Prof. Dr. Anıl Çeçen: Emperyalizmi BRIC bitirecek

Amerika bunu her zaman yapıyor. Beğenmediği, istemediği yönetimleri önce dışlıyor, sonra terörize edip darbeler planlayıp yönetimleri kendine yakın olanları iktidara getiriyor. Sonra da bütün doğal kaynaklarını sömürüyor. Bunu birçok ülkede yaptı. Son olarak Irak’ta ve Libya’da askeri müdahale ile yönetimleri devirdi sonra bütün kaynaklarını sömürdü. Şimdi kendi kıtasında, Venezuela’ya yapmakta. Darbe yapıp kendine sadık bir yönetim getirmek istiyor. ABD emperyalizmini Prof. Dr. Anıl Çeçen ile konuştuk.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 04 Şubat 2019 Güncelleme 04 Şubat 2019, 08:04
Prof. Dr. Anıl Çeçen: Emperyalizmi BRIC bitirecek

İÇİNDEKİLER

ABD'nin Venezuela'ya karşı başlattığı düşmanca müdahaleyi nasıl yorumluyorsunuz? Neden böyle bir saldırıya kalkışmakta?

Bugünkü dünyada ABD'nin süper emperyal güç olarak etkin olmasının ilk adımı, kendi kıtasındaki bütün ülkeler üzerinde hegemonya kurmasıdır. Amerikan kıtasındaki ülkeleri mutlak kontrolü altına alarak ve kıtasal bir güç görünümünde dünya sahnesine çıkarak diğer kıtalar üzerinde de kıtasal yapılanmadan gelen gücünü emperyalist bir doğrultuda kullanmıştır. Bu doğrultuda Amerika kıtasındaki tüm devletler, emperyal ABD'nin her türlü kirli oyununa sahne olan arka ve ön bahçe ülkeleri konumuna sürüklenmişlerdir. Venezuela'nın da diğer Latin ülkeleri gibi arka bahçe konumuna sahip olması dolayısıyla başına gelen emperyal müdahaleleri, ABD son çıkışı ile devam ettirmektedir.

ABD'nin planında nerede sorun çıktı?

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla, ABD süper güç konumuna geldi. Fakat ABD'de Hıristiyan-Yahudi kavgası, CIA-Pentagon çekişmesi yolu ile devlet içinde karışıklık ortaya çıktı. ABD giderek içine dönmek zorunda kaldığı için, dış dünyadaki egemenliğini tam olarak başaramadı. Bu aşamada Rusya, Çin ve Hindistan ile birlikte Brezilya'yı da içine alan bir Batı karşıtı yeni küresel blok girişimi oluştu. BRİC İttifakı, Rusya, Çin, Brezilya ve Hindistan gibi Avrupa kıtasından daha büyük devletlerin birlik olmaları Batı emperyalizminin önünü kesti. Brezilya gibi bir güney devletinin ABD'nin kontrolü dışına çıkması anlamına gelmektedir. Bu da ABD'nin Güney Amerika üzerindeki ağırlığını ciddi olarak sarsmıştır.

ABD, Batı dışı güç oluşumuna karşı ne yaptı?

Brezilya'nın önünü kesemeyen ABD-İngiliz sömürgesi, Güney Afrika Cumhuriyeti'ni görünüşte Afrika kıtasının temsilcisi olarak ama aslında Batı blokunun casusu olarak BRİC ittifakının içine girmesini sağladı. Güney Afrika aracılığı ile BRİC ittifakını dışarıdan yönlendirmeye kalkışan ABD, Batı blokuna karşı ortaya çıkan küresel BRİC ittifakını devre dışı bırakabilmenin arayışı içine girdi.

ABD'DEN BAĞIMSIZ HAREKET ETME SUÇU

Venezuela bu kavganın neresinde?

