Tarihi 4 Aralık 2017

Aptal taklidi yapmak

CHP üç dört gün süren bekleyişin sonunda belge olduğunu iddia ettiği kağıtları medyayla paylaştı. Paylaştı ama ne paylaşmak. Kılıçdaroğlu'nun temel iddiası cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yurtdışına para gönderdiğiydi. Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan göndermedi, yanıkları gönderdi diye çamura yattılar. Ancak CHP'nin gecikmeli açıkladığı belgeler gösterdi ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakınları da para göndermiyor ancak onlara para geliyor. Üstelik transfer yurtdışından da değil yurt içindeki iki banka arasında.
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor ancak en acıklı tarafı medyadan siyasete, sokaktaki vatandaştan uzmana bir sürü kişinin Kılıçdaroğlu'nun yine çuvalladığını itiraf etmemek için aptal taklidi yapması.
Türkiye'nin yerli ve milli medyasına 'yandaş basın' diye isim takan CHP yedeği medyayı ele alalım. 'Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı belgeler iddialarını doğrulamıyor' diye iki satır haber yapamıyorlar.
Her şey gözümüzün önünde gerçekleşiyor. Hayatında bir kaç sefer bankadan para transferi yapmış herkesin anlayabileceği, anlayamıyorsa bir bilene sorarak öğrenebileceği yalın gerçek orada öylece duruyor;
Para gönderilmemiş, alınmış.
Yurt dışı değil yurt içi transfer.
Bu yalın gerçeği içeren bir haber yok CHP yedeği basında. Sokaktaki veya sosyal medyadaki CHP'liler de ısrarla bu gerçeği anlamamış gibi yapıyor. TV'lere çıkan siyaset yorumcularına bakıyorsun, eğer CHP'lilerse onlar da bile bile hakikati es geçiyorlar.
Ufak bir uyarı; hanımlar beyler öyle görünüyor ki Kılıçdaroğlu gidici, hem de bu belge saçmalığı nedeniyle ipini çekecekler.
Siz de yarın bir gün bilerek aptal taklidi yaptığınızla kalacaksınız.

BAŞKASININ YERİNE UTANMAK
Zaman zaman başımıza gelir. Gündelik hayatımızdaki insanlar bilerek veya bilmeyerek öyle bir hale düşerler ki biz onların yerine utanırız. Muhatabımız belki hatalıdır belki değil, içine düştüğü utanılası durumun farkında bile olmayabilir.
Ama siz utanırsınız işte...
Bülent Tezcan'ın dekontları basınla paylaştığı anlarda tam olarak bunu hissettim. Öncelikle neden Kılıçdaroğlu'nun değil de Tezcan'ın açıklama yaptığı ile başlamak lazım. Kılıçdaroğlu daha fazla rezil olmasın diye iş parti sözcüsü Tezcan'a düşmüş anlaşılan. CHP'nin sözcüsü olmak ne kötü bir kariyer...
Ama en kötüsü basın toplantısının sonlandığı anda oldu. Tezcan soruları almadan hızlıca uzaklaşmak düşüncesindeydi.
Ancak salondaki hemen hemen her muhabirin aklında ve dilinde aynı soru vardı. Koşar adım salonu terkeden Tezcan'ın arkasından sordular;
'Para yurtdışından mı geliyor?' Açıkladığı belgelerde yurtdışından gelen bir para olmadığını bilen Tezcan aceleyle şu cevabı verdi;
'hem yurtiçinden hem yurtdışından' İşte o an Tezcan'ın yerine gerçekten utandım.

SİYASİ PARTİ KURACAKLARA TAVSİYELER
Olur da bir gün siyasette boşluk var, benim de söyleyecek sözüm var diye parti kurmaya karar verirseniz,
Gerçekten siyasette boşluk olduğundan ve sizin de o boşluğu dolduracak siyasi birikiminiz olduğundan emin olun. Mevcut partisinde genel başkanlık yarışını kaybedince parti kuranlar fena çuvallıyor.
Medya desteğinden başka siyasi sermayeniz olsun. Medya başka hesaplarla beklediğiniz desteği vermeyince ortada kalıyorsunuz.
Taban çok önemli, mevcut siyasi partilerin beklentilerini karşılayamadığı bir toplum kesimi var mı yok mu emin olun.
İktidarı sandıktan arayın, millete dayanmayın hiçbir hesabın içinde olmayın, sandıktan gelmeyen hiçbir güce güvenmeyin.
Kimlik ve ideoloji önemlidir ancak tek başına yeterli değildir. Diğerlerinden neyi nasıl daha iyi yapacağınızı seçmene anlatın.
Güven önemli, başarılı ve dürüst olduğunuza ve öyle kalacağınıza dair toplumda bir güven oluşturmanız gerekiyor.

CEVABI BELLİ SORU
Bir İYİ Parti vardı, ne oldu ona?