Batı’nın Balkan planı

Prof.Dr. M.Şükrü Hanioğlu, tarihten bugüne Ortadoğu’daki gelişmeler ile Katar krizini ve etkilerini TAKVİM’e anlattı...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 26 Haziran 2017 Güncelleme 26 Haziran 2017, 01:40
Batı’nın Balkan planı

İÇİNDEKİLER

Batı, işi gücü bıraktı. Ortadoğu'yu karıştırmak için elinden geleni yaptı. 100 yıl önce Sykes Picot Anlaşması'yla bölgeye çöreklenmek isteyenler, yine kolları sıvadı. İnsan haklarından bahseden Avrupa, 6 yıldır Suriye'de süren savaşa kayıtsız kaldı. Savaşı daha da harladı. Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG'ye silah desteği veren Amerika, her defasında 'müttefik' yalanına sarıldı. Batı'nın bir asrı aşkındır bölge hakkında yürüttüğü kirli planları Prinnceton Üniversitesi Yakın Doğu Çalışma Programı Direktörü Prof. Dr. M. Şükrü Hanioğlu, TAKVİM'e anlattı.

Sykes-Picot'un üzerinden bir asır geçti. Batılı güçlerin çizdiği Ortadoğu sınırları yeniden mi şekillendiriliyor?
Evet, iki büyük devlet tarafından hayata geçirilen Ortadoğu, yeniden şekillenme sancıları yaşıyor. Gerçekte Sykes-Picot tasavvuru bir asır içinde önemli değişikliklere uğradı ama temel yaklaşımında bir değişim olmadı. Dolayısıyla Sykes-Picot'u bir "yaklaşım" ve "kavram" olarak görmek gerekir. Böyle değerlendirildiğinde benzer bir tasavvurun yeniden hayata geçirilmeye çalışıldığı söylenebilir.

Batı geçmişte enerji için Ortadoğu'ya geldi, bugün gerekçesi nedir?
Batı'nın Ortadoğu'ya gelişi bölgedeki enerji kaynaklarının bilinmediği bir dönemde başladı. 1918 sonrasında ise enerji bölgeye yönelik ilginin odağı haline geldi. Günümüzde enerji daha fazla önem taşıyor. Bu bölgenin önemini daha da artırıyor. Bunun yanı sıra Ortadoğu pek çok açıdan stratejik önem arz ediyor. Dolayısıyla Batı'nın bölgeye ilgisinin temelinde hala enerji var. Ama Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesinin bir "enerji paylaşımı" sorununa indirgenmesi doğru olmaz. Bu, çok katmanlı, oldukça çetrefilli bir meseledir.

100 yıl önce İngiltere bölgede etkindi. Bugün ise ABD... İki ülke arasındaki gerilimin Ortadoğu'yla ilgisi var mı?
Ortadoğu konusunda daha dengeci bir tasavvuru sahiplenen İngiltere, ABD ile gerilim yaşayabilir. Ancak günümüzde 1918 sonrasının kural koyucusu İngiltere'si ile ona yardım eden Fransa'nın yeni Ortadoğu'nun şekillenmesine etkisi son derece sınırlı...

Katar krizi ve Körfez'de yaşanan gerilimin nedeni nedir?
Katar, markalaşan bir yumuşak güç olarak farklı bir Ortadoğu vizyonu geliştirmiştir. KahireŞam- Beyrut hattının Arap dünyasının temel ekseni olması uzun süre önce sonlandı. Körfez bu alemin yeni merkezi haline geldi. Katar, eğitim, spor, iletişim benzeri alanlarda markalaşarak bu merkezi Doha etrafında oluşturmak istedi. Ama Ortadoğu'da bir yumuşak gücün ötesine geçmesinin zor olduğu sınırlar bulunmaktadır. Nitekim Katar'a bu sınırlar içinde kalması, liderlik iddia etmemesi ve farklı tasavvur geliştirmemesi uyarısı yapıldı...

