Faturaya darbe

Türkiye nükleer enerji ile tanışıyor. İki yeni santralin tamamlanmasıyla devletin kasasında yılda 7.2 milyar dolar kalacak. Enerji maliyetleri azalacak, ekonomi kazanacak, vatandaş daha az fatura ödeyecek!

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Mayıs 2013 Güncelleme 05 Mayıs 2013, 01:06
Faturaya darbe

İÇİNDEKİLER

Türkiye, yaklaşık 50 yıldır süren nükleer enerji serüveninde sona yaklaşıyor. Mersin'de inşa edilecek ilk nükleer santral için daha önce Rusya ile anlaşan Türkiye, Sinop'ta yapılması planlanan ikinci nükleer santral için seçimini Japonya'dan yana yaptı. Sinop ve Mersin'de kurulacak nükleer santraller devreye alındığında, Türkiye yıllık 7.2 milyar dolar tutarında enerji ithalatından kurtulmuş olacak. Bu durum Türkiye'nin enerji maliyetini düşürürken vatandaşa da ucuz fatura olarak yansıyacak. Nükleer enerji, Türkiye için enerji arz güvenliğinin sağlanması, enerjide ithalat bağımlılığı ve cari açığın azaltılması bakımından büyük önem taşıyor. Sinop'taki santralin önümüzdeki 4 yıl içinde inşasına başlanacak ve 2023 yılına kadar devreye alınacak. Mersin Akkuyu'da yapılacak nükleer santralin ise 2019 yılına kadar bitirilmesi bekleniyor. Önümüzdeki dönemde de üçüncü nükleer santralin yeri konusunda çalışmalar başlayacak. Türkiye, 2030 yılında toplam elektrik üretiminin en az yüzde 15'ini nükleer enerjiden elde etmeyi planlıyor.

EN TEMİZ ENERJİ
Nükleer santraller, yenilenebilir enerji kaynaklı santraller gibi dış koşullara (iklim koşullarına), kömür santralleri gibi yakıtın kalitesine, petrol ve doğalgaz santralleri gibi rezerv miktarına bağlı olmadığı için elektrik üretiminde süreklilik arz ediyor. Nükleer enerji üretim zinciri, tümüyle ele alındığında sera gazı salınımı konusunda da en temiz seçenek olarak görülüyor. Fosil yakıtların yanmasıyla açığa çıkan karbonmonoksit, karbondioksit, sülfürdioksit ve azotdioksit gibi sera gazı oluşumuna sebep olan zararlı gazlar, nükleer santraller çalışırken atmosfere salınmıyor.

İHALE KRALİÇESİ
Son 18 yılda Atatürk, Esenboğa, İzmir, Antalya havalimanları başta olmak üzere büyük ihalelerde objektifler bir kadına odaklandı. Cumhuriyet tarihinde 90 milyarla en büyük rakama ulaşan İstanbul 3. Havalimanı ihalesinde de yine o vardı. Devlete yaklaşık 100 milyar lira kazandıran İhale Komisyonu Başkanı Funda Ocak, çılgın ihalelerin kraliçesi oldu. Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nde (DHMİ) Genel Müdür Yardımcısı olan Ocak, milyar dolarları yönetiyor ancak kendisi huzur hakkıyla birlikte sadece 5-6 bin liraya yakın maaş alıyor. Yaklaşık 30 yıldır DHMİ'de çalışan Ocak, "Hayatım boyunca oturduğumu hiç hatırlamıyorum. Uyumak benim için zaman kaybıdır. O kadar çok yapacak şey var ki zamanı rasyonel değerlendirmek lazım. Hayat bir mücadele, mücadele bittiğinde yaşam da bitiyor" diye konuşuyor.

Hazal ATEŞ