'Kıral'ın gözünden Haliç

Haliç-Altınboynuz ile ilk belgeseline imza atan yönetmen Erden Kıral, "Haliç'teki insanların, yatırların, kiliselerin, camilerin, sokakların öyküsünü, görünenin ötesini anlatmaya çabaladık" diyor

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
'Kıral'ın gözünden Haliç

Yönetmen Erden Kıral, Bereketli Topraklar Üzerinde, Mavi Sürgün, Hakkari'de Bir Mevsim gibi önemli yapımların ve son filmi Vicdan'ın ardından 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın da katkılarıyla bir Haliç belgeseline imza attı. Filmin özel gösterimi önceki akşam, İstanbul'da yapıldı. Erden Kıral kariyerinde ilk kez bir belgesel çekmiş olsa da, filmleri aslen belgesel dokusu taşıyan yapımlar. Bu nedenle yönetmen türe çok da yabancı sayılmaz.

Özel gösterim öncesi bir araya geldiğimiz Kıral'la hem Haliç Altınboynuz'u hem de belgesel sinema ile ilgili düşüncelerini konuşma fırsatımız oldu. Kendisi belgesel çekmiş olmaktan memnun. Haziranda çekimleri tamamlanan film, ağustosta taze taze karşımıza geldi. Kıral'a neden Haliç'i mekân edindiğini sorduk; bir 'kardeşçe yaşama projesi' olarak adlandırdığı bu film için Haliç'in önemini bizzat ondan dinlemek istedik.

KARDEŞÇE YAŞAMIN SİMGESİ: "Haliç çok kültürlü, çok dilli, çok dinli, insanların bir arada sorunsuz yaşadığı bir yer. Kardeşlik duygusunu görebildiğiniz bir yer. Mistik tarafları da var. Pierre Loti, neredeyse kutsal bir anlam kazanan Eyüp. Hepsi Haliç'in, başka hiçbir yerde yaşayamayacağınız hisleri yaşatmasını sağlıyor. Balat'ta uzun yıllar yaşamış, ancak bir vesileyle buradan uzak kalmak zorunda kalan bir adamın gözünden manzarayı izliyoruz. Dış ses olarak belgesel boyunca görüntülere eşlik ediyor. Gaipten gelen bir ses değil bu. Gerçekten orada yıllar evvel yaşamış ve şimdilerde ayrı kalmış bir adamın hikâyesi. Film Haliç'le birlikte o adamın öyküsünü de anlatıyor. Haliç'in bugünkü değişimini, çarşılarının, sokaklarının dinamizmini ve mevcut manzarasını da geçmişle olan ilişkisiyle ele aldık. Görünen gerçeğin ardındaki anlamları aradık. Büyülüğü gerçeğe ulaşmaya çalıştık. Tabii Haliç bunca değişimine rağmen ruhunu kaybetmemiş, çarpık yapılanmalar, o yeni kalabalık bile onu bozamamış. Filmde kullandığımız müzik de Anouar Brahem'e ait olan harika bir müzik."

ARA GÜLER'İN YAPTIĞINI FİLMDE YAPTIK: "Gözlemlerimizin ötesini yansıtmaya çalıştık, orada yaşayan insanların, orada yaşamış insanların, yatırların, kiliselerin, camilerin içlerini, kalabalıkların dolaştığı sokakların öyküsünü, görünenin ötesini anlatmaya çabaladık. Haliç'i kucakladık. En çok Eyüp ve çevresinde çalıştık. Orası çok zengin bir bölge."

FİLMLERİM BELGESEL TADINDA: "Hayatı olduğu gibi kameraya alırsanız, haber filmi olur. Bir de benim de senelerce yaptığım türden kurmaca filmler vardır. Haliç'te ben her ikisini de aynı potada eriten bir belgesel yapmaya çalıştım. Elbette kurguyu çok fazla işin içine sokmamanız gerekiyor, ama ham gerçeği görüntülere döktüğünüz bir haber filmi de olmaması gerekiyor belgeselin. Çok ince bir çizgi var arasında. Bazı şeyleri olduğu gibi yansıtabilmek önemli. En nihayetinde bir filmde kurmaca söz konusuysa, o filmde gerçeğin gerçek olduğuna inanmamak lazım. Ayrıca belgesel çekerken, daha önceki filmlerimde belgeselciliğin bana çok yardımının dokunduğunu da fark ettim. Benim önceki filmlerime baktığınızda da belli bölümlerinde belgesel estetiğinin yer aldığını görürsünüz. Hatta ben biraz da abartarak 'Hakkari'de Bir Mevsim aslında Genco Erkal üzerine yapılan bir belgeseldir' demiştim. Belgesel çekmeye devam edebilirim, ancak şu anda yeni bir projem var."

YENİ PROJEM MADENDE GEÇİYOR: "Aralıkta çekmeyi planladığım bir sinema filmi projem var. Senaryosunu tamamladım, hatta ismini şu anda veremeyeceğim oyunclarımla çalışmalarımı da yaptım. Film işlediği bir cinayetin ardından düşmanlarından kaçmak için bir madene sığınan, burada çalışmaya başlayan ve bir yerden sonra buradan hiç çıkmadan yaşamını madende sürdüren bir adamın hikayesini anlatıyor. Zamanla düşmanı izini buluyor ve o da madende çalışmaya karar veriyor. Filmin ismi şimdilik Bir Adam, ancak ileride değişebilir. Şu anda finansal meseleleri çözmek için çabalıyorum. Zaten benim hayatımın yüzde 90'ı para aramakla, yüzde 10'u da film çekmekle geçiyor."