Eski Türkiye yok

Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Ekonomi Direktörü Doç. Dr. Nurullah Gür, ABD ile varılan anlaşmayı değerlendirdi: Türkiye istediğini aldı. Amerika da şunu gördü ‘Türkiye artık eski Türkiye değil. Bazı göz korkutmalarla, tehditlerle sinecek bir Türkiye yok...’

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 21 Ekim 2019 Güncelleme 22 Ekim 2019, 03:32
Eski Türkiye yok

İÇİNDEKİLER

Amerika ile Türkiye arasında varılan anlaşma ile yeni bir döneme girildi. ABD eski Başkanı Obama döneminde başlayan Türkiye karşıtlığı (düşmanlık daha iyi bir tanımlama olabilir) bugüne kadar uygulandı. ABD'nin ontolojik olarak yakın zamana kadarki uygulamaları ile Türkiye diz çöküp baskılara boyun eğerdi. Son dönem gösterdi ki, ABD artık her istediğini ne dünyaya ne de Türkiye'ye yaptırabiliyor. Bunda, ABD'nin eski gücünde olmaması kadar, Türkiye'nin de ayakları üzerinde durması, bağımsız hareket edebilme kabiliyeti etkili oluyor. Barış Pınarı Harekatı ile iplerin gerildiği bir dönemde ABD ile Türkiye arasında anlaşma yapıldı. 120 saatlik PKK/PYD'nin Kuzey Suriye'den çekilmesi anlaşmanın nihayete ermesine neden olacak.

Şimdi gözler 14 Kasım'da Trump-Erdoğan görüşmesi ile, 5 yıla yakın bir zamandır ABD ile Türkiye arasındaki gerilim zirve yaptıktan sonra sorunların çözümünde bir uzlaşma dönemine girilip girilmeyeceğinde. Bu konuları Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Ekonomi Direktörü Doç. Dr. Nurullah Gür ile konuştuk.

Amerika ile Türkiye arasında yapılan anlaşmayı ekonomi boyutları ile konuşalım.
Türkiye Suriye iç savaşının çok başlarından itibaren bu güvenli bölgenin kurulması gerektiğini her defasında dillendiriyordu. Hem İran tarafına Amerikan tarafına Rus tarafına bütün bölgedeki küresel ve bölgesel güçlere bu güvenli bölgeyi hem Türkiye'nin ulusal güvenliği öteki taraftan bölgesel istikrar açısından ve mültecilerin durumu açısından gerekli olduğunu altını kalın çizgilerle çizerek belirtiyordu. Ama maalesef bugüne kadar Türkiye'nin bu makul isteği gözardı edildi. Başta ABD olmak üzere çoğu defa Türkiye oyalanmaya çalışıldı diplomasi masasında verim alamadık, oyalandık. Bir yerden sonra sonra terörün maliyetlerini düşünecek olduğumuz zaman ve o bölgenin güvenliğinin bizim açımızdan önemini göz önüne aldığınızda böyle bir askeri operasyon kaçınılmaz hale geldi. Dolayısıyla bu askeri operasyon sonucunda Türkiye en azından şu aşamada istediğini aldı gibi görünüyor. Güvenlikli bölgenin oluşturulması açısından yoksa Türkiye'nin burada başka bir hedefi yok. Sadece o güvenlikli bölgenin oluşturulması amacı vardı onu da şu anda başarmış olarak görülüyor.

Burada hem sahada başarı elde edildi hem de müzakerelerde Türkiye istediğini elde etti diyebilir miyiz?
Diyebiliriz Türkiye bu güvenlikli bölge meselesini hem diplomatik yollarla çözmeye çalıştı bugüne kadar. Ama maalesef Rusya ve Amerika gibi ülkeler Türkiye'yi oyaladılar Türkiye artık diplomatik yollarla bu işin diplomatik yollarla çözülemeyeceğini anladı ve sahaya girdi. Tabi sadece saha ile de bu mesele çözülemez ikisini dengeli götürmeniz lazım. Sahada elde ettiği başarıyı diplomasi masasına taşıyarak orada istediğini almış oldu.