ABD'nin bugün Venezuela'ya yaptığı dış müdahalenin asıl hedefi güney kıtasının patronu konumundaki Brezilya'dır. Bugün Venezuela'da sendikacı kökenli Başkan Maduro öncesinde, Brezilya'yı krizden çıkaran sendikacı Cumhurbaşkanı Lula da Silva'ydı. Arkasından sendikacı Dilma Rousseff geldi ama çamur atma operasyonları ile devre dışı bırakıldı. ABD, askeri konumundaki yeni yöneticileri Brezilya devletinin başına getirildi. Brezilya'yı bir Trump taklitçisi başkana teslim eden ABD, bu durumun getirdiği rahatlık içinde Venezuela'ya müdahale etmeye başlamıştır.

BÜTÜN ÜLKELER TEHDİT ALTINDADIR

Amerikan emperyalizminin hedefinde başka ülkeler var mı?

Bugün bütün devletleri emperyalizmin oyun alanları olarak Venezuela ile aynı kaderi paylaşmaktadırlar. Venezuela'nın halkın oyları ile seçilmiş meşru yönetiminin hedefe alınması gibi, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bütün dünya devletleri yarın aynı duruma düşürülebilirler. Dün Irak, Suriye ve Libya'ya askeri saldırılar yapıldığı gibi bugün de benzeri bir saldırının ön koşulları Venezuela'ya yapılan müdahale ile hazırlanmaktadır. Okyanus ötesi güç kendi kıtasından aldığı destek ile diğer kıtalar üzerinde hegemonya saldırılarına kalkışarak bütün dünyayı 'Sam Amcanın Çiftliği'ne çevirebilmenin arayışı içindedir.

BATI'NIN KARANLIK YÜZÜ

Batı bir taraftan demokrasi diyor, diğer taraftan emperyalist planları nasıl güdüyor?

Batı dünyasının medeni ve emperyal olarak iki yüzü vardır. Batı uygarlık hikayeleri ile dünya halklarını uyuturken, dışarıdan her türlü emperyal müdahaleyi örgütleyerek hem dünyayı karıştırmakta, hem de bu karışıklık içinde kendi çıkarları doğrultusunda siyasal gelişmeleri yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Uluslararası örgütler üzerinden yardım ediyorlarmış gibi görünürken, aslında kendi emperyal çıkarları doğrultusunda her türlü dış müdahaleyi gerçekleştirebilmektedirler. Dünya devletlerinin yöneticileri bu gibi durumlara karşı çıktıkları zaman onların yerine hemen kendi adamlarını getirerek etkinliklerini artırarak sürdürebilmektedirler. Çağdaş uygarlığın temsilcisi gibi kendisini gösteren Batılılar, sahip oldukları sömürgeci konumlarını koruyabilme doğrultusunda her türlü emperyal senaryoları, satın aldıkları işbirlikçi kadroları ve istihbarat örgütleri aracılığı ile tezgahlayarak dünya uluslarının kaderleri ile oynayabilmektedirler.

Demokrasi bunun neresinde?

Avrupa ve Amerika emperyalistleri, demokrasi kavramını yücelterek insanlık dışı emperyal saldırganlıklarını gizlemektedir. Gerçek anlamda bir halk yönetimi olması gereken demokrasiyi sermaye egemenliğine dönüştürerek, yeni aşamada demokrasileri kapitokrasi adı altında sermaye egemenliği düzenlerine dönüştürmüşlerdir. Uluslararası alanda tekelci konuma gelen büyük şirketler kendi devletlerini ele geçirdikten sonra diğer dünya devletlerini de kendilerine mutlak anlamda bağlı işbirlikçi burjuva sınıfı temsilcileri ile yeni sömürge düzenine mahkum etmektedirler. Bugünün koşullarında iflas etmiş bir batı bloku artık dünya kıtalarına demokrasi rüzgarlarını götürememekte ama Irak'ta olduğu gibi demokrasiyi taşıma görünümü altında yeni emperyal düzenlerin temelleri atılmaktadır.

KAPİTOKRASİ

Bugün emperyalizm nasıl sürüyor?

