Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan hadsiz açıklama! Cezayir üzerinden skandal sözlerle Türkiye'yi hedef aldı

Zaman zaman Türkiye'ye karşı hadsiz çıkışlarıyla gündem olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu kez Türkiye'yi Cezayir üzerinden hedef aldı. Macron'un skandal açıklamaları üzerine Cezayir, Paris Büyükelçisini geri çağırdı. Fransa Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'yi hedef alan skandal açıklamaları akıllara Fransa'nın Afrika'daki kara tarihini getirdi. Cezayir ve Ruanda'da yapılan soykırımlar tarihin en kanlı olayları arasında yer alırken Fransa utanç dolu tarihi ile yüzleşmek yerine arşivlere erişimi engelliyor. Fransa'nın kan dolu kirli geçmişini sizler için derledik...

Giriş Tarihi 03 Ekim 2021, 00:53 Güncelleme 03 Ekim 2021, 01:01
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan hadsiz açıklama! Cezayir üzerinden skandal sözlerle Türkiye’yi hedef aldı

İÇİNDEKİLER

"Cezayir tarihi Türk etkisiyle tamamen yeniden yazıldı ve gerçeklere dayanmıyor. Fransa'ya yönelik nefrete dayanıyor." diyen Macron, Türkiye'yi ve Türkleri dezenformasyon ve propaganda yapmakla suçladı.

Suçlamalarını sürdüren Macron, "Türklerin daha önce Cezayir'de oynadıkları rolü ve hakimiyetlerini unutturma kabiliyetlerine hayranım. Sadece bizim sömürgeci olduğumuzu söylüyorlar ve Cezayirliler buna inanıyor. Fransız sömürgeciliğinden önce bir Cezayir devleti var mıydı? Asıl soru bu." ifadelerini kullandı.



PARİS BÜYÜKELÇİSİNİ GERİ ÇAĞIRDI
Macron'un açıklamaları üzerine Cezayir, Paris Büyükelçisini geri çağırdı. Büyükelçinin geri çağırılmasının gerekçesi hakkında bilgi verilmezken, konuyla alakalı ilerleyen zamanda bir açıklama yapılacağı aktarıldı.

Yerel basında yer alan haberler, büyükelçinin geri çağırılmasının Macron'un Cezayir'i "Fransa'ya kin beslemekle" suçladığı açıklamalarıyla ilgili olduğu yönünde.



FRANSA'NIN AFRİKA'DAKİ KARA TARİHİ
Bölgede 5 asır süren kolonyal dönemde ve özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın ardından bağımsızlık mücadelesine girişen ülkelerde bu ayaklanmalar şiddetle bastırıldı ve 2 milyondan fazla Afrikalı hayatını kaybetti.

Öte yandan Fransa'nın dünya savaşlarında bağımsızlık vaadiyle kendi saflarında savaştırdığı ülke halklarının başlattığı ayaklanmalar da şiddetle bastırıldı. Bölgede beş asır süren sömürge dönemi ve bağımsızlık savaşları 2 milyondan fazla Afrikalının hayatına mal oldu.



İkinci Dünya Savaşı bitmeden kısa zaman önce bağımsızlık vaadiyle Fransa saflarında savaşan Cezayirlilerin başlattığı gösterilerde binlerce Cezayirli, Fransız askerleri tarafından öldürüldü. Tarihe "8 Mayıs 1945 Setif ve Guelma" katliamı olarak geçen olaylardan Cezayir'in bağımsızlığını kazandığı 1962'ye kadar şiddet olayları sistematik şekilde devam etti.



Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 1 milyon kişi Fransızlar yüzünden hayatını kaybetti.

Fransa'nın, 1830'dan beri Cezayir toplumunu kültürel anlamda da bir soykırımla baş başa bıraktığı biliniyor. Cezayir'in kendi mahalli kimliğinin dışında 300 yıllık Osmanlı tarihinin de büyük ölçüde ortadan kaldırılmasına neden olan Fransa, ülkede birçok kültürel ve dini eseri kendi tasarrufunda istediği gibi dönüştürdü.




TARİHİN EN BÜYÜK SOYKIRIMINDA FRANSA'NIN ROLÜ
Fransa siyasi nüfuz sahibi olduğu ülkelerde de büyük insan hakları ihlalleri gerçekleştirdi.

İnsanlık tarihin en büyük soykırımlarından kabul edilen, 800 bin kişinin öldüğü 1994 Ruanda soykırımında da Fransa'nın rolü olduğu ortaya çıktı.

Ruanda soykırımından hemen önce bölgedeki Fransız askerlerinin aldıkları istihbaratları değerlendirmeyerek bölgeden ayrıldığı, bazı Fransız askerlerinin ise bizzat katliamlara destek verdiği uluslararası raporlara yansıdı.

Fransa, 23 Haziran'da ülkenin güneybatısında sığınmacılar için güvenli bölge oluşturmak amacıyla Turkuaz Operasyonu'nu başlattı. Ancak Ruanda'da soykırımı engellemek yerine soykırımı yapan Hutu hükümetine silah ve bilgi sağladığı tespit edilen Fransa'nın aleyhine halen devam eden birçok uluslararası dava bulunuyor.

Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Le Figaro gazetesine 1998'de verdiği mülakatta, "O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil." ifadesini kullanması hala uluslararası kamuoyunca bilinen bir gerçek.

Fransız Mediapart internet sitesi, şubatta yayımladığı, "Ruanda soykırımı: Fransa'nın yalanları ortaya çıktı" başlıklı, Fransız Dış İstihbarat Birimi DGSE'ye ait bir belgeye dayandırdığı haberinde, Fransa'nın, Hutu milislerince yaklaşık 800 bin Tutsinin öldürüldüğü Ruanda soykırımının asıl sorumlularını gizlediğini yazmıştı.



FRANSA SOYKIRIM ARŞİVLERİNE ERİŞİMİ ENGELLİYOR
Ruanda'da soykırımı yapan Hutu hükümetinin uzun süre destekçisi olduğu gerekçesiyle uluslararası kamuoyunda ve ülke içinde eleştirilen Fransa ayrıca soykırım belgelerine de erişimi engelliyor.

Soykırım dönemine dair arşivler üzerindeki "devlet sırrı" yasağı kaldırılmasına rağmen, Eski Cumhurbaşkanı Mitterrand tarafından konulan ikinci bir yasak nedeniyle söz konusu arşivlere erişilemiyor.

Fransa Anayasa Mahkemesinin Eylül 2017'de Ruanda soykırımı hakkında çalışmalar yapan bir araştırmacının, soykırım dönemine ilişkin cumhurbaşkanlığı arşivlerine erişim talebini reddettiği biliniyor.

Bütün bunların yanı sıra Fransa'ya karşı bağımsızlık savaşlarında büyük kayıplar veren ve ekonomileri çöken ülkelerden gelen işçilerin, düşük ücret karşılığında Fransızlara göre daha ağır şartlarda çalıştırıldığı da biliniyor.