Tarihi 29 Haziran 2018

Halep ordaysa arşın burada

BATI istemiyordu, ABD istemiyordu, hatta dünya istemiyordu. Bileti kesilmişti çünkü. Siyasete baktığınız nokta eğer gözünüzü kör etmiş, her türlü mantık silsilesini aşmış ise neler söylersiniz neler.
Hani, muhalefetin dilinden düşürmediği slogan var ya;
Seçim hiç de adil olmayan şartlarda yapılmış! Bakınız;
Adil olmayan bir seçim yarışı olduğu doğru. Adil olmayan; seçim süreci devam ederken, Erdoğan seçim meydanlarında partisi ve kendisi için oy istemesi gerekirken; bir yandan Kuzey Irak, Suriye, Ege'de, Akdeniz'de Başkomutan sıfatıyla Türkiye'nin bekası ve milli güvenliğini tehdit edenlere karşı mücadelesini sürdürdüğü için adil bir süreç yaşanmadığı doğru! Birileri; Afrin Kahramanı komutanın apoletlerini sökmeye yemin ederken, Erdoğan'ın o kahraman komutan ile Kandil'deki terörist yuvalarını ve baronlarını bitirecek adımları atmakla uğraşması hiç de adil değildi! Bir başka Cumhurbaşkanı adayı, Türkiye'nin dünyadaki yüz akı, etkili gücü TİKA'yı kapatmaktan söz ederken, Erdoğan, TİKA'nın birbirinden önemli Osmanlı ve Türk eserlerini restore ettirdiği, Türk'ün gücünü hatırlattığı Bosna'da soydaşlarımızla buluşması da adil değildi!.
Ne ilginçtir ki Erdoğan'ın bu seyahatinden sonra dış basında Balkanlar'daki Türk varlığından duyulan endişeyi dile getiren yayınlar birdenbire arttı. Yani; bu seçim süreci gerçekten adil şartlarda yapılmadı.
Önce döviz kurları üzerinden yürütülen ekonomiyi çökertme operasyonu tutmayınca son çare olarak patates soğan siyasetine sarıldılar. Erdoğan'ın rakipleri ABD'yi, AB'yi, FETÖ'yü, Kandil'i ve bilimum terör örgütünü, Murdock medyasını ve sosyal medyasındaki tüm trol hesapları arkalarına aldılar.
Erdoğan, seçim kararından sonra hem içerideki rakipleriyle, hem de yukarıda adını saydığım Türkiye karşıtı emperyal güçler ve terör örgütleriyle mücadele etti. Bu şer cephesine karşı, Erdoğan kendisi, partisi ve Cumhur İttifakında yerli ve milli ortaklık yaptığı MHP ile; milyonlarca seçmeni ikna etmeyi başardı. Siz, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını, ona oy veren 26 milyon insanı tanımadığınızı, demokrasiye inanmadığınızı söyleseniz ne olur? Halep oradaysa, arşın burada...

Son dakika üzülenler ve sevinenler...
BU seçimde ilk kez yasal olarak uygulanan ittifak, özellikle Millet İttifakı'nı oluşturan partiler arasında tartışma yarattı.
Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu ve partisi SP için 24 Haziran seçimleri tam bir hezimet olurken, SP'nin aldığı çok az sayıdaki oy, Millet İttifakı'nın büyük ortağı CHP'ye yaradı. İttifak içindeki partilerin aldıkları oylar, tek başına milletvekili çıkarmak için yeterli olmuyor ise kalan 1 milletvekilliği, ittifakın büyük ortağına yazılıyor.
Her ne kadar kendisi hiç milletvekili çıkaramasa da;
SP'nin aldığı oylar üzerinden CHP'ye parlamentoda 11 sandalye daha kazandırıldı.
Bu seçimlerde dikkat çeken bir başka nokta da yurt dışı oyları sayesinde partilerdeki milletvekili artış ve azalışlarda idi. 3 milyonun üstündeki yurt dışı seçmeninin yarısı oy kullandı 24 Haziran'da ve bir buçuk milyon oy sayesinde 10 ilde sonuçlar değişti. Aydın, Elazığ, Kars, Hakkari, Hatay, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş, Burdur ve Çanakkale'de milletvekilliklerinin dağılımı farklı oldu. Yurt dışı oylarının yüzde 51'ini alan AK Parti, bu sayede 5 milletvekili daha çıkardı. CHP, 3 ilde arttı ama ikisinde azaldı.
MHP 2 ilde birer sandalye kaybetti ama 1 ilde kazandı.
İP'ye 4 vekil kazandıran yurt dışı oylar HDP'ye ise 1 vekillik kaybettirdi. Yani; herşey bitti derken sevilenler olduğu gibi; kazandım derken son dakika kaybedip üzülenin de olduğu bir seçimi daha geride bıraktık.



Yeni Meclis yaşa takılır mı?
27. yasama döneminin milletvekillerinin 102'si kadın. Sayı olarak fena bir rakam gibi görünmüyor aslında.
Oransal olarak baktığımızda da;
600'de 102, 6'da 1 demektir ki; buna da eh diyelim. Her dönem, bir önceki döneme göre iyiye gidildiğini kabul edelim.
Ama yeter mi peki? Kesinlikle hayır. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların, sadece aile içinde değil, toplum ve iş yaşamının her yerinde erkeklerle ortak karar alma ve yaşam birliği içinde olduğunu düşünür isek; bu oranın yarı yarıya olması tercihimizdir. Bunun her geçen gün aha iyiye gideceğine olan inancımı koruyorum. Bütün partiler için bunu söylemeliyim.
En fazla kadın vekile sahip olan AK Parti, bu dönem de geleneği bozmadı, umarım, diğer partiler de aynı yoldan giderler.
Yeni vekilleri incelerken, yaş oranlarını da inceledim. Buna göre; en yaşlı parti; İyi Parti!
Aslında diğer partilere göre en yeni, en genç parti ama tecrübe tercihi ağır basmış anlaşılan ve 43 vekilin yaş ortalaması 57 olmuş. MHP'de yaş ortalaması 51 iken; yine en genç ortalama AK parti'de; 49. Seçilme yaşının ilk kez bu dönemde 18'e indirildiğini düşünür isek;
Meclis'in en gençleri 25 yaş altı 2 vekili var. En genci yine 22 yaşındaki AK Parti'li Rümeysa Kadak. 8 Temmuz'da Genel Kurul'da yapılacak milletvekili yemin töreni ardından resmen başlayacak olan yeni dönem son derece renkli ve bereketli bir dönem olacak umarım.

DERİN SÖZ
UNUTMA
! Kazanmak koca bir ömür ister. Kaybetmeye ise anlık bir gaflet yeter.. MEVLANA