Diyabet önlenebilir

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 21 Şubat 2011 Güncelleme 21 Şubat 2011, 00:00
Diyabet önlenebilir

İÇİNDEKİLER

Tip 2 diyabetin ortaya çıkışı uzun bir sürecin sonunda olur. Ortaya çıkışında doğuştan yatkınlık kadar çevresel faktörlerde önemlidir. Örneğin hem annesi hem babası diyabet olan bireyin normal kilolu, sağlıklı beslenen, sağlıklı yaşayan birisi olması durumunda diyabeti 60 yaşında ortaya çıkacaksa bu birey kilo alır, hareketsiz yaşar, sağlıksız beslenirse diyabetin ortaya çıkışı çok daha erken dönemlere 30-40'lı yaşlara kayabilir. Diğer taraftan ailesinde hiç diyabeti olmayan birisi sağlıklı yaşarsa diyabet olmayacakken, çok kilo alır ve sağlıksız yaşarsa ileride diyabet gelişebilir. Yapılan çalışmalarda; diyabetik hastalar normal kilolu olsalardı, bunlardan erkeklerin %64'ü, bayanların ise %77'si diyabet olmayacaklardı. Diyabet en çarpıcı olarak kilo verebilen şişmanlarda engellenebiliyor. İnsülin direncini düzelten bazı ilaçlar hem kilo vermeye, hem de diyabet gelişimini geciktirmeye katkı sağlayabilmektedir.
Kimler bu kadar şanslı kimler değil? Bunun cevabı da doğuştan genlerimizde kodlanmış.
Henüz pratikte doğuştan riskli bireyleri belirleyemiyorsak da genetik bilimindeki gelişmeler ümit verici görünüyor.

TEDAVİDE HEDEF
Diyabet gelişmiş birisinde temel hedef hastalığın organlarda yapacağı hasarı engellemek, hastanın yaşam kalitesini korumaktır. Bunu sağlamak için kan şekerlerini belli seviyelerde tutmak gerekir. Tedavide hedef olarak alınması gereken kan şekeri seviyeleri aslında hastaların yaşı, diyabet süresi, diğer hastalıklarının varlığı, diyabetin seyri gibi faktörler gözönünde tutularak konunun uzmanları tarafından her hasta için ayrıca belirlenir. Üç aylık kan şekeri ortalamasını veren hemoglobin A1c ise 6.5 düzeylerinde olmalıdır.
Kan şekerinin ayarında tutulması için düzenli kan şekeri kontrolleri yapılmalıdır. Kan basıncının iyi kontrol edilmesi, sigaranın bırakılması, kan yağlarının belli düzeylerin altında tutulması bu hastalar için çok önem taşır. Bunun nedeni bu hastalarda en önemli problemlerin kalp ve damar sistemi ile ilişkili olmasıdır.
Kendilerinin fark edemiyecekleri birçok problem bu şekilde erken yakalanabilir ve tedbir alınabilir. Örneğin göz damarlarının ve kalp damarlarının kontrolleri, ayak damarlarında dolaşım, sinir sisteminin değerlendirilmesi, böbreklerin kontrolü bunlardan bazılarıdır.

DİYET BİR CEZA MI?
Diyabet hastaları hastalıklarını öğrendiklerinde yeni bir yaşamla karşı karşıya kalıyorlar. Bu yaşamda öğün atlamak, tatlı, hamur işi, bol kırmızı et yemek, hareketsiz kalmak sakıncalı ve sağlıksız oluyor. Kişinin günde üç ana öğün, üç ara öğün ile beslenmesi, haftada en az üç gün, mümkünse hergün, yarım saatten az olmamak üzere düzenli egzersiz yapması, sigara, alkol kullanmaması, uykusuna dikkat etmesi gerekiyor. Bunlara bakıldığında bazı hastalar cezalandırıldıklarını düşünebilmektedir.
Bütün bu faktörler birleştirildiğinde birey yeni beslenme düzeninde başlangıçta zorlanabilir, ancak bir süre sonra bunlara alışır. Sağlıklı beslenmeye alışan hastalarda tedavi daha kolay yürütülür.

TİP 1 DİYABETİN TEDAVİSİ
Tip 1 diyabette vücutta insülin hiç salgılanamadığı için vücudun doğasını taklit ederek 3 öğün öncesi kısa etkili ve bir kez de uzun etkili insülin şeklinde günde 4 kez uygulanan insülin tedavisi kabul edilmiş en geçerli tedavidir. Tip 1 diyabetli bireyler günlük aktivitelerinde ve beslenmelerinde daha dikkatli olmak zorundadırlar. Öğün atlamaları halinde kan şekerleri aldıkları insülin nedeniyle kolayca düşebilirken, bir doz insülin yapılmaması durumunda bile ciddi kan şekeri yükselmeleri yaşanabilir.

TİP 2 DİYABETTE TEDAVİYE YAKLAŞIM
Diyabet ömür boyu sürecek bir hastalıktır. Bu sebeple kan şekerlerini düşük tutmaya yönelik tüm yaklaşımlar sürekli olmalıdır. Tanı belirlenir belirlenmez sağlıklı bir beslenme planı yanısıra düzenli egzersizler başlanır. Düzenli egzersiz ve diyet uygulanması insanlara zor gelse de aslında bunların alışkanlıktan ibaret olduğu unutulmamalıdır. Bazı kişilere psikolog desteği vermek de gerekebiliyor. Hastaların önerileri yerine getirip kan şekerleri düzeldikçe daha mutlu bir yaşam sürdürdükleri görülür.