Tarihi 24 Eylül 2018

Bizden olmuş

İLKOKULDA okurken yerli malları haftası vardı. Öğretmenimiz zamanın geldiğini haber verince önce sınıfımızı süslerdik. Renkli kartonlara resimler çizer, çizip boyadığımız kağıtları keserek Amasya elmaları, Malatya kayısıları, Anamur muzları yapardık. Sınıf süslendikten sonra okula beslenme olarak mevsimine göre bu yerli meyvelerden getirirdik. O zamanlar yerli malından anladığımız elma, armut, muz, kayısı gibi meyvelerdi.
Kötü mü oldu derseniz; hayır kötü olmadı.
Bu sayede memleketin hangi köşesinde hangi meyve yetişir öğrenmiş olduk. Küçük yaşlarda memlekete sevgisi kazanmanın güzel bir yolu...
Kötü olmadı ama bugünden geriye bakınca biraz eksik olduğunu söyleyebiliriz. Keşke yerli malı deyince aklımıza tarım ürünlerinden fazlası gelseymiş. Tabii ilk mektep öğrencileri olarak bizim değil de keşke büyüklerimizin aklına gelseymiş. Onun da olabilmesi için büyüklerimizin büyüklerinin ufkunun biraz daha geniş olması gerekirdi.
Ufukları daha geniş olsaydı da Nuri Demirağ'ı, Vecihi Hürkuş'u, Behiç Erkin'i ve maalesef adlarını bilmediğimiz diğer idealist müteşebbislerimizi engellemeselerdi.
Gökyüzünde yerli malı uçaklarımız uçsa, ordumuz yerli malı mühimmatlar kullansa, insanlarımız yerli malı cep telefonlarıyla konuşsa, yerli otomobillerle yolculuk yapsak ne güzel olurdu.
Tabii biz sınıfa ne uçak ne de otomobil getirebilirdik yerli malı haftasında. Ama belki okulumuz, öğretmenlerimiz bizi yerli uçağa, yerli otomobile götürürlerdi.
Olmaz demeyin, olur!
Oldu!
İstanbul üçüncü havalimanında Teknofest düzenlendi.
Müteşebbisinden profesyoneline, meraklısından öğrencisine binlerce kişi yerli malı teknolojiyi hizmete girmek için gün sayan, Türkiye'nin gözbebeği üçüncü havaalanında gördü.
Kargo uçaklarından ATAK helikopterlerine, İHA ve SİHA'lardan su altı araçlarına kadar onlarca teknoloji ürünü sergilendi. Festivalin odağında yerli teknoloji ürünleri yer alıyordu ama bunların yanında yabancı menşeili olanlar da vardı.
Meraklısı, idealisti, genci onları da görsün. Belli mi olur festivali gezen bir genç kafasına gördüğü yabancı menşeili bir teknoloji ürünün yerlisini yapmayı koyar.
Üniversitelerin mühendislik bölümlerinden akademisyenler de projelerini sergiledi, ilkokullu minik mucitler de. Kamu kurumları da festivalde yerini aldı, özel firmalar da. Bu ülke için, yerli teknoloji için, üreterek çalışarak kalkınmak için emek sarf eden kim varsa oradaydı.
Ve tabii emekleri takdir eden, merakını gideren, bilgisini arttıran, göğsünü kabartan ziyaretçiler de vardı.
Amasya elması dünyadaki tüm elmalardan lezzetlidir, Malatya kayısısı en tatlısıdır, Anamur muzunun aromasını başka bir yerde yetişende bulamazsınız... Çok şükür vatanımız güzeldir, toprağı bereketli, mahsulü bol ve lezzetlidir.
Gördük ki teknolojisi de güzelmiş.
Çok şükür gördük!
Dedeleri 'asılacaksan İngiliz ipi ile asıl' diyen, ipin bile hem yerli hem kalitelisini üretemeyen bir neslin evlatları ve torunları olarak SİHA'nın en iyisini üretebildiğimizi gördük.
Bizden olmaz der kimisi; meğer bizden olurmuş, bizden olmuş çok şükür gördük!