Evlilik nedeniyle istifada 12 ay sınırı var

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 26 Mayıs 2018 Güncelleme 26 Mayıs 2018, 04:51
Evlilik nedeniyle istifada 12 ay sınırı var

İÇİNDEKİLER


Evlendikten yaklaşık 10 ay sonra eşim doğum yaptı.
Doğum izninde bir daha çalışmama kararı aldı. Ben de destekledim. Ancak evlilik tarihinin üzerinden 12 ay 17 gün geçti. İstifa ederse tazminatını alabilir mi? Dava açmamız bir işe yarar mı?
İş Kanunu'na göre; kadınlar evlendikten sonra 12 ay içerisinde işten ayrılarak kıdem tazminatı alma hakkına sahiptir.
Kıdem tazminatı alabilmek için de işçinin işyerinde en az 1 yıl çalışmış olması gerekir. Ancak sizin durumunuz biraz farklı.
İşten kendi isteğiyle (istifa) ayrılan işçinin, herhangi bir tazminat hakkı oluşmamaktadır.
Yasal düzenleme açısından hamilelik veya doğum nedenine dayalı işten ayrılmalar istifa olarak değerlendirildiğinden, bu nedenlerle işten ayrılan işçi tazminat haklarından vazgeçmiş sayılmaktadır.

KAZADA VEFAT EDENİN YAKINI TAZMİNAT ALIR
Ankara'da yaşıyorum. 2 yıl önce başıma kötü bir olay geldi. Eşimi trafik kazasında kaybettim. Sancılı bir süreçti. Ancak adliyede bir avukatla sohbet ederken, tazminat alabileceğimizi söyledi. Bu mümkün mü?
Buna benzer sorularla karşılaşıyoruz. Ölümlü trafik kazalarında kaza sonucu hayatını kaybeden şahsın desteği ile hayatlarını idame ettirenler, kazaya neden olan kişi veya kurumlarından yoksun kaldıkları destek oranından tazminat talep edebilirler. Trafik kazalarından doğan bu tazminat bir sorumluluk sigortası olan trafik sigortasının sigortacısı tarafından üstlenilmiştir.
Trafik sigortaları üçüncü kişiye verilen zararları karşılayan bir sigorta çeşidi olduğundan, trafik kazasında kusurlu olan tarafın ve limiti ile sınırlı olarak onun trafik sigortasının destekten yoksun kalma tazminatını ödemesi gerekmektedir. Bu tazminat aktüeryal hesaplama yöntemi ile vefat edenin (desteğin) kazancı, yaşı, destek görenlerin ise destek miktarı, eğitim durumları yaşları gibi kriterlere göre hesaplanır. Destekten yoksun kalma tazminatı alabilmek için vefat edenin tam kusurlu olmaması gerekir.
2017 yılının Mayıs ayına dek, sürücünün kusuru olsa da desteğinden yoksun kalanların bir kusuru bulunmadığından tazminat ödenmesine karar veriliyordu. 2017 yılının Mayıs ayında Yargıtay 17. Dairesi'nin vermiş olduğu kararda vefat eden tam kusurlu sürücünün yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı ödenmeyeceği karara bağlanmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı için zaman aşımı süresi 10 yıldır. Yani sorunuza dönersek, 6 yıl önceki trafik kazası nedeniyle babanız tam kusurlu değilse sizin ve babanızın destek olduğu yakınlarının bir tazminat alma hakkı doğmuş olabilir.
Fakat, size telefon yoluyla ulaşarak bu tazminatı alabileceğini söyleyen ve sizden vekaletname talep eden kişilere güvenmemenizi, bu konu nedeniyle daha önce birçok mağduriyetin yaşandığını, bu konuda uzmanlığı olan bir avukatla yol almanızın çok daha sağlıklı olduğunu belirtmek isterim.

​VELAYET HAKKI
Eşimden ayrılmaya karar verdim. Nafaka konusunda çok direnmek istemiyor. Elimden geldiğinde ödeme yapacağım. Ancak kızımdan ayrılmak beni bitirir. Annesiyle de pek anlaşamıyor. Dava açarsam mahkemenin kızımın velayetini bana vereceğini söylediler. Eğer erkek olsaymış durum değişebilirmiş. Ancak kız olduğu için yasalar benim lehineymiş.
Bunu size kim söyledi bilemiyorum ama yanlış yönlendirme olduğu kesin.
Kanunumuzda böyle bir durum yok. Çocukların velayetinin kime verileceği konusunda en önemli kıstas çocuğun üstün yararıdır. Çocuğun yaşı küçükse anne bakım ve ilgisine muhtaç olduğu kabul edilir ve çocuk anneye verilir.
Tabii anne haysiyetsiz bir hayat sürüyorsa veya bir akıl hastalığı varsa veyahut da çocuğa bakmasının sakıncalı olduğu ciddi bir neden varsa hakimin takdiri ile babaya da verilebilir. Velayet hakkını elinde bulunduran tarafın mahkemece düzenlenmiş karşı tarafla kişisel ilişki kurma tarihlerine saygı göstermesi gerekir. Çocuğu göstermemek, kaçırmak, karşı tarafla ilgili doldurmak, annen/baban öldü veya bizi terk etti şeklinde söylemlerde bulunmak çocuğun psikolojik gelişimi açısından zararlı olduğu gibi, velayeti elinde bulunduran tarafın velayet hakkını yitirmesine de neden olabilir.

HUKUKÇU FERİDE HİLAL İMAL