Son depremler Kandilli Rasathanesi AFAD deprem listesi 8 Ağustos Denizli Antalya, Burdur Isparta son dakika deprem şiddeti kaç?

Son depremler Kandilli Rasathanesi AFAD deprem listesi. Son dakika haberine göre Denizli'de deprem meydana geldi. AFAD depremin merkez üssünü Bozkurt ilçesi olarak duyururken, saat 14.19'da meydana gelen depremin büyüklüğü 6 olarak duyuruldu. Kandilli Rasathanesi ise depremin büyüklüğünü 6,5 olarak duyurdu. Deprem Antalya, Burdur ve Isparta'da da hissedildi. Öte yandan bu sabah saatlerinde de merkez üssü Kuşadası Körfezi olan 4,8 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş. İzmir ve çevre ilçelerde hissedilen deprem paniğe neden olmuştu. 8 Ağustos Denizli Antalya, Burdur Isparta son dakika deprem şiddeti kaç?

Giriş Tarihi 08 Ağustos 2019, 16:00 Güncelleme 08 Ağustos 2019, 16:00
Son depremler Kandilli Rasathanesi AFAD deprem listesi 8 Ağustos Denizli Antalya, Burdur Isparta son dakika deprem şiddeti kaç?

İÇİNDEKİLER

AFAD depremin merkez üssünü Bozkurt ilçesi olarak duyururken, saat 14.19'da meydana gelen depremin büyüklüğü 6 olarak duyuruldu. Kandilli Rasathanesi ise depremin büyüklüğünü 6,5 olarak duyurdu. Öte yandan bu sabah saatlerinde de merkez üssü Kuşadası Körfezi olan 4,8 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş. İzmir ve çevre ilçelerde hissedilen deprem paniğe neden olmuştu. 8 Ağustos Denizli Antalya, Burdur Isparta son dakika deprem şiddeti kaç? Son depremler Kandilli Rasathanesi AFAD deprem listesi. Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.

'ENKAZ ALTINA KALANLAR VAR' İDDİASI

NTV muhabiri Merih Ak canlı yayında yaptığı açıklamada yıkılan binaların ve enkaz altında kalan insanların olduğunu söyledi. Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik yaptığı açıklamada 'Can kaybı yok, bazı yaralamalar oldu. Çöken evler var.' ifadelerini kullandı.

SABAH SAATLERİNDE DE EGE SARSILMIŞTI

Öte yandan bu sabah saatlerinde de merkez üssü Kuşadası Körfezi olan 4,8 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş. İzmir ve çevre ilçelerde hissedilen deprem paniğe neden olmuştu.

KIZILAY BAŞKANI'NDAN UYARI

Kızılay Başkanı Kerem Kınık, "Deprem yüzeye yakın gerçekleştiği için şiddetli hissedildi. Ege depremleri sık ve uzun artçılar oluştururlar o nedenle vatandaşlarımız çatlak binalara girmesinler, AFAD ve Valilikten gelecek talimatlara uysunlar" uyarısında bulundu.

PROF. TÜYSÜZ: BUNUN ARKASINDAN 5-5.5'LİK DEPREM BEKLENEBİLİR

İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Tüysüz, Denizli'de meydana gelen depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Tüysüz, hasarlı evlere girilmemesi gerektiğini ve 5 - 5,5 büyüklüğünde artçı sarsıntıların olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Tüysüz'ün açıklamaları şöyle: "Farklı lokasyonda; bir tanesi İzmir'de bir tanesi de Denizli'nin Baklan yöresinde oldu. Birbiriyle bağlantısı olan iki deprem değil. Baklan'daki az önce olan deprem 6.5 olarak veriliyor. İki tane önemli fay var. Geçmişte de olmuş depremler görülüyor. Bizim açımızdan çok sürpriz olmayan tarzda depremler.

6 önemli bir sarsıntı yapar. Hasar beklenebilir. Özellikle fayın üzerinde bulunan kesimlerde. Bunun arkasından 5-5,5 büyüklüğünde depremlerin gelmesi de olasıdır. Hasarlı binalar varsa, bu binalar yetkili kişiler tarafından inceleninceye kadar bu binalara girmemekte yarar görüyorum. Fayların dağılımına baktığımız zaman bu tip depremlerin olması doğal. Tarihine baktığımız zaman 6 civarında depremlerin mevcut olduğunu görüyoruz."

