Dörtnala tutku

5 yaşından beri at binen Tuğba Vurkır, 30 yılda kırılmadık yerini bırakmadı. Genç kadın, 'Son nefesime kadar atlarla olmak istiyorum' dedi

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 15 Mart 2013 Güncelleme 15 Mart 2013, 00:39
Dörtnala tutku

İÇİNDEKİLER

At sevgisi hiçbir şeye benzemiyor. Babası sayesinde 5 yaşında atçılık sporuna başlayan Tuğba Vurkır (36), farklı zamanlarda attan düşüp omurgasını, kafatasını, el ve ayağını kırmasına rağmen cirit, atlı dayanıklılık, atla engel atlama sporlarını yapmaya devam ediyor. Türkiye Binicilik Federasyonu ile Eskişehir Atlıspor Kulübü işbirliğiyle Eskişehir'de yapılan konkur komple, derby ve atlı dayanıklılık yarışlarına katılan Vurkır, çok sevdiği atlardan ayrı kalmayı hiçbir zaman düşünemiyor. 1990 yılında attan düşüp omurgasını kırdığını söyleyen Vurkır, yaşadığı kazaları şöyle anlatıyor:

HER YERİ KIRILDI
"O tarihte 1 ay kadar ayağa kalkmam, ömür boyu ata binmem yasaktı. Ama at sevgisi beni 4 ayda ayağa kaldırdı. Boynumdan aşağısı felç olabilirdi. Yüzümden, çenemden kaza geçirdim. Kafatasım kırıldı. Beyin kanaması geçirdim. Sağ ayağım kırık şekilde düz koşuya katıldım. Sol kolumu da kırmıştım. Çay bardağı daha tutamazken, yarıştım. At sevgisi tutkudan öte bir şey."

BU SPORUN EŞİ YOK
Kendisi yaşadığı kazalara rağmen herkese at binmeyi öneren Tuğba Vurkır, "Ben kendimi koruyamadığım için kazalar geçirdim. Ama bu, bütün bedeni çalıştıran mükemmel bir spor" dedi. Vurkır, "At binmek, dünyada iki canlının birlikte yaptığı, duyguları içeren tek spor" diye konuştu.