu raporu inceleyen DDK uzmanları, çelişkinin nedenini sordu. Gelen sözlü yanıtta, "Yazıcıoğlu ve Üstündağ'ın kanında karbonmonoksit olmadığına ilişkin ifadenin 'sehven', yani yanlışlıkla" raporda yer aldığı belirtildi. Bu kez kan örnekleri İstanbul Adli Tıp'a gönderildi. Buradaki 07.07.2010 tarihli raporda ise Yazcıoğlu'na ait kan örneğinde yüzde 13,1, pilot Mustafa Kaya İstektepe'de yüzde 26,6, Erhan Üstündağ'da yüzde 21,8, Yüksel Yancı'da yüzde 8,5, Murat Çetinkaya'da yüzde 10.1, İsmail Güneş'e ait kan örneğinde de 27,0 karbonmonoksit bulunduğu belirtildi. Ancak skandallar bununla da bitmedi. Adli Tıp, en yüksek karbonmonoksit oranının, kaza sonrası hayatta kalan gazeteci İsmail Güneş'e ait olmasını şu skandal ifadelerle anlattı: "Kaza sonrası açık ortamda bulunan ve belli bir süre şuurlu yaşayan kişinin kanında yüzde 27 karbonmonoksit tespit edildiğine göre, kandaki zehir oranının kaza anında yüzde 50-60 olması gerekir. Ancak 50-60 aralığı ölüm sınırı olduğuna göre, karbonmonoksit oranının kazadan sonra yükselmiş olduğunu kabul etmek gerekir. Bu nedenle otopsden 15 ay sonra tespit edilen karbonmonoksit düzeyleri ihtiyatla karşılanmalı. Ancak elimizde, 15 ay gibi uzun süre tüpte bekleyen kanlarda karbonmonoksit düzeylerindeki değişime ilişkin herhangi bir çalışma yoktur."

İSTENEN TESTLERİ YAPMADI
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün harekete geçirdiği Devlet Denetleme Kurulu, Adli Tıp'ın açıklamalarını yeterli bulmadığını, raporuna net ifadelerle yazdı. Ayrıca Kurul raporunda, organ sıvılarında karbonmonoksit taraması istenmesine rağmen Adli Tıp'ın bunu yaptırmadığına da dikkat çekti.