Son yıllarda diyabet yani şeker hastalığı salgın halinde yayılıyor. 30-35 yaşından sonra ortaya çıkan TİP-2 diyabet toplumun yaklaşık yüzde 14'ünün yakasına yapışmış bulunuyor. Rakamların korkutucu olduğunu söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar, "Ve bunların da yaklaşık yüzde 80'i şeker kontrolünü yeterince sağlayamıyor. Problem insülin yokluğundan değil insülin kullanımından kaynaklanıyor" diyor. Dr. Kar, hastalığın gelişimini şöyle özetliyor:
RİSK YAŞLA ARTIYOR
"Dokular insüline karşı direnç geliştirerek insülinin hücre içine girişini engelleyerek, fonksiyonunu bloke ediyor. Şeker hastalığı öyle bir problem ki, 'pankreas' dediğimiz organ insülin salgılayan hücrelere sahip ve bunların belirli bir miktarı var. Kişi yaşlandıkça buradaki hücreler de fonksiyonlarını kaybedebiliyor. Doğduğumuzda buradaki hücrelerden kaynaklanan hem insülin salgılayacak hücre adedimiz hem de potansiyelimiz mevcut. Bunu ideal bir şekilde kullanarak bu süreci şeker hastası olmadan devam ettirmek mümkün. Erken dönemde şeker hastası olmak biraz bizim yaptıklarımızla alakalı."
İÇERİKLERİYLE OYNANDI
Beslenmenin de şeker hastalığında önemli olduğunu ifade eden Dr. Kar, 'yararlı' diye tüketilen birçok besinin içeriğiyle oynandığını, bu yüzden de hastalıklara davetiye çıkarıldığını ifade ediyor. "Eskiden süt, ekmek, yoğurt doğal ortamda üretilirmiş ama günümüzde öyle değil" diyen Dr. Kar, "Tavuk, ekmek, hazır yoğurt bizim önermediğimiz gıdalar.
Kullanılan buğday, un kalitesi eskilere göre çok değişmiş durumda. Bunlar glisemik endeksi yüksek gıdalar, vücuda girdikleri zaman çok fazla insülin salgılatıyorlar" şeklinde konuşuyor. Dr. Kar, rafine gıdalar ve fastfood kültürünün de hastalıkların habercisi olduğunu vurguluyor.
Birçok uzman tavukların artık doğal olmadığını, besleyici değerinin kalmadığını, hatta kansere bile yol açtığını iddia ediyor. Op. Dr. Fatih Kar da, diyabete yakalanmamak için mümkün olduğunca doğal gıdalarla beslenmek gerektiğini vurguluyor...
DOĞAL BESLENİN
İçeriğiyle oynanmış gıdalar insülin salgısını artırıyor. Böylece vücutta bir sürü tepkinin tetiği çekiliyor. 'Metabolik sendrom' dediğimiz tablo ortaya çıkarak kişi şişmanlıyor. Tansiyon fırlıyor.
Kandaki yağ düzeyi bozuluyor. Devamında ciddi anlamda damar tıkanıklıkları başlıyor. Kişiler şeker hastası oluyor.
Gözler, böbrekler, damarlar, bacaklar, kalp, ana damarlarda sıkıntı çıkıyor ve geri dönüşü olamıyor.
Bu yüzden mümkün olduğu kadar doğal gıdayı tercih edin. Ev yapımı yoğurt hem prebiyotik zengini hem de diyabet de dahil birçok hastalığa karşı kalkan görevi görüyor.
MERDİVEN ÇIKIN BİLGİSAYARI BIRAKIN
"ŞEKER hastalığının önlenmesi ya da erken evrede tedavisi ana hedefimiz. Bu yüzden sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam önemli. Asansör, araba ve bilgisayarlar hayatımıza girdiğinden beri hareketsiz yaşam arttı, obezite korkunç rakamlara ulaştı. Diyabet ve kalp damar hastalıkları yükseldi. Araştırmalar asansör kullanmamanın kişiye yılda 6-7 kilo verdirdiğini gösteriyor. Öte yandan yediğimiz, içtiğimiz rafine gıdalar ve hamburger gibi fast-food kültürü de hastalıkların habercisi."
ŞEKERDEN AMELİYATLA KURTULUŞ MÜMKÜN
"EĞER kişi TİP-2 diyabetse, kontrol edilememiş bir şeker düzeyi varsa, ilaçlara rağmen gözler, bacaklar, kalp, beyin, ana damar etkileniyorsa, insülin dengesini tutturamıyorsa ve kilosu yüksekse şeker ameliyatı düşünülebilir. Şeker ameliyatlarında vücut kitle endeski 30'un üstü olan hastaları ele alıyoruz. Şeker ameliyatları tüp mide ameliyatına benziyor ancak ilave müdahaleler içeriyor. Klasik tüp mide ameliyatından daha geniş bir mide bırakıyoruz ve midenin çıkış kısmına ince bağırsakların son 250 santimetresini getirerek yeni bir bağlantı açıyoruz. Böylelikle gıdaların 3'te 1'i eski yolundan 3'te 2'si de yeni yolundan gidiyor ve bağırsakların son kısmına ulaşıyor. Bu sayede şeker üzerinde çok ciddi koruyucu etkileri olan hormonların salınımını uyarıyoruz."
