Genelde telefonda iki sevgilinin muhabbetidir. Ya da bir şey isterken şımarıklığını belli edeceği zamanlarda usulen kızların yoğunluğunda olan ama yarmagül gibi adamlarda bile gördüğüm şeydir.
Dayanılmazdırlar, hele bir de yanınızda konuşmaları daha da delirtir insanı.
Saatlerce süren uzun konuşmalarını dinlemek zorunda kalmak ayrı bir işkencedir, ne dediklerini anlamazsınız zira.
Değişen ve gelişen dünya şartlarında aslında antropologlar için inceleme konusu olacak kabiliyete sahip insanlardır.
Neden mi? Çünkü ters evrim yaşanabilecek en imkansız olaydır dünya koşullarında.
Evrende sürekli olarak paralel evrim, konvergent evrim, divergent evrim gibi mekanizmalarla işleyen süreçler rastlanılsa da ters evrim çok imkansız gibi görünmekteydi ancak bu insancıklar gelişmek ve değişmek yerine gelişememeyi yaratarak bu ters evrim mekanizmasını işletirler.
Ancak her ne kadar meslek aşkıyla yanıp tutuşan antropologlar çok olsa da böylelerinden kurtulmak için böceklerden kurtulma rehberini tavsiye etmekteyim.
Birbirlerine sempatik gözüktükleri düşüncesiyle yetinirlerken, geriden özürlü olduklarına dair yapılan yorumları bir türlü idrak edemeyecek olan ikilidir.
Fakat bunun en kötü tarafı eğer erkek buna uymuyorsa kızın tek başına bunu yapması.
- Aşkıeam sen beni seemiyosun artık.
- Ya bebeğim olur mu öyle şey ya. Çok seviyorum...
- Seemiyosun işte seemiyosun.
- Meleğimsin yaa bitanemsin.
- Yalan. Ya bana ne bana ne.
- Yeter ya düzgün konuş...
ERKEKLER Çevresinde
gayet ciddi görünen ağır başlı oturmuş adam profili çizen adamın sevgilisine şirin gözükmek için bebek gibi konuşma taklidi yapması kadar iğrenç versiyonu yoktur. Kadın zaten seni ağır oldugun için seviyor. Bilmiyon ki böyle yaptımı söylemese de senden iğreniyor. Aslolan maymunluk etmeden güldürebilmektir sevgiliyi. Bebek gibi konuşan arkadaş, olum biz delikanlıyız, ağır abiyiz dalayına gideriz ayağı yapar ama telefonu çalar.
- Efendim böbişim, yapıyoysun sen bakim? Kayfaltını ettin mi yavruşu?
Şimdi oldu mu delikanlı?
* * *
ENGELLERİNİZİ KALDIRIN
Bugün size azmin, yaşama sevincinin, her türlü zorluğa rağmen hayatın ne güzel olduğunu bize gösteren, o bir hasta BJK'li kartal, o bir Gülşen hayranı, o bir yazar, o bir çapkın, o büyük işler adamı, o bütün engelleri hem kendinde aşan hem de kitapları ile bize hiç bir engel olmadığını anlatan. O koca yürekli Ersin ATA. Sevgili Ersin'in iki kitabını da okuyu nca engellerin sadece beynimizde olduğunu anladım.
Bu iki kitabı herkese tavsiye ederim.
Hayatın aslında ne kadar güzel olduğunu anlayacaksınız.
Haaa bu arada bu çapkın adamın bu koca yürekli adamın bugün doğum günü.
İYİ Kİ DOĞDUN ERSİNNNNN.
LÜTFİ ALBAYRAK
