Ulaş ÖZDEMİR

ULAŞ ÖZDEMİR

ulasugras@gmail.com
Tarihi 17 Ocak 2016

Yolun sonuna gelirken…

Trabzonspor 2010-2011 sezonuyla ilgili mücadelesini Avrupa'da sürdürüyor. Bu yönde UEFA'nın ret kararı yurtdışındaki bir hukuk bürosuyla Temyiz Kurulu'na taşıdı. Aylar sonra ret kararı çıktı, 8 Aralık'ta taraflara tebliğ edildi. Trabzonspor şimdi CAS 'a başvurdu. Elbette bu haklı davada mücadele bitmeyecek lakin ben UEFA'nın gerekçeli kararındaki bazı noktalara değinmek istiyorum.

ADİL DAVRANMALI
Öncelikle kararın 16. maddesi… Diyor ki, Trabzonspor adına hareket eden hukukçular, UEFA'da görülecek dava için herhangi bir duruşma talebinde bulunmadı. Neden duruşma talep edilmedi, gerçekten çok ilginç! Dosya üzerinden karara bağlanacak bu davada her ne kadar UEFA, lehe davranmayacak olsa da Trabzonspor'un avukatlarının orada söyleyeceklerinin kayıtlara geçmesi açısından önemliydi. İkinci en önemli husus, Trabzonspor'un başvurusunu gerekçelendirerek atıfta bulunduğu CAS kararı. Temyiz Kurulu, Trabzonspor'un kullandığı ana argüman olan CAS kararının (CAS 2013/A/3256) aslında, Trabzonspor'un aleyhinde ve Fenerbahçe'nin savunmasını destekler mahiyette olduğunu vurgulamış. Kurulun, kararın 42 ve 43. maddelerinde, "2011'de yürürlükteki UEFA yasal çerçevesini akılda bulundurarak, UEFA'nın yurtiçi düzeydeki şike suçları üzerinde yetkisi bulunmamaktadır" ve "Yukarıda varılan sonuç, Trabzonspor'un özgün yaklaşımını gerekçelendirmek için alıntı yaptığı CAS kararının içeriği ile tamamen aynı doğrultudadır" diyerek, yanlışlığını anlatmış. O kararda ayrıca, UEFA'nın yetkinliğinin UEFA Şampiyonlar Ligi Yönetmeliği ve UEFA Avrupa Ligi Yönetmeliği'ne tabi kulüplerle sınırlı olduğunu yazmış! Burada kendi aleyhindeki bir kararı dayanak haline getirmenin mantığı yok elbette. UEFA'nın Türkiye'deki şike olaylarına müdahale etmemek için 'çırpındığı' ortadayken onlara bu şekilde koz verilmemeliydi. Oysaki UEFA statüsü gayet açıktı. "UEFA'ya üye federasyonlar için yerel liglerde adil olma hükümlülüğü koyuyor ve bunun bozulduğu durumlarda üyeliğin iptali ya da askıya alınabileceği" belirtiliyor. Buradan yürümek daha doğru bir hamle olacaktı.

İLGİNÇ İFADELER...
Tüm bunlardan sonra UEFA Temyiz Kurulu'nun kararın 47. maddesindeki sözleri oldukça enteresan: "Trabzonspor'un, mağduriyetinin giderilmesi vasıtasıyla talep ettiği geri kalan noktalar iskambilden bir ev gibi yıkılmaktadır. UEFA'nın 2010/2011 Türkiye Süper Ligi'ndeki şike suçlarını ele alma yetkisinin olmadığı aşikârdır."

DİKKAT EDİLMELİ
Son olarak kurul, şu ifadeleri kullanıyor: "Temyiz Kurulu, Trabzonspor'un bu prosedür sırasında yaptığı mağduriyetin giderilmesi talebinin bazılarının bariz şekilde hiçbir liyakate sahip olmadığını ve sadece yurtiçindeki bir sportif mücadelenin uluslararası bir yasal davaya dönüştürülmesi amacıyla yapıldığını düşünmektedir." UEFA'nın ortaya koyduğu gerekçelerden yola çıkarak, 2010-2011 sezonunun şampiyonu Trabzonspor'un, böylesi önemli bir süreçte hata yapmamalı. Özellikle Avrupa'daki hukuk bürosunun daha dikkatli olmasını sağlamalı ya da başka bir büronun seçilmelidir. Dileğimiz, yolun sonuna gelirken; aman dikkat!