SETA'nın yayınladığı bu rapor, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Birleşik Krallık'taki yapılanmasıyla birlikte eğitim, medya, ekonomi ve sivil toplum alanlarındaki faaliyetlerini incelemekte ve İngiliz devletinin örgüte yönelik tutumunu masaya yatırmaktadır. Bu rapor kapsamında yapılan saha araştırması neticesinde 170'e varan ülkede örgütlenen FETÖ'nün Birleşik Krallık'ta da oldukça kapsamlı ve çok boyutlu bir yapılanma içinde bulunduğu görülmüştür. Örgüt lideri Fetullah Gülen'in 1993'te Londra'yı ziyaretiyle başlayan yapılanma kısa sürede eğitim kurumlarından lobi örgütlerine, düşünce kuruluşlarından medya ve kültür faaliyetlerine birçok alanda ilerleme kaydetmiştir.
FETÖ, faaliyetlerinin ilk yıllarında özellikle Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere ağırlık verirken 2000'lerde etkinlik gücünü tüm Birleşik Krallık topraklarına yaymıştır. Kurumsallaşma politikası ekseninde 2004'te Anadolu Müslüman Topluluğu kurulmuş, daha fazla kitleye ulaşabilmek amacıyla 2008'de Mevlana Camii ve Rumi Kültür Merkezi'nin açılışı yapılmıştır. 2013'te "Voices in Britain" adı altında birçok örgüt kurumunun tek çatı altında toplanması Türkiye'de girişilen yasa dışı faaliyetlerle doğrudan ilinti olmuş ve kurulan konsorsiyum üzerinden Birleşik Krallık kurumlarına yönelik sözde "şeffaflaşma" politikaları izlendiği görüntüsü verilmeye çalışılmıştır
Örgütün sosyal medyada halihazırda aktif olarak kullandığı kurumsal adresler ise "Süzgeç" ve "Videon-V1O" isimli YouTube kanallarıdır. 19 Ağustos 2017'de YouTube'da açılan kanallarda Hizmet Çalışmaları Direktörü İsmail Mesut Sezgin ile haklarında yakalama kararı bulunan Kerim Balcı, Emine Eroğlu ve Erkam Tufan Aytav gibi FETÖ militanları program yapmaktadır. Sayfalarda paylaşılan videolar incelendiğinde bahsi geçen örgüt üyesi kişilerin hala algı operasyonları yapmaya ve Türkiye'de görev başındaki AK Parti hükümeti ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı şeytanlaştırmaya çalıştıkları rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bunun da ötesinde Türkiye Enstitüsü'nün resmi Twitter hesabı üzerinden 3 Ekim 2017'de "UK Cannot Ignore Human Rights Breaches in Turkey" (Birleşik Krallık, Türkiye'deki İnsan Hakları İhlallerine Kayıtsız Kalamaz) başlığı altında bir dizi ilan paylaşılmış ancak bunlarda 15 Temmuz gecesinde hayatını kaybeden siviller ve güvenlik güçlerine
dair hiçbir rakam yer almamıştır.