'Tüm asistanları tacizden kaçmış'

Bir yayın yönetmeninin asistanı olarak göreve başlayan E., 'Beni zorla öpmeye çalıştı, kaçtım' dedi... Öğrendi ki; haber sunarak halkın güvenini kazanan aynı kişi, bugüne kadar tüm asistanlarını taciz etmişti

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 25 Haziran 2010 Güncelleme 25 Haziran 2010, 00:00
’Tüm asistanları tacizden kaçmış’

İÇİNDEKİLER

Rumuz: E. (Yönetici asistanı)
Medya sektöründe çalışacağı için heyecanlıydı. Yıllarca giyim sektöründe faaliyet gösteren firmalarda yönetici asistanlığı yapmış, ama mutlu olmamıştı. Bir arkadaşının aracılığıyla şimdi sıra bir genel yayın yönetmeninin asistanlığını yapmaya gelmişti. Güzeldi, kendisine göre çok da akıllıydı. Daha iş görüşmesine giderken bile, kendini gösterip televizyonculuğa adım atmanın hayalini kuruyordu. Saat 11.00'de asistanlığını yapmayı hayal ettiği genel yayın yönetmeniyle tanışacak, eğer o kabul ederse 1 hafta sonra işe başlayacaktı. En şık kıyafetlerini giydi. Medya sektörünün yabancısı olduğu için, görüşeceği genel yayın yönetmenini hiç yakından görmemiş, onu sadece yaptığı TV programı sayesinde ekrandan görme fırsatı bulmuştu. 11.00 diye verilen görüşme saati, ancak 12.30'da gerçekleşti. Genel yayın yönetmeninin şık giyimine olduğu kadar kibar konuşmasına da hayran kaldı. Zaten ekranda haberleri sunarken de bir o kadar beyefendi bir kişilik sergilerdi. Görüşme son derece kısa ama bir o kadar da samimi geçti. Genel yayın yönetmeni olmuş, ekranlarda sürekli boy gösteren bir insanın samimi tavrı onu şaşırttı, bir o kadar da mutlu etti. Ertesi gün, gelen haberle sevinçten havalara uçtu. Artık medya sektöründeydi. İlk hafta, işi genel hatlarıyla öğrenmekle geçti. Aklından 'televizyoncu' olma hayali gitmiş, önce asistanlığı iyice kavramak tek isteği olmuştu. Birkaç ayın ardından genel yayın yönetmeniyle samimiyeti de artmıştı. Asistanlığının 4. ayında; herkesin yüzündeki garip bakışı hissetti. Televizyondaki çalışma arkadaşları onunla fazla samimi olmuyor, içten içe onunla alay ediyordu sanki. Bir akşam genel yayın yönetmeni geç saatlere kadar çalışacağını ve kendisinin de kalması gerektiğini söyledi. Hiç düşünmeden 'tamam' dedi. Ne de olsa kendisinden ilk kez böyle bir şey isteniyordu. Saat 23.00 olmuş, genel yayın yönetmeni odasında içtiği 5. viskisini de bitirmişti. 'Hadi gidiyoruz' diye yanına geldi yayın yönetmeni. 'Seni eve ben bırakacağım' teklifi karşısında biraz durup düşündü. Ama nasıl 'hayır' diyebilecekti. Hem, genel yayın yönetmeni ekranların en güvenilir isimlerinden biriydi. Bahçelievler'de oturuyordu, bu saatten sonra eve gitmesi de zordu. Genel yayın yönetmeninin kendisine ait aracının ön koltuğuna kuruldu. Yaklaşık 5 dakika, ne o ne de yayın yönetmeni tek bir kelime etmedi. Genel yayın yönetmeni, Yeşilköy'e saptı ve arabayı bir otelin önünde durdurdu. "Gel" dedi, "Bir şeyler içip konuşalım, canım sıkkın." Nedenini kendisine bile itiraf edemedi ama kabul etti bu teklifi. Otelin barında genel yayın yönetmeni 6. viskisini yudumlarken o, kahvesini içiyordu. Sonra ne olduysa oldu ve yayın yönetmenin eli omzuna geldi. Bir an duraksadı, ne olduğunu anlayamadan genel yayın yönetmeni onu öpmeye kalktı. Apar topar kendisini otelden dışarı atıp ağlaya ağlaya evine gitti. Yaşadıklarını evde bekleyen yaşlı annesine de anlatamadı, arkadaşlarına da. Ertesi gün, erkenden gittiği iş yerindeki eşyalarını topladı. İnsan kaynaklarına istifasını sunup, medya sektörüne sonsuza dek veda etti. Ancak içini kemiren şey bitmemişti. Genel yayın yönetmenine bu cesareti o mu vermişti? Birkaç gün sonra, kendisine yakın bulduğu bir muhabiri aradı. Hata yapıp yapmadığını üstükapalı sormaktı niyeti. Ancak yıllardır genel yayın yönetmeniyle çalışan muhabir, ne sormak istediğini hemen anladı ve içini kemiren şeye yanıt verdi: "Sen çok bile dayandın. Senden önceki asistanları arasında 1 günde işi terk eden oldu. Herkese aynı şeyi yaptığı için artık kendisine bir asistan verileceğini sanmam." Nitekim, muhabirin dediği de çıktı. Bir daha yanındaki tüm asistanlarına asılan genel yayın yönetmenine kimse asistan vermedi. Aldığı onca 'ah' yüzünden de iş hayatında önlemez bir düşüş yaşadı.