Meclis'te FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu, dün de önemli isimleri dinledi. Ankara eski Emniyet Müdürü Cevdet Saral, verdiği bilgilerle bir dönemin sır planlarını dile getirdi. İşte şok yaratacak o açıklamalar:
Gülen, hakkında rapor hazırlandığını emniyet içerisindeki uzantıları kanalıyla önceden haber almış. 1999 tarihli raporumuzu gerekli birimlere sunmamızdan üç gün sonra ülkeden kaçtı. Genelkurmay Başkanlığı Plan ve Prensipler Daire Başkanı Reşat, 2000 yılı içinde müşterek bir dostumuzun işyerinde sohbetimiz esnasında 1999 yılı raporumuzu kastederek "
Sizin hazırladığınız rapor çok işimize yaradı" şeklinde bir ifade kullandı. Ben de kendilerine "Paşam bizim hiç işimize yaramadı ama sizin işinize nasıl yaradı" diye sordum. Cevaben "
Eğer o rapor elimizde olmasaydı Ecevit bize Fetullah'ın Cumhurbaşkanlığını dayatacaktı" dedi. "
Paşam bu nasıl söz bu adam ilkokul mezunu bile değil Ecevit bunu nasıl teklif edecekti cumhurbaşkanlığına" diye sordum. Kendileri "Onlar kolay halledilecek işlerdir" diye cevapladı. Ben de "
Paşam kusura bakma bu sözünüzü yeri geldiğinde anlatırım referans da sizi gösteririm" dedim. Rahat bir şekilde "hiç sakıncası yoktur" diye cevapladı.
Fetullah Gülen'le ilgili bir sıfat sıralaması yaptığımızda, karşımıza konumu sürekli büyüyen ve şimdilerde Paralel- Tanrı rolüne soyunmuş biri çıkıyor. Dünya Tanrı rolüne soyunmuş çağdaş Frankeştayn'la karşı karşıya.
Bu şok bilgiler üzerine komisyondaki bazı vekiller, "Neden 16 yıl sustunuz" sordu. Saral, "Zamanı geldi şimdi açıklıyorum" diye cevap verdi.
ŞEHİTLERİN AHI VAR
FETÖ'nün polislik sınavlarında şehit çocuklarının hakkını da yediği ortaya çıktı. Komisyonda bilgi veren Emniyet eski Genel Müdürü Celalettin Lekesiz: Şehit çocukları akademi sınavlarında en yüksek puanı alanın yarısı kadar puan alırsa mevzuat gereği kazanmış sayılıyor.
Şehit çocuklarının okula girmesini istemedikleri için soruları kendi adamlarına dağıtıyorlardı.
FETÖ'DEN TALİMAT ALMIŞLAR
Ergenekon hakimlerini soruşturan HSYK müfettişleri, davaya bakan hakimlerin FETÖ'nün emir ve talimatlarıyla hareket ettiğini belirledi. Anayasa Mahkemesi de uzun yıllar tutuklu kalan sanıklarının haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti. Yüksek Mahkeme bu kararında, kararı veren İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının gerekçesini 7 ay gibi uzun bir zamanda yazdığını, bu nedenle de sanıkların adil yargılanma hakkının ağır ihlale uğradığını belirlemişti.
