Genellikle evli çiftlerde, bu konu sıkıntı boyutunu aşmış durumda.
Evli kadınların bir araya geldiklerinde kocalarını şikayet etmeleri de ayrı bir konudur. Bunu bir başka gün sizlere aktaracağım.
Ama önce bir örnek vermek istiyorum. "Ya adam flört dönemimizde susmuyordu.
Evlendik çok değişti. Eve geliyor televizyonun karşısında öküzün trene baktığı gibi zap yapıyor ayol." Bu örnek en çok duyduğum şikayetlerin önde gideni. Şimdi erkek anatomisini biraz inceleyelim. 23 BİN KELİME : Araştırmalara göre bir kadının ağzından günde 23 bin kelime çıkarken, erkeğin ağzından en iyi ihtimalle bunun yarısı kadar kelime çıkar. Aslında gün içerisinde yaptığı monoton şeylerden bahsetmeyi sevmezler.
Hatta hatırlamazlar bile. Doğaları gereği bu kadar konuşacak şeyleri yoktur. Onları küçümsemeyin farklı bir metabolizmaya sahip olduğunu bilin sadece. ZAMANLAMA YALNIŞI: Gün boyunca çalışıp didinip eve yorgun dönen kadın, günün nasıl geçtiğiyle ilgili sohpet etmeyi yorgunluk olarak görmez. Ama erkek bir kelime eder o da "İyi" bu kelime bile yorgunluğun üstüne bir yorgunluk eklemek gibi olur.
Ve genellikle kavga ile sona eriyor bu tür vakalar: "Geliyorsun buraya televizyonun karşısında bir kelime bile etmeden oturuyorsun. Bak saçımı kestirdim onu bile farketmedin. Evden gitsem haberim bile olmayacak.
Yazıklar olsun" Bu durumda tecrübeli erkek yine sessiz kalarak ateşin küllenmesini bekler. Aslında kocanızla konuşabilirsiniz. Mesela tuttuğu takım galip gelince yada dinlenmiş bir anda. Kocanız konuşulmayacak bir adam değil. ÇOCUKLUKTAN: Yani her erkek çocuğa küçük yaştan itibaren "Sen erkek adamsın.
Erkek adam çok konuşmaz" ve "Kadın gibi gülme" ideolojilerinii beyinlerine kazırsanız o çocuk büyüdüğünde bilinç altında çok konuşmayacağını ve çok gülmeyeceğini bilir. ACELECİ OLMAYIN: Kadınlar konuşma konusundaki önceliği hiç kimseye kaptırmaz, lafı kimseye bırakmak istemez. Bu da karşısındaki erkeğin zaman zaman duygu ve düşüncelerini ifade etmeyi isteyip de buna fırsat bulamamalarına neden olur. Eve bir şey almak istiyorsunuz. Bunu kocanıza iletiyorsunuz bir heyecanla fikrini bile sorarken aslında siz zaten karar vermişssinizdir. Mesela:
- Cezmi bir kitaplık gördüm çok güzel. Görsen beğenirsin. Onu eve almayı düşünüyorum ne dersin. (Bakın cümleye siz zaten karar vermişsiniz.) - Ne kadarmış hayatım. (İşte erkeğin tek merak ettiği konu bu.
Çünkü zevkler ve renkler onun için bir şey ifade etmez hale gelmiş. Beğenmese bile onu elbet bir gün alacağınızı biliyor. Ama sizi fiyattan vurmaya çalışıyor.) - 1000 TL. Bir şey değil. Kuaför masraflarımdan keserim. Her gün gitmem haftada üç gün giderim. (Fiyat pahalıdır. Ama Kadın çakalca erkeğin şikayet ettiği masraflardan vuruyor.) Sonuç olarak o kitaplık alınır.
Ama kuaför masrafları da kesilmez. Çünkü kitaplık alındığı belli bir süre sonra unutulur.
Bunun gibi bir çok etken erkeklerin neden konuşmadığını ortaya koyuyor. Bence sevgili kadınlar konuşmak için doğru zamanı kestirin ve bu konuya artık alışsanız iyi olur.
* * *
KOCANIZ ALDATIRSA NE YAPARDINIZ
Uluslararası ölçekte bir kadın araştırması yapan sosyolog, dünyanın çesitli ülkelerinde kadınlara bir soru sormuş. Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız??? Soruya ülkelere göre verilen yanıtlar ise şöyle olmuş: İsveçli: Neyimi beğenmediğini sorarım. Rus: Evi terk ederim. Fransız: Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim. İtalyan:
Kadını vururum. İspanyol: Kocamı vururum. Yunanlı: Her ikisini de vururum. Türk: Benim kocam yapmaz!
LÜTFİ ALBAYRAK
