HDP'li vekiller, öz yönetim sevdasına kapıldı. Terör örgütü PKK'nın siyasi sözcülüğüne başladı. Terörist örgüt kalleş tuzaklarla, canlı bombalarla sivil, asker demeden saldırdı. Kalleşlik için camileri, kiliseleri bombalayan; çoluk çocuk herkesi kullanan teröristler; başları sıkışınca güvenlik güçlerinden kaçmak için kadın kılığına girdi. Etek giyinen, başörtüsü takan, hatta makyaj yapan PKK'lılara en büyük destek HDP'den geldi. Eşbaşkan Figen Yüksekdağ, sırtını terör örgütüne yasladıklarını söyledi. Selahattin Demirtaş, insanları sokağa döküp, kan akıtmak istedi. Diğer HDP'liler de terörist cenazesine taziyeye gitti, teröristleri arabasıyla kaçırdı, örgüte erzak ve silah taşıdı. Tüm bunların üzerine Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü ve Selma Irmak hakkında fezleke düzenlendi.
BİR TÜRLÜ ANLAYAMADI
Dokunulmazlıkların kaldırılması istemiyle TBMM'ye gönderildi. TAKVİM, kadın kıyafeti ardına saklanan teröristleri ve onları savunan HDP'liler arasındaki bağı gösterdi. Mevzuyu anlamayanlar ayaklandı. Eteklerin ardına saklanan PKK'lı teröristlere gıkı çıkmayanlar TAKVİM için "Kadın kıyafetini aşağılama vesilesi yaptınız. Anneleriniz de o etekleri giyiyordu" dedi. Bunların başında ise Hürriyet Gazetesi'nin yazarı Ahmet Hakan yer aldı. Oysa HDP'lilere giydirdiğimiz etek, annelerimizin eteği değil; PKK'lıların kaçmak için arkasına saklandığı etekti. Ama Ahmet Hakan bunu anlamadı.
Teröristler, kadın kıyafetleri arkasına saklandı. HDP'liler de kalleş PKK'yı koruma altına aldı.