Finans kapital düzeninde süper zenginler konumuna gelirken yüzde birlik toplumu yaratarak insanlığın büyük çoğunluğunu işsizlik ve açlık düzenine mahkum etmişlerdir. Dünya halklarını karşılarına alan süper zenginler, var olan demokrasi düzenlerini sermaye egemenliği anlamında kapitokrasiye dönüştürerek, yönetimleri ve medya organlarını satın alarak kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışmaktadırlar. Yeniçağda emperyalizm finans kapital merkezli olarak örgütlenirken, son derece hızlı gelişen teknolojinin verilerini de kullanarak yoksul halk kitlelerine karşı kendi egemenlik düzenlerini koruyabilmenin çabası içine girmişlerdir.

Bu düzene dur denilemiyor mu?

Demokrasi kavramı üzerinden, insan hakları konusunda hassas olduğunu ileri süren Batının emperyalistleri, dünya ülkelerinin yer altı zenginliklerine el koyarken, her türlü saldırı ve işgal girişimini normal görmekte ve insanlık dışı emperyal müdahaleler ile kendi çıkar düzenlerini sürdürmekteler. Böylesine bir istismar düzenine karşı çıkan doğunun temsilcileri olarak Rusya, Çin ve Hindistan yanlarına güneyin temsilcisi olarak Brezilya'yı da alarak Batı emperyalizmini dengeleyebilmenin arayışı içine BRİC yapılanmasına girdiler. ABD'nin son Venezuela atağı bu kutuplaşmaya Batı blokunun tepki göstermesi olarak değerlendirilebilir.

ABD'NİN GÖZÜ VENEZUELA'DAKİ PETROLLERDE

ABD neden Maduro'yu devirmek istiyor?

Venezuela'da mütevazi bir dünya ülkesi olarak kendi ulusal çıkarlarına öncelik veren bir arayışa girmiştir. Albay Hugo Chavez'in devlet başkanlığı görevine gelişi ile Venezuela petrolünü millileştirdi. Brezilya'daki Lula rejimi ile yakın işbirliğine girdi. SATO adı altında güneyin askeri ittifakını oluşturmaya çalıştılar. Ayrıca Brezilya ve Venezuela ikilisi sömürge düzeninin bekçileri olan İMF ile Dünya Bankası'na karşı 'Güney Bankası'nı kurdular. Venezuela, dünyada en büyük petrol rezervlerine sahip bir ülke. ABD petrol tekelleri, bu ülkenin enerji yataklarına el koyabilmek için, bugün eski bir otobüs şoförü olarak sendikacılıktan gelen Maduro iktidarının halkçı yönetimine karşı çıkarak, bu ülkeyi işgal edebilmenin arayışı içine girmektedirler. Venezuela'ya karşı gündeme getirilen dış müdahalenin arkasında doğal olarak bu ülkenin petrol kaynaklarına el koymak vardır.

Türkiye, bu bloklar içinde nerede yer almakta?

Türkiye Cumhuriyeti, Soğuk Savaş Dönemi'nde Batı İttifakı içinde yer aldığı için Batı'nın emperyalist ülkeleri emperyalist bir ülke olmamasına rağmen emperyal saldırı ve işgalleri ya haklı görüyor ya da destekliyordu. Aslında kendi ulusal çıkarlarına aykırı bir yönde hareket ediyordu. Batı destekli işbirlikçi yönetimlerin Türkiye yönetiminde etkili olması nedeniyle ortaya çıkan bu çarpıklık yüzünden, Türkiye her zaman uluslararası politik alanda hep kaybeden bir ülke oldu. Batı'nın emperyalist devletleri, Asya ve Afrika ülkelerini hegemonya alanı olarak görürlerken, benzeri bir yaklaşımı Türkiye için de benimsiyorlar. Bu doğrultuda Türkiye, jeopolitik olarak dünyanın merkezi ülkesi olmasına rağmen kenar ya da kıyı ülkeleri gibi ikinci sınıf bir konuma sürükleniyordu.

Sorun bugüne kadarki yöneticilerde mi?

