Bu seçimde benim en fazla itirazım olan vakayı Cuma günkü yazımda sizlerle paylaşmıştım. HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Selahaddin Demirtaş'ın tutukluluğunun sona ermesini ve salıverilmesini talep eden diğer 2 Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve Temel Karamollaoğlu ne yaptığının farkında mı acaba? Demirtaş için özgürlük isteyen bu iki aday, Demirtaş'ın siyasi görüşlerinden ötürü değil;
Kobani'de 50 kişinin ölümüne sebep olan ayaklanmaların azmettiricisi olduğu ve terör örgütü PKK'ya yardım ve yataklık ettiği iddiaları sebebiyle tutuklu olduğunu biliyorlar mı acaba? Sabah Yazarlar Kulübü olarak Cuma günü gittiğimiz Edirne'deki panelde bu konuyu gündeme getirdiğimde, bizleri dinlemeye gelenlerden ve özellikle kadınlardan aldığım tepki, bu konuda ne kadar doğru bir yerde durduğumuzun da teminatı oldu. Bizim gelmemizden 1 gün önce Edirne'de hapishanede yatan Demirtaş'ı ziyarete gelen Muharrem İnce'ye tepkilerini tek tek dile getirdi kadınlıerkekli pek çok Edirneli. Hatta;
"Bu kadar şehidi boşuna mı verdik biz, ne demek oluyor teröre verdiği destekten tutuklu bulunan birinin salıverilmesinin istenmesi?" diye soranlar şu çarpıcı soruyu da eklediler:
"O zaman versinler 100 bin imzayı, terör örgütü elebaşı Apo'yu da Cumhurbaşkanı adayı göstersinler ve onu da mı çıkaralım içeriden?"
Türkiye'ye 6 kez Avrupa Şampiyonluğu'nu getiren Milli Güreşçimiz Taha Akgül'ün finalde bayrağımızla verdiği bu fotoğraf dakikalarca ayakta alkışlandı.
KILIÇDAROĞLU, İNCE'YE OY VERMEYECEK Mİ?
Malum; CHP için 24 Haziran'ın tek anlamı Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim değil. Buradan çıkacak tablo, genel başkanlık yarışı için de en ciddi tüyo olacak. CHP tabanının sahip çıktığı Muharrem İnce, eğer CHP'nin genel seçim oylarından 1 fazla oy alır ise; ertesi gün CHP için olağanüstü kurultay sesleri yükselmeye başlayacak çünkü.
Zaten, son dakikaya kadar İnce'yi aday göstermemekte direnen ve bir anlamda mecbur kalan Kılıçdaroğlu, adaylık açıklamasında İnce'yi anons ederkenki yakışmayan söyleminden dolayı hala eleştiriliyor:
"Muharrem İnce, gel bakalım buraya" diye seslendiği kişinin, Cumhurbaşkanı adayı olması çok ama çok yadırgandı.
Gelelim; baştaki mevzuya;
Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresi, Muharrem İnce'nin 24 Haziran'daki sandıkta, genel seçimlerde partilerinin alacağı oydan daha az oy almasını istiyor.
Ve; bu yüzdendir ki;
Kemal bey dahil, yakın çevresinin Cumhurbaşkanlığı sandığında oyunu İnce'den yana kullanmayacağına dair yaygın bir kanı var. Kendi rakibini, kendine karşı güçlendirmek istemediği söylenilen Kılıçdaroğlu'nun bu kadar ileri gidip gitmeyeceği de merak konusu...
PARLAYAN YILDIZ VEKİLLİK...
Seçimlere artık 40 gün kala heyecan da her geçen gün biraz daha dorukta. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde milletvekilliğinin önemi azalacak diyenlere en büyük yalanlama da; bütün partilere yapılan adaylık başvurularındaki olağanüstü artışla geldi. 10 partiye yapılan 15 bine yakın adaylık başvurusu, toplam 600 milletvekili seçileceği düşünüldüğünde teveccühü de göstermeye yetiyor. Kaldı ki; CHP'de 11 bin, AK Parti'de 6 bin, MHP'de 4 bin lira ortalama başvuru ücretini düşündüğünüzde, epey maliyetli bir teveccüh olduğunu söyleyebiliriz!
Kimse durduk yerde bu kadar parayı sokağa atacak ya da boşuna verecek değil.
Hem partisine güveniyor hem milletvekilliğini yüksek derecede istiyor ki böyle bir girişimde bulunuyor. O yüzden, hangi görüşten veya hangi parti sempatizanı olursa olsun; yeni sistemde yasama organını temsil edecek olan milletvekillerinin, Parlamenter sistemden daha az önemli bir görevi olacağını söyleyenlere sadece bu örneği verseniz bile yeterli..
DERİN SÖZ
Dava adamı olmak için önce adam olmak lazım. Dava öğretilir ama adamlık öğretilemez. ALPARSLAN TÜRKEŞ
