Arakan’dan yürek yakan çığlıklar

İngiliz Guardian gazetesi, Naf Nehri’nden yüzerek Bangladeş’e kaçan Arakan Müslümanları’nın trajik öyküsünü yazdı. Pirinç yetiştiricisi Zafir Ahmed, Myanmar askerlerinden saklanırken eşi, 4 oğlu, 6 kızı, 2 torunu ve damadının nasıl katledildiğini anlattığı sırada gözyaşlarına boğuldu.

Giriş Tarihi 09 Eylül 2017, 00:00 Güncelleme 09 Eylül 2017, 02:27
Arakan’dan yürek yakan çığlıklar

İÇİNDEKİLER

Myanmar'ın kuzeyindeki Bangladeş sınırında bulunan Tula Toli köyündeki Arakanlı Müslümanlar, Naf Nehri'nden Bangladeş'e kaçış öykülerini İngiliz Guardian gazetesi muhabiri Oliver Holmes'a gözyaşları içinde anlattı.Birleşmiş Milletler sayıları 1.1 milyonu bulunan Arakanlı Müslümanlardan 270 binin Bangladeş'e sığındığını duyurdu. Arakan'a insani yardım yapılmasını Myanmar yönetiminin engel oluyor. İşte ailelerinin gözleri önünde katledilmesini gören Arakan Müslümanları'nın Guardian'a anlattıkları;

Zahir Ahmed (Pirinç yetiştiricisi): Myanmar askerleri geldiğinde oğlumla nehir kenarındaydım. Oğlum panikle evden çıkmış, 'Bizi bırakın' diye bağırıyordu. Nehre atladım ve karşı tarafa yüzdüm. Ormanda bir süre bekledim ve askerlerin ateş seslerini dinledim. Oğlum ailemizin diğer üyelerini kurtarmak için eve gitmişti. Ancak hepsi öldü ve evimiz yakıldı. Eşim Rabia (50), en büyük oğlum Hamid Hasan (35) ve onun çoukları olan iki yaşındaki kız torunum Nyema ve 6 aylık erkek torunum Raşit; 12 yaşındaki oğlum Nour Kamel, 10 yaşındaki oğlum Fayzul, 7 yaşındaki oğlum İsmail, en büyük kızım Safure (25), damadım Azhir Hassan (35), 14 yaşındaki kızım Sanzida, 6 yaşındaki kızım Estafa, 5 yaşındaki kızım Begüm, 3 yaşındaki kızım Nour Shomi ve 6 aylık kızım Hasina öldürüldü. 5 saat bekledim ve oradan ayrıldım.

Kabir Ahmed (Pirinç yetiştiricisi- Zahir Ahmed'in ağabeyi): 10 ve 12 yaşlarındaki oğullarımla nehre atladık. Ben nehrin güneyinde saklanıyordum. Köydekileri toplayıp buradan gitmelerini söylediler. Sonra da hepsini vurdular. 40 metre ötemde, nehrin öbür tarafında cesetleri nehirden toplayıp kumlara gömdüler ve yaktılar.

Petam Ali (pirinç dağıtımcısı): 16 kişinin evlerinde yakılırken ormanın içinden çaresizce izledim. Ailemi bırakıp ormana koşarak askerlerin yerini saptamak istedim. Sabah saat 8'e kadar bekledikten sonra askerlerin yürüdüklerini gördüm. Büyükannem yürüyemeyecek kadar yaşlıydı. Yolda komşumu ölü yatarken gördüm. 75 yaşındaki büyükannem vahşice katledilmişti.

Halit Hüseyin (İşçi): Askerler Arakanlı Budistlerle beraber ev ev dolaşıp altın, nakit para, kıyafet, patates, pirinç, bulabildikleri her şeyi talan ettiler. Onlarca kişiyi katlettiler.

Muhammed İdris, (35): Bir çuvala pirinç, un, şeker ve yağ dolurdum. Üç gün taşıdığım çantama ateş edip içindeki her şeyi aldılar. Kız kardeşim kayıp