Ekonomik yaptırım tehditleri için neler söyleyebilirsiniz? Arkasından Halkbankası'na açılan dava. Bu ne anlama geliyor. Bizi tehdit mi ediyorlar?
Özellikle bu operasyonun ilk gününden itibaren hem cumhuriyetçi hem demokrat kanaldaki üyeler kongreye bununla ilgili bir öneride de bulundular. Oradaki bahsi geçen finans sistemi ve ticarete yönelik yaptırımlar aslında daha ağır yaptırımlardı. Trump kendi kamuoyundan gelen baskıları biraz da ön almak için , orada sıkışmıştı. Çünkü şu anda iç siyasette sıkışmış bir Trump görüyoruz, o sıkışmayı biraz önlemek açısından biraz rahatlamak açısından Türkiye'ye belli yaptırımlar uygulamayı uygun gördü. Amerika ile türkiye arasında dış ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkartmaya yönelik yatırım niyeti vardı. Şu an Türkiye ekonomisine ek yaptırımlar değil, şahsa yönelik yaptırımlar yoksa ekonomiye yönelik yaptırımlar değil. Savunma sanayi gibi bakanlıklara yapılan yaptırımların da kısa ve orta vadede ekonomiye etkisi olmayacaktır, belki uzun vadeli olabilir tabi ama.

100 MİLYAR DOLARLIK ANLAŞMA UYGULANMA AŞAMASINDA DEĞİLDİ

100 milyar dolarlık anlaşma başlamış değildi. Demir Çelik vergileri yüzde 50 idi yüzde 25'e çekilmişti. Trump'ın kongre ve senatodan ön alıp hafifletmeye çalışma konusu var mı?
Aynen öyle Trump bu operasyona karşı değldi, yaptığı açıklamalardan belli açıklamalarını ele alsak bunu çok net bir şekilde görüyoruz. Ortadoğu'daAmerikan varlığının sürmesini istemeyen bir Trump var, bu operasyondan rahatsız değil. Kamuoyunun baskısı Trump'ı bu tip yüzeysel yaptırımlar alıp kongreye gelen daha ağır yaptırımların önüne geçmeye çalışıyor. Yapmaya çalıştığı bu. Demir Çelik'e zaten bir gümrük tarifesi gelmişti, sonradan iptal oldu, eskisi kadar Amerika'ya , iki üç yıl öncesi ile kıyasladığımızda zaten Amerika'ya o kadar demir çelik satamıyoruz anlaşma zaten yürürlüğe girmiş bir anlaşma değildi.100 milyar dolarlık ticareti yatırım bir iyi niyet anlaşmasıydı, yürürlükte değildi. Dolayısı ile bunların ekonomiye etkisi gözardı edilebilecek seviyede. Ne oluyor tabi finans piyasasında belirsizlik gündeme getiriyor bu belirsizlikler de borsa ve döviz piyasasında dalgalanmalara sebep olabiliyor. Belirsizler aracılığı ile ekonomiye dolaylı etkisi oluyor.

ARTIK HALKBANK DAVASI YARGIYA TAŞINIP SONUÇLANSIN

HALKBANK DAVASI DEMOKLESİN KILICI MI?
Bana kalırsa bu işin artık tamamen yargıya taşınmasını pozitif gördüm, neyse artık çözülsün. Buradan çok ciddi bir şey çıkacağını düşünmüyorum. Şu an en azından gördüğümüz kadarı ile Rıza Zarraf ve Hakan Atilla davasından anladığım kadarıyla çok cezanın çıkma olasılığını görmüyorum. Çıksa bile geçmişte ABD''nin Avrupa bankalarına kestiği cezalarla kıyaslanmayacak boyutta olacak. Dediğim gibi ceza olmaz, şu anki mevcut doneler göre. Çıksa bile Avrupalı bankalara kestiği cezalardan daha düşük bir ceza gelir. Bu işin sonu ortaya çıkması iyi olur. Çünkü ABD bunu sürekli bir şantaj olarak kullanıyor. Şantaj olarak kullanınca ekonomiye daha fazla zarar veriyor. Piyasayı tedirgin ediyor. Borsa İstanbul dalgalanmasına sebep oluyor. Dava çözümlensin ve bir karar çıksın. Karar Türkiye lehine olur umarım, aleyhine olursa Türkiye başka kanallardan haklarını arayacaktır .

ABD'NİN ÇİN İLE MÜCADELESİNDE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE İHTİYACI VAR

Bu ikili ilişkilerin ticari boyutuna bakarsak Çin ile büyük bir mücadele içinde olan ABD Türkiye ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere ihtiyacı yok mu?
Var… Çünkü Çin'e karşı uygulamış olduğu tarife artışları veya gümrük dışı ticareti önleyici önlemlerden dolayı ABD'de enflasyonun artma riski var. Bazı ara malların piyasada az kalma, arzın kısıtlanması riski var. Bu da ABD ekonomine enflasyon ve büyüme açısından zarar verebilir. Dolayısıyla Çin'den boşalan alan ABD piyasasında Türkiye, Meksika, Güney Afrika, Endonezya Filipinler gibi, Tayland gibi ülkelerden giderilmesi lazım. Türkiye'nin aslına bakarsanız ABD'nin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere ihtiyacı var. Türkiye'nin ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkrama niyeti bunun yansıması.Türkiye bazı alanlarda Çin'in boşluğunu doldurma potansiyeline sahip. Bizim güçlü bir imalat sanayimiz var, her ne kadar maliyetler Çin kadar ucuz olması da yine de ürün çeşitliliği açısından Çin'in boşalttığı boşlukları doldurabilirdik.

