Yaşananlardan çıkardığımız en önemli derslerden bir tanesi, dışa açık bir ekonomide yaşadığımız gerçeği ile hareket ederek, nereden gelirse gelsin, ne tür olursa olsun, şoklara hazır olmaktır. Bu nedenle makro dengeleri sağlam oluşturmak, ekonomik faaliyeti sağlıklı olarak sürdürmek, para, sermaye ve tüm piyasaları çalışır kılmak, bankacılık sektörünü güçlü ve sağlıklı tutmak daha önemli hale gelmiştir. Bu sayede büyümeyi potansiyel hızda devam ettirebilir, istihdamı artırabilir, güveni koruyabiliriz. GEREKLİ DİRENÇ GÖSTERİLDİ
Nitekim, 2016 sonrasında da mutasyona uğramış şekilde farklı tehdit ve uygulamalara maruz kalındı. Proaktif önlemler, yüksek iletişim ve koordinasyon, cesaretli uygulamalar, Türkiye ekonomisinin menfaatlerini sektör menfaatlerinin üzerinde tutan yaklaşım sayesinde gerekli direnç gösterildi. Son dönemde likidite imkanları iyileşmeye başladı. Risk algısı iyileşiyor. TL talebi artıyor. Enflasyon baskısı azalıyor. Ekonomik faaliyette hareketlilik var. Faiz oranlarında düşüş eğilimi sürüyor. İhracat ve turizm gelirleri gayet iyi seyrediyor. Tasarruf açığımız azalmaya başladı. Gelişmeler açıkça göstermektedir ki ne 15 Temmuz ne de farklı şekillerde yaşanan bileşik hareket eden tehditler, demokrasimizi, hukuk sistemimizi, ekonomimizi ve bankacılık sektörünü çökertememiştir. Ülkemizin refahını artırmaya sağlam şekilde kararlı adımlar ile yürümeye devam ediyoruz.