Avrupacı, Amerikancı ya da İsrailci yönetimler Türkiye'yi her zaman için Batı üçgeni içinde tutarak diğer dünya devletleri ile Türkiye'nin yakınlaşmasına izin vermiyorlardı. Bu nedenle de Türkiye, bir türlü kendi çıkarlarına destek sağlayacak bir bölgesel ya da evrensel devletler birliği oluşumlarına bağımsız bir statüde katılamıyordu. Zamanında Cezayir bağımsızlık savaşında Türkiye, emperyal Fransız devletinin yanında yer aldı. Büyük Atatürk'ün her fırsatta dile getirdiği mazlum uluslarla yakınlaşma ve dayanışma içine girme şansından Türkiye her zaman için yoksun kalıyordu. Bu yüzden de Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarda Türkiye masada haklarını kaybetmekten bir türlü kurtulamıyordu.

Bugün Türkiye hangi konumda?

Şimdi gelinen yeni dönemde batı bloku dağılırken, Avrupa ile ABD, İngiltere ile İsrail çekişmeler içine sürüklenirken, NATO ittifakının önemini kaybettiği, Avrupa Ordusu'nun ABD emperyalizmine karşı kurulma aşamasına gelindiği görülmektedir. Avrupa ülkeleri üzerinde hegemonyasını kaybetme aşamasına gelen ABD ise yeni dönemde Orta Doğu petrollerini kimseye kaptırmamak üzere Arap devletleri ile birlikte, Orta Doğu stratejik işbirliği adı altında bir Arap NATO'su oluşturmaya çalışmaktadır.

TÜRKİYE EMPERYALİZME KARŞI İLK KEZ DÜNYA HAKLARI İLE BİRLİKTE

Türkiye'nin Maduro'ya çok açık destek çıkması ne anlama geliyor?

Türk Dışişleri Bakanlığı'nın, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Venezuela halkının yanında olduğunu' resmen açıklamasıyla, Türkiye ilk kez uluslararası alanda emperyalizme karşı dünya halklarının yanında yer almıştır. Daha önceki dönemlerde zaman zaman bir araya gelen iki devlet başkanı arasında başlayan yakınlaşma ortamı, emperyalist dış müdahalelere karşı iki ülkenin ortak bir dayanışma içine girmesine yardımcı olmuştur.

Emperyalizme karşı ilk bağımsızlık savaşı verilerek kurulan Türkiye Cumhuriyeti, kendisi gibi emperyalizmin saldırısına uğrayan dünya ülkelerinin yanında yer alarak zor günlerinde onlarla birlikte olmak durumundadır.

"FAŞİST YÖNETİM VE ASKERİ DARBE"

ABD, Latin Amerika'ya nasıl darbeler yaptı?

ABD, güneydeki ülkelerin bağımsız hareket etmelerini önlemek üzere her türlü komplo ve siyasal oyunun peşinde olmuştur.

ABD destekli generallerin cuntaları işbaşına gelmiş ve Latin halkları faşist babaların otoriter yönetimlerinden bir türlü kurtulamamışlardır. Askeri rejimlerin getirdiği kolay müdahale ortamlarında her zaman emperyalist güçlerin istekleri olmuş, halkın serbest seçimlerle işbaşına getirdiği sol ve sosyalist rejimler askeri darbeler aracılığı ile ortadan kaldırılarak, binlerce insanın katledildiği ya da uçaklar ile okyanus sularına atıldığı diktatörlük rejimleri Latin dünyasını çağdaş uygarlığın ışığından uzaklaştırmıştır. CIA destekli terör ve iç karışıklık senaryoları bütün ülkelerde gündeme getirilerek, bunların gerekçe olarak kullanıldığı darbe ortamları yaratılmıştır.

Venezuela, bu girdaptan nasıl kurtulur?

Bugün gelinen yeni noktada Venezuela, bir kez daha dış müdahaleler aracılığı ile yeni bir darbe senaryosuna alet edilmeye çalışılmaktadır. Bu durumu bütün demokratik ülkeler ve halklar görerek antiemperyalist çizgide bu ülkenin yanında yer alırsa, ABD'nin çok yakında olmasından kaynaklanan riskler giderilebilir.

NASIL OLUYOR / ALİ DEĞERMENCİ