13- 14 Kasım'da Beyaz Saray'da Trump- Erdoğan görüşmesi var. Bu görüşmeden ekonomik bakımdan ne bekleriz?
Eğer bu şu anda biliyorsunuz YPG'nin ve ona bağlı güçlerin güvenli bölge dışına çıkma süreci devam ediyor. Orada pürüz yaşanmazsa, geri çekilme herhangi bir şekilde ertelenmezse, YPG tarafından sabote edilmezse, Türkiye güvenli bölgenin güvenliğini sağlamak için askerini tutarsa o görüşmeye rahat gidecek. Türkiye o zamana kadar uluslararası siyasi ortamın yumuşacağını düşünüyorum. Şu 120 saatlik süreç başarı ile sonuçlanırsa o zaman yaptırımların geri çekilmesi tekrar 100 milar dolarlık ticaret hacmi çağrısın yenilemesi ve buna yönelik çalışma grupların oluşması, işadamlarını ve bürokratlarınını bu ticaret hacmini arttırmaya yönelik çalışmalarını öngörürüz.

AMERİKA'NIN KAFASI KARIŞIK

Anlaşma başarı ile sonuçlanırsa bu 120 saat sonunda Amerika ile ilişkiler nasıl bir boyuta taşınır?
Zor bir soru . ABD şu anda çok farkılı devlet kurumlarının çok farklı ajandaları var. İlk defa ABD yönetimi genelinde ilk defa tarihinde bu kadar çok sesli ve kafa karıştıran mesajlar geliyor. Pentagon, Başkan, Dışişleri Bakanlığı başka söyleyebiliyor. Dolayısıyla ile Suriye konusunda kesin bir çözüme ulaşılmadan sahada Türkiye ve ABD yok. Rusya ve iİan ve bazı diğer aktörler var. Suriye meselesinde kesin bir çözüme ulaşmadan Türkiye - ABD ilişkilerinde böyle zikzaklı dönemler olabilir.

TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL, ABD BUNU GÖRDÜ
Trump 2020'de başkan olamaz. O yarı bazı zikzaklar olacak ama en azından ABD şunu gördü, Türkiye artık eski Türkiye değil bazı göz kokutmalarlar sinecek bir Türkiye yok. ABD onu görmüş oldu. 2014'ten sonra yaşanan süreçte zaman zaman böyle karşı karşıya geldik ABD'nin Türkiye'yi önemli bir bölgesel aktör olarak kabul etmesi gerekiyor ve zaman zaman ABD çıkarları ile Türkiye çıkarlarının farklılaşabileceğini ve Türkiye'nin kendi çıkarları için adım atabileceğini anlaşılması gerekiyor. Suriye'de işler rayına oturana kadar bazı dalgalanmalar, zikzaklar yaşanabilir.

2014'ten beri Türkiye'yi dizayn etme, pek çok müdahaleler olu. Hiçbir birinde Türkiye dizlerinin üzerine çıktı. Trump'ın "PKK ile anlaşmayı Obama yaptı", sözleri hem ifşa hem de eskisi gibi istediğim herşeyi yapamam mı demektir?
Obama'nın ikinci döneminde atmış olduğu admılardan Amerika'da rahatsız olan adımlar var. Bir NATO ülkesi olan, önemli müttefik olan Türkiye ile ilişkileri gerdiğini düşünen siyasetçi akademisyen ve düşünce kuruluşu temsilcileri var. Trump, Obama'nın Ortadoğu politikalarının çöktüğünü, işe yaramadığını ve bölgeyi istikrarsızlaştırdığını düşünüyor. Türkiye'nin argümanlarını, S400 ve güvenlikli bölge konusunu Trump Obama'dan daha iyi anlıyor. Türkiye'ye hak veriyor. ABD'nin Ortadoğu'ya harcayacağı parayı içeride harcaması gerektiğini düşünüyor. Amerika'da eğitim ve ekonomi alanında pek çok konuda sıkıntı var. Niye ABD Ortadoğu bekçiliği için bu paraları harcıyor diye düşünüyor Trump.

ALİ DEĞERMENCİ / NASIL OLUYOR?