AFYONKARAHİSAR'DA BİRKAÇ EVDE HASAR OLUŞTU

Afyonkarahisar başta olmak üzere çevredeki Antalya, Burdur, Isparta,İzmir, Eskişehir, Kütahya ve çevre illerde de hissedildi. Depremin merkez üssüne en yakın noktada bulunan Afyonkarahisar'ın Dazkırı ilçesine bağlı Kızılören köyünde bazı evlerde hasar meydana geldi. Dazkırı Kaymakamı Mesut Coşkun, "Kızılören köyünde depremden kaynaklı ufak çaplı bir hasar meydana geldi. AFAD ekipleri bölgede inceleme yapıyor. Şu ana kadar yapılan tespitlerde yaralı veya can kaybı yok. Birkaç evde küçük çaplı hasar var. Kesin hasar bilgisi hakkında ekiplerimiz çalışmalarını bitirdikten sonra bilgi vereceğiz. Ancak kesin olan yaralı ve can kaybı yok" dedi.

KÜTAHYA'DA VATANDAŞLAR SOKAKLARA DÖKÜLDÜ

Denizli'de meydana gelen deprem Kütahya'da paniğe neden oldu. Kısa süreli panik yaşayan vatandaşlar sokaklara döküldü.

AFAD AÇIKLAMA YAPTI

Denizli'nin Bozkurt ilçesinde 6 büyüklüğünde yer sarsıntısı meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Denizli'nin Bozkurt ilçesinde saat 14.25'te 6 büyüklüğünde yer deprem kaydedildi. İlçeye bağlı Armutalanı köyüne 1,74 kilometre mesafede yaşanan depremin 7,09 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.
Öte yandan ilçede 14.19'da da 4,2 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.

AFAD SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYIN)

KANDİLLİ RASATHANESİ SON DEPREMLER 8 AĞUSTOS

8 AĞUSTOS SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ

"YENİ DEPREM OLABİLİR HASARLI BİNALARA GİRİLMEMELİ"

NTV canlı yayınına telefonla katılan İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, depreme ilişkin bilgi verdi. İki depremin birbirinden bağımsız olduğunu söyleyen Tüysüz, şunları kaydetti:

"Bu iki deprem birbirinden bağımsız iki deprem. Jeolojik açıdan bizim için beklediğimiz bizim için sürpriz olmayan depremler. 6 önemli bir sarsıntı, hasar beklenebilir. Özellikle fayın üzerinde olan bölgelerde. Bu nedenle arkasından 5-5.5 büyüklüğünde depremlerin gelmesi beklenebilir. Hasarlı binalar varsa inceleme yapılana kadar girilmemelidir."

DEPREM NEDİR ?

Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir.

Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.

Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına "SİSMOLOJİ" denir.

DEPREMİN OLUŞ NEDENLERİ VE TÜRLERİ:

Dünyanın iç yapısı konusunda, jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde edilen verilerin desteklediği bir yeryüzü modeli bulunmaktadır. Bu modele göre, yerkürenin dış kısmında yaklaşık 70-100 km.kalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır. Kıtalar ve okyanuslar bu taşkürede yer alır.Litosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2.900 km olan kuşağa Manto adı verilir. Manto'nun altındaki çekirdegin Nikel-Demir karışımından oluştuğu kabul edilmektedir.Yerin, yüzeyden derine gidildikçe ısının arttığı bilinmektedir. Enine deprem dalgalarının yerin çekirdeğinde yayılamadığı olgusundan giderek çekirdeğin sıvı bir ortam olması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Manto genelde katı olmakla beraber yüzeyden derine inildikçe içinde yerel sıvı ortamları bulundurmaktadır.

Taşküre'nin altında Astenosfer denilen yumuşak Üst Manto bulunmaktadır.Burada oluşan kuvvetler, özellikle konveksiyon akımları nedeni ile, taş kabuk parçalanmakta ve birçok "Levha"lara bölünmektedir. Üst Manto'da oluşan konveksiyon akımları, radyoaktivite nedeni ile oluşan yüksek ısıya bağlanmaktadır. Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe taşyuvarda gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla levhaların oluşmasına neden olmaktadır. Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar vardır. Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte, Astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte olup, birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler.

Konveksiyon akımlarının yükseldiği yerlerde levhalar birbirlerinden uzaklaşmakta ve buradan çıkan sıcak magmada okyanus ortası sırtlarını oluşturmaktadır. Levhaların birbirlerine değdikleri bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar olmakta, sürtünen levhalardan biri aşağıya Manto'ya batmakta ve eriyerek yitme zonlarını oluşturmaktadır. Konveksiyon akımlarının neden olduğu bu ardışıklı olay tatkürenin altında devam edip gitmektedir.

İşte yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada olan depremlerin hemen büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında dar kuşaklar üzerinde olusmaktadır.

