TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 21 Eylül 2017

Çengel...

Beşiktaş ile Fenerbahçe Cumartesi günü 345. kez karşı karşıya gelecek. Bugüne kadar oynanan 344 maçın sadece 7'si hükmen galibiyetle sonuçlandı.
Bu maçların dördünü Fenerbahçe, üçünü ise Beşiktaş kazandı.
Hükmen sonuçlanan maçların en ilginci 23 Kasım 1941 Fenerbahçe Stadyumu'nda oynandı. Fenerbahçe ilk yarıda 1-0 öne geçmiş, Beşiktaş ise ikinci yarıda 2 gol atmış ama hakem ikisini de ofsayt gerekçesiyle vermemişti.



Karşılaşma öncesi maçın hakemi konusunda yaşanan tartışmalardan dolayı zaten sinirli olan hava iki golün iptaliyle daha da gerilmişti. Maçın 82. dakikasında hakem Beşiktaşlı Hüsnü'yü sahadan atmak isteyince ortalık iyice karıştı. Beşiktaşlı futbolcular Hüsnü'nün sahadan çıkmasını kabul etmeyince maç yarıda kaldı ve Fenerbahçe 3-0 hükmen galip ilan edildi.
Kimdi bu Hüsnü?
1920'de İstanbul Kadırga'da doğdu. Babası Hüsnü Hilmi Bey komiserdi. Futbola Kadırga'da başlamış, oradan Eseyan'a geçmiş, 1936'da yani 16 yaşında da Beşiktaş'a transfer olmuştu.
1936 Yılının Kurban Bayramı'nın ilk günü Taksim Stadyumu'nda Beşiktaş- Pera maçı vardı. 16 Yaşındaki Hüsnü'nün takımda oynama şansı yoktu ama hayat ilginç tesadüflere gebedir.
Takımın as oyuncusu sağ açık İmam Hayati, maç saati ile namaz vakti çakışınca maça zamanında gelemedi. Onun yerine zorunluluktan Hüsnü ilk 11'de sahaya çıktı. Maçın 40. dakikasında İmam hayati gelince de yerini ona bıraktı. Ancak Hüsnü'ye "Sen giyinme bekle" dediler. Hüsnü de kenarda sırtında paltoyla ilk yarının bitimine kadar durdu. İkinci yarıya başlarken bu kez sağ iç Rıfat'ı çıkarıp tekrar Hüsnü'yü aldılar. Hüsnü iki mevkide de çok iyi oynadı ve maçı Beşiktaş 2-1 kazandı.
Hüsnü Saygun'un Beşiktaş macerası böyle başladı ve 1947'e kadar kesintisiz 11 yıl oynadıktan sonra 1947-1948 sezonunda Vefa'ya gitti, ertesi yıl Beşiktaş'a döndü ve futbolu da Beşiktaş'ta bıraktı.
1959'da kısa bir dönem Beşiktaş'ın hocalığını da yapmıştı.
Hüseyin Saygun deyince çağrışım yapmamıştır ama Çengel Hüseyin dersek sanırım pek çok futbolsever bu ismi duymuştur. Yiğit lakabıyla anılır derler. Peki Hüseyin Saygun'a nasıl ve neden Çengel denmişti?
1965'te 42 yılın yani Cumhuriyet'in başlangıcından bu yana en iyi 11 kimdir diye bir anket yapılmış, Çengel Hüseyin de işte o zamanın gelmiş geçmiş en iyi sol haf seçilmiştir.



Ufak tefek, kısa boyuna rağmen kendisine Çengel lakabının takılmasını o zaman şöyle anlatır: "1939 yılında Fenerbahçe stadında yapılan bir maçta, F.Bahçe-Beşiktaş maçında sağ haf oynuyordum.
Karşımda zamanımızın büyük futbolcusu Büyük Fikret sol açıkta, sol iç mevkiinde de Rebii oynuyordu. Rahmetli Baba Hüsnü de arkamda sağ bekti. Bana 'Hüseyin, Fikret'i tutmak çok güçtür, eğer top onun ayağına gelmeden bastırıp alırsan bu davayı kazanırız' dedi. Baba Hüsnü'nün dediğini yaptım. Fikret'i gayet iyi marke etmiş olacağım ki Fenerbahçe tribünlerinden 'Bu çocuk da kim böyle, Fikret'e çengel gibi yapıştı, adım attırmıyor' diye bağırışlar işitiliyordu. İşte bu Çengel ismi 2-1 kazandığımız o maçtan yadigar kaldı." Çengel Hüseyin'in Nesrin ve Lütfiye isminde iki kız çocuğu oldu. Futbolu bıraktıktan sonra Denizicilik Bankası'nda memur olarak çalıştı. 30 Mart 1993 günü vefat etti. Kadırga Camii'nde kılınan cenaze sonrası Silivrikapı Mezarlığı'na defnedildi.