ABD önce Katar'a abluka uygulattı. Sonra Katar'la 13 milyar dolarlık silah satışı yaptı. Neden böyle bir politika izledi?
Son tahlilde, dış siyaset yapımı ekonomik çıkar temelinde gerçekleştirilmektedir. Bu, geçmişte de böyleydi. Ama söylem, çıkarın üzerini örtüyordu ve örtmesinin gerekli olduğu düşünülüyordu. Günümüzde bu örtme hassasiyeti kayboldu. Bunun yanı sıra günümüzde "gizlilik" ve "haberi olmama" da ortadan kalktı ve zorunlu bir şeffaflık doğdu.

Ortadoğu neden bir günah keçisi ilan edildi?
Burada iki farklı günah keçisinden bahsediyoruz. Bunlardan birincisi "Batı"da yaratılan ve İslamofobi ile de beslenerek 19'uncu asrın "Balkanlaşma (Balkanization)" kavramsallaştırmasına benzer bir kültürel alan yaratma yaklaşımıdır. Buna göre Ortadoğu 19'uncu asır "Balkanlar"ına benzer bir alandır. İkincisi ise "Batılı" kimliğe sığınarak kendi coğrafyasının doğusu haline getirmeye çalışan, kendisini onun karşı tezi olma iddiasıyla yücelten Beyaz Türk Oryantalizmidir.

ABD, Ortadoğu çıkarları için terör örgütü PKK'nın uzantısı PYD ile işbirliği yapıyor, silah veriyor. Bunu nasıl açıklayacağız?
ABD liberal ve demokrasinin, çoğulculuğun yaygınlaşmasını talep eden bir söylem kullanıyor. Kendi çıkarını azami kılacak bir tasavvuru hayata geçirmek istiyor. ABD, 19'uncu asır İngiltere'si gibi kendi çıkarlarını azami kılmak için her türlü bölgesel, yerel ve gerektiğinde de küresel aktör ile işbirliği yapar.

Huntington'ın "Medeniyetler Çatışması" tezi vardı. Sosyalizm tehlikesi bitince Kapitalizmin düşmanı İslam mı artık?
Soğuk Savaş, Batı'nın "Düşmanımın düşmanı dostumdur" yaklaşımıyla İslam'a yönelik eleştirilerini halının altına süpürdüğü bir dönem olmuştu. Ortak düşman ortadan kalkınca "zoraki dostluk" da bitti. Bu açıdan bakıldığında Samuel Huntington'ın "Medeniyetler çatışması" tezi yeni bir yaklaşım geliştirmekten ziyade 19'ncu asır söylemine dönüşü yansıtmaktadır.

Uzun yıllar devam eden sekülerizme rağmen din, inanç yeniden yükseliyor mu?
Post-modern dünyada dinler yükselişe geçtiler ve modernleşme kuramcılarını şaşırtan bir rol üstlendiler.

Bugün Müslümanlar'ın Avrupa'da istenmeyen halk olmasının nedeni nedir?
Batı, Müslümanlar'a 19'uncu asır sömürgeciliğinin temel tezleriyle bir "Medenileştirme Misyonu" çerçevesinde yaklaşmaktadır. Bu yaklaşım Müslümanlar'ın ancak değerlerini bir kenara bırakarak, medenileşebileceğini ileri sürmekte. Bunun neticesinde de "Batı"da yerleşmiş Müslümanlar kendi değerlerini bir kenara bırakmadıkları sürece istenilmeyecekler.

Dolayısı ile Oryantalizm de devam mı ediyor?
Biteceğini düşünmek Oryantalizm'i anlamamakla eşdeğerdir. Ancak bir farka işaret etmek gerekiyor. Günümüzdeki "siyasal doğruluk (political correctness)" ve ırkçılık örtülü biçimde, satır aralarında yapılıyor....

RÖPORTAJ: ALİ DEĞERMENCİ
FOTOĞRAF:RECAİ KÖMÜR