Siyasette liyakat ne anlama geliyor? Liyakat ne demek?

Son zamanlarda daha çok siyasi ortamlarında duymaya başladığımız liyakat kelimesi vatandaşlar tarafından araştırılıyor. Kökeni Arapça olan kelime layık olma anlamına gelmektedir. Mesleki anlamda ise liyakat kavramı somut verilere dayanarak bir seçim aşamasının adaylar içinde mesleğin sorumluluklarına uygun olarak yapılması anlamına gelmektedir. Peki Liyakat nedir? Liyakat kelime anlamı ne demek? Siyasette liyakat anlamı ne?

Giriş Tarihi 13 Ağustos 2019, 17:22 Güncelleme 13 Ağustos 2019, 17:22
Siyasette liyakat ne anlama geliyor? Liyakat ne demek?

İÇİNDEKİLER

Liyakat nedir? Liyakat kelime anlamı ne demek? Kökeni Arapça'dan gelen kelime layık olma anlamına gelmektedir. Bu kelimenin siyasette sıkça kullanılması, anlamının daha derin bir şekilde araştırılması gerekliliğini doğurmuştur… Günümüzde çeşitli mesleki kademelere layık olan adayların ilerlemesi/ilerleyememesi küresel bir sorun teşkil etmektedir. Vatandaşlar gündem olan kelime hakkında araştırma yapmaya başladı. İşte Liyakat ne demek? Siyasette liyakat ne anlama geliyor? Son zamanlarda özellikle siyasiler tarafından sıklıkla kullanılan "liyakat" kavramı, Arapça "lyk" kökünden gelmekte ve "layık olma" anlamını taşımaktadır. Mesleki açıdan liyakat kavramı, somut verilere dayanan bir seçim safhasının, adaylar arasında mesleğin gerekliliklerine uygunluk ölçüsüne paralel olarak sonuçlandırılmasını ifade etmektedir.

Günümüzde çeşitli mesleki kademelere layık olan adayların ilerlemesi/ilerleyememesi küresel bir sorun teşkil etmektedir. Yöneticiler ilgili alanlarda yetkin kimselerin yer almasını istiyorlarsa da, kimi zaman kişisel menfaatler bunun önüne geçebiliyor. Söz konusu somut durum ise terminolojik anlamda "liyakatsizlik" durumunu meydana getiriyor.

Her ne kadar her bir mesleki kademe için farklılık arz ediyor olsa da genel başlıklarla liyakatin temini, tercih edilecek adayın belirli şartları taşımasına bağlıdır.

Eğitim: Adayın, işin gerektirdiği eğitimi almış olması.

Deneyim: Adayın, işin gerektirdiği deneyime sahip olması.

Performans: Adayın, diğer adaylara nazaran sarf ettiği çaba ölçütü.

İletişim: Adayın, işin gerektirdiği ölçüde iletişim becerisine sahip olması.

Diğer etmenler: Yukarıdakilerin dışında somut verilere dayandırılabilen ve adayın önceliğini gerektiren hususların mevcudiyeti.

Kişilerin ilgili işlere uygunluk – yaraşırlık durumu değim, kifayet, yeterlilik olarak ifade edilmektedir. Yeterlilik ölçüsü dikkate alınmaksızın yahut en azından esas teşkil etmeksizin meydana gelen terfiler, liyakatsizliği doğuracağı gibi; liyakatsizlik durumu ise uzun vadede örgütün yönetiminde sorunlara sebebiyet verecektir.

Yöneticiler örgüt idaresinin başında yer alsa da, ilgili yetkinin devredildiği kimseler yetkiyi kullanabilecek kifayete sahip değilse genel üzerinde zararlar meydana gelmesi muhtemeldir. Bu kapsamda yöneticilerin su yüzüne çıkan bencillik yanılgısı, örgütün diğer üyeleri için geriye iki seçenek bırakır.

Liyakat dışında esas alınan kıstasların sağlanması.

Verimsiz çalışma.

O halde liyakatsizliğin baş gösterdiği hallerde yönetsel açıdan sorunlar meydana gelmese dahi, diğer adaylarda oluşan algı, mevcut görevlerin yerine getirilmesinde verimsizlik ortaya çıkaracaktır. Bu verimsizliğin düzeyi ise, adayların algısı dolayısıyla hedef kadrolardaki yetersizlikle doğru orantılı olacaktır.

Açıklanan sebeplerle örgütün devamlılığı ve ilerleyişini menfaat edinen idarecilerin, örgüt üyelerinin sağduyusunu hissedebilir olması, kadrolaşmak yerine liyakatin esas alınarak kademeleri tamamlaması ve idarenin iş birliği içerisinde çalışmasını sağlaması, uzun vadede kişisel ve her halde genel menfaatin temin edilmesini sağlayacaktır.

Şahısların söz konusu işlere uygun olmaları, yeterli olmaları ifade edilmektedir. Yeterlilik ölçeği dikkate alınmadan ya da en azından esas olarak göz önünde bulundurulmadan gelen terfiler, liyakatsizliğe sebep olabilmektedir. Aynı zamanda uzun vadede örgüt yönetiminde sorun yaşanmasına yol açacaktır. Yönetici kişiler yönettikleri örgütün başında bile bulunsalar söz konusu yetkinin devredildiği kişiler yetkiyi kullanabilecek vasıflara sahip değillerse genellikle zarara sebep olmaktadırlar.

Liyakatsizliğin görüldüğü durumlarda yöneticiler tarafından bir sorun yokmuş gibi görülse bile, öteki kişiler tarafından oluşturulan düşünce, söz konusu görevlerin tamamlanmasında verimsizlik çıkmasına sebep olacaktır. Bu verimsizliğin yüzdesi, adayların algılarında yetersizliğin durumuna göre değişiklik gösterecektir. Belirtilen sebeplerden örgütün devamlılığı ve sürekliliğini menfaat edinerek hareket eden yöneticilerin, örgütteki diğer kişiler tarafından hissedilebiliyorsa, liyakat kullanılarak terfi edilebilirler ve daha verimli bir çalışma ortamı sağlanabilmektedir.