Kara harekatı

ABD'de siyahi genci vuran polis, jüri kararıyla aklandı. Buna tepki göstermek için binlerce kişi sokaklara dökülünce, şiddetli çatışmalar yaşandı. Anadolu Ajansı da, bölgeye 3 savaş muhabiri yolladı.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 26 Kasım 2014 Güncelleme 26 Kasım 2014, 02:04
Kara harekatı

İÇİNDEKİLER

ABD'nin Missouri eyaletinde 9 Ağustos'ta çıkan olaylarda, polis memuru Darren Wilson, 18 yaşında silahsız siyahi genç Michael Brown'ı kurşunlayarak öldürdü. Birçok eyalete yayılan olaylar, güçlükle önlendi. Bu polisin yargılanıp yargılanmaması için, jüri önceki akşam son kez toplandı. 3'ü siyahi, 9'u beyaz olan toplam 12 kişilik jüri üyesi de, polis memurunun yargılanmasına gerek olmadığına karar verdi. İki gün önce de bir parkta elinde oyuncak tabanca olan yine siyahi 12 yaşındaki Tamir Rice'nin polis tarafından öldürülmesi, olayların tuzu biberi oldu. Protestocular sokaklara döküldü. Polis ile göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Başkan Obama ve Michael Brown'un ailesi tarafından yapılan itidal çağrıları da olayları yatıştıramadı. Olaylar bir anda 19 kente sıçradı. Ellerinde pankartlarla yürüyen protestocular, "Irkçı polis" sloganları attı. Polis, sürekli havaya ateş açtı. Gösteriler sırasında, 40 bina yakıldı. Toplam 85 otomobil ateşe verildi. Birçok küçük alışveriş merkezi ile 79 mağaza yağmalandı.

İSYANIN MERKEZİ
Protestocular özellikle 1968'de siyahi hakların savunucusu Martin Luther King'in öldürülmesinin ardından isyanın çıktığı merkezlerden olan U Caddesi'nde toplandı. Elleri havada yürüyen protestocular, Ferguson'daki olayda Brown beyaz, polis memuru Wilson siyahi olsaydı kararın nasıl sonuçlanacağını sorguladı.

ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR
ABD Başkanı Barack Obama, herkesin Ferguson'daki jüri kararını kabul etmek zorunda olduğunu, gösterilerin barışçıl bir şekilde yapılması gerektiğini belirtti. ABD Başkanı, "Herkesten çok Brown'un ailesi kaybetti. Onlar protestoların barışçıl bir şekilde yapılmasını istiyor. Onların bu konuda temennilerine saygı duymamız lazım" dedi. Gezi vandallığı sırasında bir türlü ağızları kapanmayan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüleri Marie Harf ile Jen Psaki, kendi ülkelerinde polisin şiddetini görmezden geldiler. Harf Türkiye'deki olaylar için "Çarşı'nın protesto hakkı elinden alınamaz. Bu süreci yakından takip edeceğiz. Polis şiddeti bir an önce durmalı. Protesto bir haktır ve bu her vatandaş için böyledir" demişti. Psaki ise Türkiye ile ilgili 25 açıklama yapmış ve "Gezi'de polis şiddetine karşı uyarılarımız sürecek. Bunu herkes böyle bilmeli" demişti.

AA'dan mesaj gibi görev!
Anadolu Ajansı Ferguson'da ABD'nin sivil halka uyguladığı büyük şiddet ve baskıyı dünyaya duyurmak için bölgeye 3 savaş muhabiri gönderdi. Genel Müdür Kemal Öztürk, bunu Twitter'dan duyurdu. CNN 31 Mayıs'ta İstanbul'da başlayan olaylar için Taksim'den 12 saat canlı yayın yaparak Gezi vandallığını tüm dünyaya yanlış aktarmıştı. Ayrıca ABD'de 9 Ağustos'taki olayları takip eden AA muhabiri Bilgin Şaşmaz, polis şiddetine maruz kalmış ve gözaltına alınmıştı.

YİNE YALAN DOLAN!
CNN ise hem Gezi olaylarında, hem Hatay'da hem de 6-7 Ekim'deki Kobani olaylarında yine başı çekmiş, kışkırtıcı yayınlar yapmıştı. Cristiana Amanpour'un Gezi'deki kışkırtmaları hala hafızalarda yerini korurken, ABD polisinin şiddetine göz yumması çifte standart olarak öne çıktı. CNN, dün Erdoğan'ın "Eşitlik" açıklamasını manşete taşırken Ferguson göstericilerini ise "Çapulcu" olarak niteledi. "Polis, yağmacılara karşı müdahale etmek zorunda kaldı" dedi... Amanpour ise Erdoğan'ı Twitter'da paylaştı.