'İHTİMAL DAHİLİNDE'
'Basit turistik gezi' olarak açıklanamayacak bu iki seyahat, teröristin Türkiye ve İzmir bağlantılarını gündeme getirdi. Teröristin FETÖ terör örgütünün başkenti konumunda yer alan ve ABD'li ajan papaz Andrew Brunson'ın yaşadığı kent olan İzmir'e gelmesi birçok soru işaretini de beraberinde getirdi.
Tarrant, Türkiye ve İzmir'de ne yaptı, kimlerle görüştü? Acaba İzmir'de ABD'nin Türkiye'deki en önemli ajanlarından biri olan ve o tarihte henüz tutuklanmamış olan Brunson'la irtibat kurdu mu ya da bir araya geldi mi? Geldiyse 2 yıl önce planladığını açıkladığı saldırı ile ilgili Brunson'dan bir talimat almış olabilir mi? Terörist FETÖ'nün ajan yöneticileriyle de bir irtibat kurmuş olabilir mi? Ya da teröristin Yeni Zelanda'dan önce ilk hedefi Türkiye veya İzmir'de bir yer miydi? Bunlar cevap bekleyen sorular.
Emniyet ve istihbarat birimleri teröristin Türkiye bağlantılarını ortaya çıkarmak için çalışma başlattı. Haber Müdür Yardımcımız Fatih Şendil'in görüştüğü istihbarat kaynakları, Tarrant'ın Brunson'la görüşmüş olabileceğini de bir ihtimal olarak değerlendirildiğini dile getirdi.
Teröristin gittiği yerler alan çalışması halinde en ince ayrıntısına kadar araştırılıyor.
Saldırganın Yeni Zelanda'dan telefon numaraları da istendi. Ayrıca Türkiye'den bir hat temin edip görüşme yapıp yapmadığı belirlenmeye çalışılıyor. Telefon numaraları tespit edildikten sonra baz istasyonları üzerinden HTS kayıtları çıkarılacak. Saldırganın telefon hattının baz verdiği yerlerde başka kimlerin telefonlarının baz verdiği de incelenecek.
Ayrıca saldırganın telefonunun baz verdiği yerlerde güvenlik veya MOBESE kameralarına takılmış görüntülerine ulaşılmaya çalışılacak.
Başkan Erdoğan'ın dün söylediği gibi saldırganın Türkiye'deki tüm bağlantıları ortaya çıkarılacak.
AMAÇ TÜRKİYE'YE GÖZDAĞI
Konuyu Güvenlik ve Terör Uzmanı, emekli istihbarat albay Coşkun Başbuğ'la konuştuk. Teröristin Türkiye ve İzmir'e gelmesinin kesinlikle tesadüf olmadığını vurgulayan Başbuğ, "Brunson'ın kirli ilişkileri ortaya çıkmıştı. Teröristin de buraya geldiğinde Brunson veya FETÖ'cü ajanlarla bağlantı kurmuş olabileceğini 'kuvvetle muhtemel' olarak değerlendiriyorum" dedi. Yeni Zelanda'daki saldırının hedefinin öncelikli olarak Müslüman ve Hristiyanlar arasında bir çatışma çıkması değil doğrudan Türkiye ve Başkan Erdoğan'a gözdağı vermek olduğunu dile getiren Başbuğ, "Bize başta Suriye olmak üzere izlediğimiz politikalardan geri adım atmamız için mesaj verildi.
Rusya'dan S-400'leri almaktan vazgeçmemiz de bu mesajlardan biriydi. ABD ve küresel güçler Türkiye'nin, Osmanlı coğrafyasındaki politik etkinliğinin giderek güçlenmesinden çok rahatsızlar.
Bundan vazgeçmemizi istiyorlar.
O yüzden bu saldırı da gerek manifesto, gerek saldırganın üzerinden çıkan liste gibi unsurlarla Türkiye ve Erdoğan'a gözdağı verilmek istendi. Saldırganın üzerinden çıkan listede Erdoğan ilk sırada. Orada ayrıca Merkel'in ismi de var. Bu da Avrupa Birliği'ne kurmak istediği ortak ordu konusunda bir göndermeydi" dedi.
GERİ ADIM ATTIRMAK İSTEDİLER
Saldırganın Türkiye ziyaretinde hedefin ilk başta bu eylemi bizzat burada yapmak olabileceğini de düşündürdüğünü ifade eden Başbuğ, "Türkiye veya İzmir'de böyle bir katliam düşünmüş olabilirler. Ama risk görüp vazgeçmiş de olabilirler. Bunlar da hep ihtimal dahilinde" değerlendirmesinde bulundu. Saldırı görüntüleri incelendiğinde teröristin çok profesyonel bir askeri eğitim aldığının net olduğunu dile getiren Başbuğ, "Terörist herşeşiyle 'Ben askerim' diye bağırıyor. Norveç'te yapılan saldırıyı gerçekleştiren teröristin de eski bir NATO askeri olduğu anlaşılmıştı. Araştırmalar sonucunda bu bilgiler ortaya çıkacaktır.
ABD, Norveç'teki olay öncesinde bu ülkede üs kurmak istemişti. Fakat Norveç izin vermemişti. Bunun üzerine bu saldırı gerçekleşmiş ve ardından ABD'ye üs için izin çıkmıştı. Burada da hedef Türkiye'ye geri adım attırmak" diye konuştu.
