Gazete, Arap dünyasında sadece Mısır ve Ürdün'ün İsrail ile diplomatik bağları olduğunu hatırlatarak, bu iki ülkeyi de kaybetmesi halinde İslam aleminde müttefiki kalmayacağı yorumunu yaptı.
Cuma namazı ertesinde Kahire'de yaşanan gelişmeler sonrasında İsrail basınında da benzer haber ve yorumlar yeralıyor.
Son olarak Haaretz gazetesi, Arap Baharı'nın İsrail kamuoyunda neden olduğu endişenin bu hafta sonu Kahire'deki İsrail Büyükelçiliği baskını ile gerçeğe dönüştüğünü yazıyor.
Aluf Benn imzalı yazıda, büyükelçilikteki bayrağın indirilmesi, 31 yıllık barışın sona erişi olarak niteleniyor ve ilişkilerin kısa sürede düzeleceğinin sanılmadığı belirtiliyor.
Benn, 18 Ağustos'ta Sina yarımadasında 5 Mısırlı askerin ölümünün bir kırılma noktası olduğunu hatırlatarak, İsrail Savunma Bakanı'nın pişmanlık ve Mısır makamlarıyla inceleme başlatılacağı ifadelerinin kamuoyunda etkisi olmadığını vurguluyor.
Aluf Benn, Türkiye'de ilişkilerin alt seviyeye indirilmesi kararını hükümetin verdiğini, Mısır'da ise, halkın, yöneticilerin isteklerinin aksine bu yönde adım atılmasına yolaçan eylemlere giriştiğini kaydediyor.
"Netanyahu, Türkiye'den özür dilemenin, "affedilemez bir zayıflık işareti olarak algılanacağını düşünüyor" yorumu yapılan makalede, İsrailli liderin şimdi Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve Balkanlar'a yöneldiği ancak Ehud Barak'ın daha önce öngördüğü siyasi tsunaminin tam da Filistin'in bağımsızlık ilanı öncesinde gerçek olduğu vurgulanıyor.
Aluf Benn, makalesini şöyle bitiriyor: "İsrail, Erdoğan'ın yükselişini veya Mübarek'in devrilmesini engelleyemez. Benzer şekilde İran'ın nükleer silah programını da durduramaz. Amerika Birleşik Devletleri'nin süpergüç döneminin sona ermesi Netanyahu'nun hatası değil. Ancak o, sözü edilen gelişmeleri, önleyemedi. Liderliği altında, İsrail'in siyasi ve stratejik konumu, kötü durumda."