Rothschild ailesine aşçılık yapan Türk şef Sarıcan: Sofrası altın kaplama

Fransız kasabası Saint Jean Cap Ferrat’ta Rothschildler’e aşçılık yapan Türk şef Emine Gülşen Sarıcan TAKVİM’e konuştu: Bunca yıldır şeflik yapıyorum. Böyle bir sofra görmedim. Masadaki tüm tabaklar altın kaplamaydı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Kasım 2018 Güncelleme 05 Kasım 2018, 00:48
Rothschild ailesine aşçılık yapan Türk şef Sarıcan: Sofrası altın kaplama

İÇİNDEKİLER




Dünyaca ünlü şef Emine Gülşen Sarıcan, en farklı iş deneyimini TAKVİM'e anlattı. Dünyanın en önemli ailelerinin bulunduğu Saint Jean Cap Ferrat'ta Rothschildler'e aşçılık yapan Sarıcan, bu sıra dışı görevde neler yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti:

Normalde bana ajans vasıtasıyla telefon geldiğinde kime gideceğim, nerede görev yapacağım söylenir. Mesela Elton John, Katar Emiri gibi isimlere gittim. Biri Seyşellerde'ydi, 72 metrelik yat olacağı söylenmişti. Bunlar hep belirtilir.

Bu gizemli aileye giderken Anastasia isimli bir kadın beni aradı. Hiçbir detay vermedi. Ön görüşme için uçak bileti gönderdi. Nice'de otel ayrıldığını söyledi. Uçaktan inince kesinlikle taksi veya başka vasıtaya binmemem vurgulandı.

Patronla görüşmek için uzun süre bekledim. Masajının bitmesinden sonra patron ve kardeşi geldi. Benimle İngilizce konuşuldu. Ancak kendi aralarında İbranice konuştular.



Ardından patron bana döndü dedi ki, "Bana katık yapın." Patron Türkçe konuşmuştu. Çok şaşırdım. Zaten kim olduklarını bilmiyorum. Benim bir tarafım Kırım Türkü, bir tarafın Farsi, biraz da Horasan kökenlerim var. Neyse ki katığın ne olduğunu biliyorum.



İlk akşam davetinde akrabaları ve tekneleriyle buraya gelen Rus milyarderler vardı. Onca yıldır bu mesleği yapıyorum. Masadaki tabakların benzerini görmedim. Her bir tabak altın kaplamaydı. Diğer aksesuarlarda da altın ve gümüş vardı. Masanın tamamı dolu olmak zorundaydı.

Babaları benden istediği Türk usulü soğan çorbasından kalanı evine götürdü. Daha sonra da sırf Türk yemeği yemek için birkaç kez daha geldi.

EN ÖZEL MALİKANE
Özel jetleri ve helikopterleri vardı. Cap Ferrat'ta zaten bunlara sahip değilseniz size fukara diyorlar. Ancak bu bölgenin kendine ait özel iskelesi olan tek malikane patronundu. Kendi ailesi ve kardeşinin ailesi burada kalıyordu. Bazen babaları da geliyordu.

EN UFAK HATADA SİZİ YAŞATMAZLAR
Kısa boylu, esmer 55 yaşlarında bir adamdı. Enteresan biriydi. İşe başlayınca bana "Bizimle çalışanlar asla bizden başkasıyla çalışmazlar. Diğer aşçım 15 yıldır, kahya 20 yıldır görevde. Hizmetliler 10 yıldır burada. Bana sürekli onlarla çalışmamı teklif etti. Ama çok tehlikeli bir teklifti. En ufak bir hatanda sizi, ailenizi, çocuklarınızı yok edebilir bu insanlar.



GALERİ GİBİ GARAJ
Malikanenin girişindeki garaj İstanbul'da en az 4 lüks araba galerisine bedeldi. Çok sayıda Rolls Royce, Ferrari, Bugatti, Masserati, Bentley araçlar vardı. Birkaç kere alışverişe gitme fırsatım oldu. Bana bile çok lüks bir BMW tahsis etmişlerdi. Tabii ki korumalar kullanıyordu.