Mescid-i Aksa'da 300 bin kişilik cuma namazı

İsrail'in tüm engellemelerine rağmen ramazan ayının ikinci cuma namazı Mescid-i Aksa'da 300 bin kişi tarafından eda edildi

Giriş Tarihi 09 Haziran 2017, 00:00 Güncelleme 09 Haziran 2017, 18:45
Mescid-i Aksa’da 300 bin kişilik cuma namazı

İÇİNDEKİLER

İsrail'in tüm engellemelerine rağmen Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya akın eden yaklaşık 300 bin Filistinli, ramazan ayının ikinci cuma namazını büyük bir coşkuyla eda etti.

İslami Vakıflar Dairesi Başkanı Şeyh Azzam el-Hatib, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Harem-i Şerif'te 300 bini aşkın Filistinlinin cuma namazı kıldığını belirtti.

Şeyh Hatip, cuma namazını Mescid-i Aksa'da eda etmek için Batı Şeria'dan Kudüs'e gelen yaklaşık 15 bin Filistinlinin dün iftardan sonra Harem-i Şerif'te sabahladığını ifade etti.

İSRAİL'DEN 40 YAŞ SINIRLAMASI
Öte yandan Kudüs Yüksek İslami Heyeti Başkanı ve Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, okuduğu cuma hutbesinde, İsrail makamlarının 40 yaş altı Filistinlilerin Mescid-i Aksa'ya girişine izin vermemesini sert bir dille eleştirdi.

Mescid-i Aksa'nın batı yönündeki duvarı Burak Duvarı'nın (Ağlama Duvarı) kutsal mabedin ayrılmaz parçası olduğunu vurgulayan Sabri, "Mescid-i Aksa sadece Müslümanlarındır, Burak Duvarı da onun ayrılmaz bir parçasıdır." dedi.

On binlerce Filistinli sabahın erken saatlerinden itibaren Batı Şeria ve Kudüs arasındaki askeri kontrol noktalarını geçerek Mescid-i Aksa'nın yolunu tuttu. Kudüs'ün Eski Şehir bölgesi yakınlarındaki yolları trafiğe kapatan İsrail askerleri ise otobüsler dışında hiçbir aracın geçişine izin vermedi. Saatler süren yolculuğun ardından yürüyerek Mescid-i Aksa'ya ulaşabilen Filistinliler, ramazan ayının ikinci cuması için Harem-i Şerifi ve avlusunu hıncahınç doldurdu.

NAMAZIN ARDINDAN KAPILARDA KISA SÜRELİ İZDİHAM
İsrail'in olağan günlerde Kudüs'e geçişlerine izin vermediği Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Filistinliler, Mescid-i Aksa külliyesi içindeki Kıble Camisi ve Kubbetu's Sahra önünde hatıra fotoğrafları çektirdi. Filistin Kızılayı'nın görevlendirdiği bazı gönüllüler de kalabalığın üzerine seyyar fıskiyelerle su serperek sıcağın etkisini azaltmaya çalıştı.

Namazın ardından Aksa'nın kapılarında bir saatten uzun süre izdiham yaşanırken, şehrin dar sokaklarında kalabalık ve sıcaktan dolayı bazı Filistinliler fenalık geçirdi.

Bu sırada Mescid-i Aksa'nın kapılarında ve Eski Şehir olarak bilinen Kudüs'ün sur içi bölgesinde yüzlerce İsrail polisi hazır bekledi. Polis helikopterleri ve balonlara yerleştirilen kameralarla da şehrin üzerinden sürekli görüntü alındı.

ABLUKA VE AYRIM DUVARI ENGEL OLDU 
İsrail, Ayrım Duvarı'yla (Utanç Duvarı) çevrili Batı Şeria'dan 40 yaş altı erkeklerin Kudüs'e girişini engellerken abluka altındaki yaklaşık 2 milyon nüfuslu Gazze Şeridi'nden ise bu hafta sadece yaklaşık 100 kişiye izin verdi.

İsrail askeri kontrol noktalarından geri çevrilen on binlerce Filistinli erkek, ramazan ayında da Batı Şeria'nın dışına çıkamamış oldu. İsrail'in geçişine izin verdiği Filistinliler ise şafakla birlikte Kudüs'e geçebilmek için askeri kontrol noktalarının önünde uzun kuyruklar oluşturdu.

Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler ise içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Harem-i Şerif'te kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.

İsrail yönetimi, Yahudi yerleşimcileri, polis korumasında Mescid-i Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine de yaş sınırlaması getiriyor. Bir çok radikal Yahudi örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğunu öne sürerek Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılmasını istiyor.

UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 2016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı 6'ya karşılık 24 oyla kabul etmişti. İsrail'in tepkiyle karşıladığı karar için Fransa çekimser oy kullanırken, ABD, Almanya ve İngiltere "hayır" oyu kullanan ülkeler arasında yer almıştı. UNESCO Yürütme Kurulu da 18 Ekim 2016'da kararı onaylamıştı.