Yukarıda, yerkabuğunu oluşturan "Levha"ların, Astenosferdeki konveksiyon akımları nedeniyle hareket halinde olduklarını ve bu nedenle birbirlerini ittiklerini veya birbirlerinden açıldıklarını ve bu olayların meydana geldiği zonların da deprem bölgelerini oluşturduğunu söylemistik.

Birbirlerini iten ya da diğerinin altına giren iki levha arasında, harekete engel olan bir sürtünme kuvveti vardır. Bir levhanın hareket edebilmesi için bu sürtünme kuvvetinin giderilmesi gerekir.

İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur. Bu hareket çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir. Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen deprem (sarsıntı) dalgaları ortaya çıkar.Bu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve depremin oluş yönünden uzaklaştıkça enerjisi azalarak yayılır. Bu sırada yeryüzünde, bazen gözle görülebilen, kilometrelerce uzanabilen ve FAY adı verilen arazi kırıkları oluşabilir. Bu kırıklar bazen yeryüzünde gözlenemez, yüzey tabakaları ile gizlenmiş olabilir. Bazen de eski bir depremden oluşmuş ve yerüzüne kadar çıkmış, ancak zamanla örtülmüş bir fay yeniden oynayabilir.

Depremlerinin olusumunun bu sekilde ve "Elastik Geri Sekme Kuramı" adı altında anlatımı 1911 yılında Amerikalı Reid tarafından yapılmıştır ve laboratuvarlarda da denenerek ispatlanmıştır.

Bu kurama göre, herhangibir noktada, zamana bağımlı olarak, yavaş yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı enerji, kritik bir değere eriştiğinde, fay düzlemi boyunca var olan sürtünme kuvvetini yenerek, fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç bloklarının birbirine göreli hareketlerini oluşturmaktadır. Bu olay ani yer değiştirme hareketidir. Bu ani yer değiştirmeler ise bir noktada biriken birim deformasyon enerjisinin açığa çıkması, boşalması, diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır.

Aslında kayaların, önceden bir birim yerdeğiştirme birikimine uğramadan kırılmaları olanaksızdır. Bu birim yer değiştirme hareketlerini, hareketsiz görülen yerkabuğunda, üst mantoda oluşan konveksiyon akımları oluşturmakta, kayalar belirli bir deformasyona kadar dayanıklılık gösterebilmekte ve sonrada kırılmaktadır. İşte bu kırılmalar sonucu depremler oluşmaktadır. Bu olaydan sonra da kayalardan uzak zamandan beri birikmiş olan gerilmelerin ve enerjinin bir kısmı ya da tamamı giderilmiş olmaktadır.

Çoğunlukla bu deprem olayı esnasında oluşan faylarda, elastik geri sekmeler (atım), fayın her iki tarafında ve ters yönde oluşmaktadırlar.

FAYLAR genellikle hareket yönlerine göre isimlendirilirler. Daha çok yatay hareket sonucu meydana gelen faylara "Doğrultu Atımlı Fay"denir. Fayın oluşturduğu iki ayrı blokun birbirlerine göreli olarak sağa veya sola hareketlerinden de bahsedilebilinir ki bunlar sağ veya sol yönlü doğrultulu atımlı faya bir örnektir.

Düsey hareketlerle meydana gelen faylara da "Egim Atımlı Fay"denir. Fayların çoğunda hem yatay, hem de düsey hareket bulunabilir.

DEPREM TÜRLERİ :

Depremler oluş nedenlerine göre degişik türlerde olabilir. Dünyada olan depremlerin büyük bir bölümü yukarıda anlatılan biçimde oluşmakla birlikte az miktarda da olsa baska doğal nedenlerle de olan deprem türleri bulunmaktadır. Yukarıda anlatılan levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle "TEKTONİK" depremler olarak nitelenir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında olusurlar.Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer. Türkiye'de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir. İkinci tip depremler "VOLKANİK" depremlerdir. Bunlar volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar.Yerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tür depremlerin maydana geldiği bilinmektedir. Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar. Japonya ve İtalya'da olusan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir. Türkiye'de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır.

Bir başka tip depremler de "ÇÖKÜNTÜ" depremlerdir. Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır fazla zarar getirmezler. Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir.

Odağı deniz dibinde olan Derin Deniz Depremlerinden sonra, denizlerde kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda büyük hasarlara neden olan dalgalar oluşur ki bunlara (Tsunami) denir. Deniz depremlerinin çok görüldüğü Japonya'da Tsunami'den 1896 yılında 30.000 kisi ölmüstür.