Cezaevinden Başkanlığa : Recep Tayyip Erdoğan

Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 19 yıl önce bugün şiir okuduğu için girdiği Pınarhisar cezaevi'nden çıktı. "Muhtar bile olamaz" diyen kesimlere inat 19 yılda vesayet odaklarıyla mücadele etti. Cezaevinden Başkanlığa uzanan bu yolda milletle yürüttüğü demokrasi mücadelesini kazanan Erdoğan başkanlık koltuğuna oturdu.

Giriş Tarihi 24 Temmuz 2018, 00:00 Güncelleme 24 Temmuz 2018, 20:00
Cezaevinden Başkanlığa : Recep Tayyip Erdoğan

İÇİNDEKİLER

Şiir okuduğu için hapis yatan Erdoğan 19 yıl önce bugün Pınarhisar Cezaevi'nden çıktı. Cezaevi günlerinde vesayet odaklarıyla mücadelenin yol haritasını oluşturan Erdoğan, 19 yılın sonunda hedefine ulaştı.



Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2023, 2053, 2071 hedeflerine yürüyüşüne başlamasının üzerinden tam 19 yıl geçti. Şiir okuduğu için hapisle cezalandırılan Erdoğan, 19 yıl önce bugün Pınarhisar Cezaevi'nden çıktı.



Erdoğan cezaevi günlerinde vesayet odakları ile mücadelenin yol haritasını oluşturdu. 24 Temmuz 1999'da cezaevinden çıkan Erdoğan önce milletin sesi AK Parti'yi kurarak işe başladı.



​2001 yılında kurulan AK Parti ilk katıldığı 3 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar oldu. Vesayet odakları Genel Başkan olmasına rağmen Erdoğan'a siyaset yasağı getirdi.



Erdoğan için o dönemde "muhtar bile olamaz" başlıkları atıldı. Milletle yürüttüğü demokrasi mücadelesini kazanan Erdoğan başbakanlık koltuğuna oturdu.



Ancak vesayet odakları durmayacaktı.



İşte Başkan Erdoğan'ın vesayetle mücadelesindeki 19 yılın kilometre taşları...



SiSTEMLi SALDIRILAR

Erdoğan'ın milletin desteğiyle vesayet odaklarına karşı güçlenmesi, bu odakları ve yabancı işbirlikçilerini harekete geçirdi. İlk saldırı 2012 yılında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifade vermeye çağrılmasıyla gerçekleşti.



Saldırı 2013'te Gezi Parkı kalkışmasıyla devam etti. Aynı yılın 17-25 Aralık tarihlerinde "polis-yargı" darbe girişimi yaşandı. Saldırıları bertaraf eden Erdoğan, 10 Ağustos 2014'te milletin oylarıyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu.



Vesayet odakları 15 Temmuz'da bu kez doğrudan darbeye yöneldi. Millet göğsünü siper ederek engelledi.

16 Nisan 2017 referandumunda millet, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne "evet" diyerek vesayet odaklarını tarihe gömdü.



VESAYETE KARŞI ÖNEMLİ ADIM
Her fırsatta ülkede karışıklık çıkartarak sistemi kilitlemeye çalışan vesayet odaklarına karşı en önemli kazanımların başında 12 Eylül 2010 yılında yapılan referandum geliyor. Referandumla birlikte Cumhurbaşkanını Cumhur'un bizzat seçmesinin önü açıldı. Vesayet odakları sistemi kilitlemek için kullandıkları bir kozun ellerinden gitmesi üzerine ise saldırılarını arttırdı.



'MUHTAR BİLE OLAMAZ' MANŞETLERİ ATTILAR

Vesayet odakları, AK Parti sandıktan tek başına iktidar çıksa da Erdoğan'ın, başbakan olmasını engellemek istedi. Medyada "muhtar bile olamaz" başlıkları atıldı. Erdoğan, yasağın kaldırılmasının ardından başbakanlık koltuğuna oturdu.



AK PARTİ'YE KARŞI 27 NİSAN E-MUHTIRASI
Vesayet odakları AK Parti'nin adayı Abdullah Gül'ün seçilmesini engellemek için bir taraftan Cumhuriyet mitingleri organize etti, diğer taraftan ise 367 planı devreye sokuldu. "27 Nisan e-muhtırası" ile seçilmiş hükümete gözdağı verilmek istendi. 22 Temmuz 2007 yılında yapılan seçimlerde yüzde 46,58 oy oranı ile rekor kıran AK Parti, Abdullah Gül'ü 11'inci Cumhurbaşkanı yaptı.



"Amacı büyük olanların hisleri bulanık olmamalı"

"Özüm, sözüm, umudum canım kızım benim; duyguların duygumdu mektubunda. Hissiyatın tercümanımdı çıkışımda. Amacı büyük olanların hisleri hiçbir zaman bulanık olmamalı. Biliyoruz ki bu yolculuğun sıkıntılı anları var. Sıkıntılı veya bulanık anları hislerimizin olgunluğu ile aşacağız."

"Özgürlüğün ışığını her karış toprakta görmek istiyoruz"

"Zaman hızlı geçip gidiyor. Her gün yeni tablolarla karşı karşıyayız. Biz umudun, inancın ve özgürlüğün ışığını vatanımızın her karış toprağında ve tüm insanlarımızın yüzlerinde görmek istiyoruz. Bunun siz "imanın güneş yüzlü çocukları" ile gerçekleştireceği