Kasım Süleymani kimdir? İran'ın Ortadoğu'daki kılıcı Süleymani'nin öldürülmesi ne anlama geliyor?

Kasım Süleymani, 1988’den bu yana İran Devrim Muhafızları’nın seçkin birliği olarak tanınan Kudüs Gücü komutanıydı. Kasım Süleymani, İran lideri Hamaney’den doğrudan talimat alıyordu. İran’ın Ortadoğudaki en önemli komutanı olan Süleymani, İran’ın Otadoğu’daki kılıcı olarak adlandırılıyor. Peki Süleymani’nin öldürülmesi ne anlama geliyor?

Giriş Tarihi 03 Ocak 2020, 09:23 Güncelleme 03 Ocak 2020, 12:17
Kasım Süleymani kimdir? İran’ın Ortadoğu’daki kılıcı Süleymani’nin öldürülmesi ne anlama geliyor?

İÇİNDEKİLER

ABD'nin Bağdat Havalimanında helikopterle düzenlediği saldırıda öldürülen İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, Afganistan'dan Irak'a, Suriye'den Lübnan'a İran'ın bölgedeki politikalarını belirleyen en önemli isimlerden biri olarak biliniyordu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın talimatı ile Bağdat Havalimanına düzenlenen saldırıda Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis ile birlikte hayatını kaybeden Süleymani, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından "yaşayan şehit" olarak adlandırılıyordu.

Doğrudan İran lideri Hamaney'e bağlı hareket eden Süleymani, 1998'den bu yana İran'ın ülke dışındaki askeri-istihbari operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanlığını yürütüyordu.

Kasım Süleymani, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2007'de getirilen uluslararası seyahat yasağına rağmen Suriye ve Irak başta olmak üzere bir çok noktada İran'ın askeri operasyonlarını yönetiyordu.

Süleymani, Trump'ın Temmuz 2018'de İran'a yönelik savaş tehditlerine ilişkin yaptığı bir konuşmada, "Bizi dünyada 'benzeri görülmemiş' bir eylemle tehdit ediyorsunuz. Savaşı başlatabilirsiniz ancak onu bitirecek olan biziz." ifadelerini kullanmıştı.

İran'da 1957'de güneydoğu eyaleti Kirman'ın Afganistan sınırına yakın dağlık bir bölgesinde, aşiret yapılarının hakim olduğu Rabord köyünde dünyaya gelen Süleymani, daha çocuk yaşta çiftçi olan babasının devlete olan borcunu ödeyebilmek için inşaatlarda çalışmaya başladı.

İlkokulu bitirdiği yıl köyünü terk ederek Devrim Muhafızları Ordusuna katılan Süleymani'nin, sonra aldığı 45 günlük askeri eğitim sayılmazsa, bütün eğitim hayatı bu 5 yıllık ilkokul tecrübesiyle sınırlı kaldı.

Askeri kariyerine 1979 İran Devrimi sonrasında başlayan Kasım Süleymani, sadece 45 günlük bir eğitimle orduya kabul edildi. Süleymani, ilk askeri cephe deneyimini, İran'ın batısındaki Mahabad'da, İran devriminden sonra ayaklanan silahlı Kürt gruplara karşı yaşadı.

Devrimden sonra İran-Irak savaşında gösterdiği üstün çabalarla dikkatleri çeken Süleymani, cephe gerisinde birçok operasyonu başarıyla yönetti. Henüz 20 yaşındayken Teğmen rütbesiyle 41'inci Sarullah Birliği'nin komutanlığını üstlenen Süleymani'nin bu savaşta gösterdiği başarılarla askeri kariyerinin basamaklarını hızla tırmanmaya başladı.

TALİBAN'A KARŞI KUZEY İTTİFAKINI DESSTEKLEDİ
Süleymani, Taliban'ın 1998'de Mezar-ı Şerif kentinde İranlı 7 diplomatı ve 1 gazeteciyi öldürmesi üzerine doğrudan savaş yerine Taliban'a karşı mücadele eden Burhaneddin Rabbani'nin liderliğini yaptığı Kuzey İttifakı adlı gruba destek verilmesini sağladı.

IRAK'TAKİ SADDAM'A KARŞI MÜCADELE
Süleymani, savaş sırasında Saddam Hüseyin'e karşı mücadele eden Iraklı Kürt liderlerle iyi ilişkiler kurdu. 1991'deki Körfez Savaşı'nda silahlı Şii gruplar ile ilişkiler geliştiren Süleymani, bu grupların ayaklanmalarını organize etti.

Saddam'ın 2003'te ABD'nin Irak'ı işgali sonucu devrilmesinden sonra ABD ordusuna karşı savaşan Şiileri perde arkasından yöneten Süleymani, bazı Sünni grupların da eğitim ve silahlandırılmasında rol üstlendi.

Süleymani, bir yandan ABD ile savaşan grupları komuta ederken bir yandan da Irak'ta ABD ve İran arasındaki pazarlıklarda en önemli söz sahiplerindendi. Bu nedenle Süleymani, askeri kimliğinin yanında diplomat kimliğine de sahip bir komutan olarak öne çıktı.

Irak savaşında Kürt liderlerle yakın çalışması, Saddam sonrasında Irak'taki politikacılarla özel ilişkiler kurması için Süleymani'ye iyi bir zemin hazırladı.

Kasım Süleymani Irak'ta sadece Şiilerle değil Sünni liderlerle de iyi ilişkiler geliştirdi. Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani başta olmak üzere bir dizi siyasetçiyle yakın ilişkileri bulunan Süleymani, Şii lider Mukteda el Sadr'ın diğer siyasi gruplarla uzlaşmasına da yardımcı oldu. Süleymani, Irak'ın Sünni Devlet Başkan Yardımcısı Usame Nuceyfi'yle de yakın ilişkiler kurdu hatta Nuceyfi 2013'te İranlı generalin annesinin Tahran'daki cenazesine de katıldı.

