Viva Iniesta

Avrupa'nın en büyük stadında dünyanın en iyi takımını izledim. Messi'den imzalı forma aldım. Iniesta ile ayak üstü sohbet ettim... İşte size doyumsuz bir rüya takım gözlemi...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 19 Ocak 2011 Güncelleme 19 Ocak 2011, 11:57
Viva Iniesta

İÇİNDEKİLER

Türkiye'de Galatasaray'ın yeni stadyumu TT Arena tartışılırken ben İspanya'da, Barcelona'nın Camp Nou Stadı'ndaydım. Barcelona- Malaga lig maçını izlemek üzere basın tribününde ve maç sonrasında futbolcularla tanışmak üzere de özel bir bölümdeydim. Katalan ekibi iki kez üst üste 'Dünya'nın En İyi Futbol Takımı' seçildi. Ekibin en meşhur yıldızı Arjantinli futbolcu Lionel Messi kısa süre önce 'Altın Ayakkabı' ödülünü alarak 'Avrupa'nın En İyi Futbolcusu' olduğunu tescilledi.
Hepsi gözde olunca her maç rekor seviyede futbol tutkunu tarafından izleniyor.
Oyuncuların formalarını satın almak için kuyruk oluşuyor.
Bu futbol takımı adeta para basıyor. Avrupa'nın en büyük stadı Camp Nou'ya metro ile kolayca ulaşılıyor.
Daha metroda bayraklar ve forma giymiş fanatiklerle renkli görüntüler oluşmaya başlıyor.

UZUN KUYRUKLAR
21 ayrı girişten içerideki yüzlerce kapıya geçiliyor. Stadyuma giriş ve çıkışlar çok düzenli. Maç başlamadan Megastore denilen orijinal ürün satış mağazasında hınca hınç bir doluluk göze çarpıyor.
Hemen Barcelona takımının en bilinen bordo- lacivert çizgili formalarına yöneliyorum.
Sadece erkek ve çocuklar için kalmış. Kadın koleksiyonları tükenmiş. Çocuklar için 60 Euro, büyükler için 75 Euro. Ancak bu formaların arkası yazısız; o yüzden bir alt kata inerek yine upuzun bir kuyruğa girerek 15 Euro'ya isim bastırtıyorsunuz. Bendeki formalara 'Messi 10' yazdırıyor, kendiminkine esprili olsun diye 'Ece Messi 10' yazdırıyorum. Basının maçı izlediği kapalı bir tribüne geçiyorum. İçeride onlarca erkek gazeteci var. Herkes harıl harıl not alıyor. Bu bölümdeki tek iki kadın, halinden tecrübeli olduğu belli beyaz saçlı bir kadın ve benim.

ISLIKLI PROTESTO
Maçın ilk golünü İspanyol futbolcu Andres Iniesta atıyor. İlk 15 dakikada toplam 3 gol atıldı. Boynumda zaten tek tarafı seyretmekten ağrımaya başlıyor. Top neredeyse hep tek yarı sahada. Barcelona takımı rakiplerine şans vermeden üst üste goller atarak maç kazanıyor. Rüya takımın seyirci sayısı fazla olunca çıkan ses de yüksek oluyor. Yine de faullerdeki ıslık protestolarını ve gol sevinçlerini kısa buluyorum.
Ama Messi'ye kazara rakip bir futbolcu çelme taksın, ıslıktan geçilmiyor. Messi inanılmaz el üstünde tutuluyor. Stat ekrarlarında ana sponsorlardan Türk Hava Yolları'nın Turkish Airlines logosunu görmek hoşuma gidiyor. Fotoğraf makinamla o anları kareliyorum. Maç 4-1 Barcelona'nın galibiyetiyle sonuçlanıyor...
Fakat maç bitimine 10 dakika kala tribünler boşalmaya başlıyor. Hakem düdüğü çaldıktan bir kaç dakika sonra sanki sihirli bir değnek koca stadyuma değiyor ve 120 bin kişi ortadan kayboluyor.
Özel kartla yayıncı kuruluşun alındığı bölüme geçiyorum. Futbolcuların soyunma odasından gelmesini bekliyoruz.

Tek tek futbolcular çıkmaya başlıyor. Sponsor logolu panoların önünde kameralara görüş bildiriyor ve ayrılıyorlar. Burası otomobillerine gitmeden önceki son geçiş noktası. Duşlarını alıp çıkan rüya takımın çoğu kot pantolon giymiş ve neredeyse hepsinin tarzı yırtık pantolon giymek sanırım. İki kişi takım elbise giymiş; belli ki özel röportajları var. Bazı futbolcuların da ellerinde Louis Vuitton marka el çantası fark ediyorum. Türkiye'deki gibi burada da futbulcular lüks marka meraklısı anlaşılan.

MESSI DEĞİL ONUN ADI LEO!
Uluslararası basın ile ilgilenen kişinin peşinden ayrılmıyorum. İlla ki Messi ve Iniesta ile tanışacağım.
Son anda Messi'nin buradan geçmeyeceğini öğreniyorum. Messi bu; moduna göre bazen geçiyor bazen de keyfi yok diye hiç geçmiyor. Bugünkü maçta gol atmadığı için gelmiyor.
Halimi gören yetkili kişi elimdeki formaları alıyor, yan tarafa geçiyor ve on dakika sonra gülümseyerek yanıma dönüyor. Messi'yi arabasına binmeden durdurmuş ve en azından formalarımı imzalatmış. Messi imzasında ön ismini daha belirgin kullanıyor; 'Leo' daha ön planda.

VE INIESTA
Bu sırada Iniesta görünüyor. Bugünkü maçın ilk golünü attığı için keyfi yerinde. Ayrıca 2010 Dünya Kupası finalinde İspanya'nın tek golünü atarak takımını şampiyon yapan başarılı bir oyuncu. Tanıştırılmak için röportajlarının bitmesini bekliyorum. Artık 'tamam rahatım' dediği an beni tanıştırıyorlar. Türk gazeteci olarak maçı izlemeye gelmeme şaşırıyor ama memnuniyetini dile getiriyor. Sarılarak bir hatıra karesi alıyoruz.
Tebrikler, teşekkürler eşliğinde ayrılıyor. Oldukça mütevazı. İmzalı formalarım ve güzel fotoğraf karelerimle Camp Nou'dan ayrılıyorum. (Türkiye'de sık sık 'Nou Camp' olarak kullanılıyor ama doğrusu Camp Nou)