'VEREM OLDU'
Latife Hanım, Atatürk'ten ayrıldıktan sonra verem oldu. Bir süre yurt dışında tedavi gördü. İstanbul'a döndüğünde ise Süreyya Paşa'nın Narlıdere'deki çiftliğinde kaldı. Çünkü çiftliğin bol oksijenli havası sağlığına iyi geliyordu. Atatürk'ün öldüğü 1938 yılında ise herkesten farklı bir acı yaşadı. Hislerini ise "Ben iki defa öldüm. Biri 1925 yılında (ayrılınca), biri de 1938 yılında. Bundan sonra ölsem ne yazar" sözleriyle ifade etti.
NAZIM ZİYARETİ
Türkiye'nin gizemli kadını Latife Hanım, 9 yabancı dil biliyordu. En büyük tutkusu ise şiirdi. Atatürk yaşamını yitirdikten sonra hayata küsen Latife Hanım'ın dayısı Naci Sadullah'ın en yakın arkadaşı ise ünlü şair Nazım Hikmet idi. Latife Hanım, dayısı ve şiir merakı aracılığı ile ünlü şair Nazım Hikmet ile tanıştı. Kısa sürede başlayan arkadaşlık, "aşktan bir kademe küçük, dostluktan ise bir kademe büyüktü". Nazım Hikmet, sürekli Latife Hanım'ı ziyaret etti. Çünkü birçok ortak noktaları vardı. İkili, şiir üzerine uzun ve güzel sohbetler ediyordu. Nazım Hikmet, Rusya'ya gidene kadar bu görüşmeler devam etti.
ATATÜRK İLE 2 KERE GÖRÜŞMÜŞLER...
Latife Hanım, Paşa ile ayrıldıktan sonra 2 kez görüştü. İlkinde, Atatürk tekne ile Küçüksu'ya giderken o sırada tekne gezintisi yapan Latife Hanım ile tesadüfen karşılaştı. Paşa, oturduğu yerden kalkıp, şapkasını çıkartarak, "Hanımefendi Hazretleri" dedi. Latife Hanım ise "Paşa Hazretleri" karşılığını verdi. Latife Hanım ile Atatürk, etraf laf etmesin diye hemen oradan ayrılmadılar. Sohbet etmeden bir süre durduktan sonra ayrıldılar. İkinci buluşma ise İçişleri Bakanı Şükrü Kaya sayesinde oldu. Kaya, Dolmabahçe'de, Atatürk hayatını kaybetmeden önce gizli görüşme ayarladı. Ancak görüşmede, Ulu Önder ile ayrıldığı eşinin neler konuştuğu ise bilinmiyor.