LÜBNAN'DA HİZBULLAH'I SİLAHLANDIRDI
Lübnan'da Hizbullah ile çalışan Süleymani, 2006'da İsrail'in Hizbullah'ın bir İsrail askerini kaçırdığı gerekçesiyle Lübnan'a saldırmasıyla başlayan "33 Günlük Temmuz Savaşı'nda da Hizbullah'ın eğitim ve silahlandırılması sorumluluğunu yürüttü.

SURİYE VE IRAK'TAKİ ROLÜ
Süleymani'nin ülke içerisinde bulunan Hizbullah ve diğer Şii milis güçlerine sağladığı askeri strateji sayesinde Esed güçlerinin takviye edilmesi sağlandı ve muhalifler tarafından ele geçirilen bazı şehirler ve kasabalar da yeniden rejimin kontrolüne geçti. Kasım Süleymani'nin yardımcısı Hüseyin Hemedani, Ekim 2015'te Halep'te terör örgütü DEAŞ tarafından öldürüldü.

Süleymani, Irak'ta terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadele için kurulan Haşdi Şabi örgütünün oluşturulmasında ve yönetilmesinde de ön plandaydı. Irak'ta DEAŞ'a karşı cephede çektirdiği fotoğraflarla dünya kamuoyunun dikkatini çekti.

"KASIM SÜLEYMANİ LİDERİMİZDİR" YAZILMIŞTI
ABD'nin Haşdi Şabi üslerine saldırının ardından hafta başında ABD'nin Bağdat Büyükelçiliğini basan gruplar duvarlara "Kasım Süleymani liderimizdir" şeklinde yazılar yazmıştı.

ABD'nin Bağdat Büyükelçiliğinin belgelerine göre ise Süleymani, İran'ın Irak'taki her türlü politikasını formüle eden ve hayata geçiren kişiydi. Kasım Süleymani arada hiçbir kişi ya da birim olmadan, doğrudan doğruya İran devletinin en üst otoritesi lider Hamaney'e bağlıydı.

UZMANLAR NE DİYOR?
Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız:

Bizim de takip ettiğimiz bir gelişme. Bunun teyit edilmesi epey vakit aldı. Henüz çok taze bir gelişme. Ama ilk aşamada şunu söyleyebilirim. Şehrin belli bir bölümünde aylardır devam eden gösteriler de vardı. Kimi gruplar sokaklarda sevinç gösterileriyle ortaya koydular. Ama henüz Iraklı resmi makamlar tarafından yayınlanmış resmi bir açıklama yok.

Ortadoğu Uzmanı Ali Semin:
Çok ciddi, çok önemli bir isimdi İran için. Bu süreçte baktığımız zaman Irak'ta; İran ile ABD arasında ciddi bir vekalet savaşı söz konusu. Bu vekalet savaşı sonucunda Irak'ı ciddi bir kargaşa bekliyor.

Süleymani'nin öldürülmesinden sonra Irak'taki durumu iyi yönetemezse ciddi bir krize girmiş olacaktır.

İran'ın ekonomik olarak ciddi anlamda yaptırımla karşı karşıya kalmıştı.

Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ:
Bunu dünyada bekliyorum diyen çok az kişi çıkar. Bu düzeyde bir misillemeyi kimse beklemiyordu. Olay daha çok yeni. 20 yıla yakın süredir varlık gösteren ve alt birimlerine de inanılmaz hakim adeta İran'ın dışarIdaki silahlı gücü olan bir yapıydı. Başındaki en etkili kişiydi. Bu kişi zaman zaman Hamaney ile kıyaslanacak duruma gelmişti. Geçtiğimiz günlerde Suriye'de Esed ile yapılan görüşmede Zarif ile yaptığı protokol ziyarette; Zarif'ten daha üst düzey protokolle karşılanmıştı. Bu da gerilime neden olmuştu. İran bir sır küpü olan ve dış politikadaki en anahtar kişisini kaybetti diyebilirsiniz."

Orta Doğu uzmanları, Twitter üzerinden operasyonun önemini ve olası sonuçlarını değerlendirdi.

Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü direktörü Charles Lister, "Süleymani'nin öldürülmesinin sonuçlarını tahmin etmek zor, bu Orta Doğu'da son yılların en büyük haberi." dedi, ABD'nin yakında Suriye ve Irak'tan tamamen çekilebileceğini yazdı.

Global Politikalar Merkezi'nin Devlet Dışı Aktörler Programı direktörü Hassan Hassan da, "İran, ABD'nin vereceği olası yanıt konusunda fazla rahat davrandı" diyerek İran'ın son haftalardaki eylemlerini sıraladı:

-ABD'nin insansız hava aracını düşürdü-Suudi Arabistan'ın petrol tesislerine saldırdı-Amerikan üssüne saldırıp bir Amerikalı müteahhiti öldürdü-ABD büyükelçiliğine saldırı organize etti-Tüm bunların ardından Süleymani yenilmez olduğunu düşünerek rahatça ortada dolanmaya devam etti.

Irak'ta çalışan gazeteci ve araştırmacı Patrick Osgood ise "ABD ya İran'la savaşa hazır -ki böyle olması düşük bir ihtimal- ya da büyük bir gaz tankerine bir sigara atıp çekildi, Iraklıları da bunun sonuçlarını yaşamak üzere arkasında bıraktı" yorumunu yaptı.