Tarihi 13 Nisan 2018

Yakalandı.. İnkar etti.. İftira attı

7 Haziran seçimleri, süreci ve yapılan ittifaklar ve sonrasında sahnelenmek istenilen senaryoları ile baştan sona tartışıldı, tartışılmaya devam ediyor. MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, seçim gecesi ilk olarak yaptığı ve bu tablodan sağlıklı bir hükümet kurulamayacağı ve bu yüzden seçime gidilmesi gerektiği çağrısının haklılığı da haftalar sonra görüldü ve Kasım'da seçimler tekrarlandı, oyunlar bir bir bozuldu, istikrar yine sağlandı.
Bu süreçte, CHP'nin, 'Başbakan siz olun' diyerek MHP Lideri Bahçeli'ye koalisyon önermesi ve sayı yetmediği için HDP'nin dışarıdan destekleyeceği bir hükümet formülünde ısrarı da, hiçbir kabul görmeksizin anında reddedildi. Bu süreçte CHP içinde de ilginç tepkiler ortaya çıktı. O dönem Genel Başkan Yardımcısı olan Murat Özçelik, HDP'nin barajı geçmesi için ailecek HDP'ye oy verdiklerini itiraf etti. Hatta aynı toplantıda bulunan İzmir milletvekili Musa Çam, ayağa kalkıp; "Sen nasıl partilisin? Bunu nasıl yaparsın?" diyerek tepki gösterdi. Kendi partisine oy vermeyen CHP'li bununla da bitmiyor ana muhalefette. 12 Haziran 2011 seçimlerinde de benzer bir olay yaşanmıştı. Seçim sonuçlarının konuşulduğu Parti Meclisi (PM) toplantısı idi. PM üyesi Mesut Değer, o dönemde CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Sezgin Tanrıkulu'nun anne veya babasının oğullarının milletvekili adayı olduğu CHP'ye oy vermediğini iddia edip şu delili sundu aynı toplantıda: "Sayın Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun anne ve babasının Kulp Eski Ağaçlı beldesinde oy kullandıkları sandıkta, CHP'ye tek oy çıkmıştır. Demek ki; ailesi bile CHP'ye oy vermemiş bir Genel Başkan Yardımcımız var!" Tanrıkulu, bu iddiaya karşı ağzını açıp tek kelime cevap veremez iken; daha sonra medyaya açıklama yaptı ama Değer, bu açıklamadan tatmin olmamış olacak ki; "Tanrıkulu soyadlı herkesin TC kimlik numaraları var bende. Tek tek baktık. Orada da söyledim.
Anne ve babasının oy kullandığı sandığa bizzat baktık. Biri 39, diğeri 40. sıradaydı. Dedim ki; o sandıkta CHP'ye sadece 1 oy çıktığına göre, ya annen vermedi ya baban ya da ikisi birden." Şimdi bu konuyu niye açtın diye sorarsanız sözün özünü söyleyeyim; Tanrıkulu hep yapıyor, sonra inkar ediyor. Benim geçen günkü yazımda yazdığım 19 Kasım 2015'te Kobani olaylarında ölen PKK'lı teröristin cenazesinde Gamze Akkuş İlgezdi ile birlikte katılmasını hatırlatıp, askerimizi şehit eden teröristlerin cenazesinde nasıl saf tutup gözyaşı dökebildiklerini ve bunun Kemal Kılıçdaroğlu tarafından nasıl kabullenilebildiğini sormamla ilgili çarpıtma ve hakaret dolu açıklaması üzerine aklıma geldi. Yani; Tanrıkulu bunu hep yapıyor. Hem yapıyor hem de yakalandığında inkar ediyor, iftira atıyor.


Külliye'deki Büyük Roman Buluşması'nın en sevimli konukları çocuklar, Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Hasan Doğan ile objektiflere böyle poz verdi.

İLLE DE ROMAN OLSUN
Bu hafta Roman haftası olunca, hem görsel hem söylemsel bir zenginlik vardı. Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye'nin dört bir yanından gelen Roman vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuğuydu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık'ın organize ettiği buluşma renkli görüntülere de sahne oldu. Ama ilginç ve de aslında duygusal görüntüler de vardı.
Erdoğan'ın çocukluk ve gençlik yıllarından Roman vatandaşı mahalle arkadaşlarının Erdoğan ile ilgili anılarını anlattığı sözler Cumhurbaşkanı'nı duygulandırdı ve bu durum hem gözyaşı olarak görüntülere yansıdı hem de yaptığı konuşmada sesine ve sözlerine.
Erdoğan'ı özel kılan da bu zaten. Doğduğu, birlikte büyüdüğü, birlikte belli yolları ve anıları paylaştığı hiçbir kimseyi ve hiçbir şeyi unutmuyor, tam tersine el üstünde tutuyor. "Roman mahallesinden her şey çıkar, vatan haini ve FETÖ'cü çıkmaz" diyen Romanlar'a bir de ekleme yaptı; "Doğrudur.
Ama Roman mahallesinden bir de Başbakan ve Cumhurbaşkanı çıktığını da gördü dünya alem."

AVRUPA, TÜRK DEVİNİN ÖNÜNDE TİTRİYOR!
İspanya'nın önde gelen gazetelerinden El Pais, Avrupa'nın Türkiye konusunda attığı yanlış adımların sonuçlarından çekindiğini ortaya koydu. İspanyol gazete, Türkiye ile ilişkilere yönelik analizde; "Avrupa, Türk devinin önünde titriyor" başlığını kullandı. Analiz yazısındaki şu cümle en dikkat çeken ifade oldu: "Türkiye, Avrupa'ya Thomas Jefferson'ın (ABD'nin eski başkanlarından) dediği gibi, 'Kırgın bir dostun en acımasız düşman olduğunu gösteriyor."

DERİN SÖZ
Mühim olan yükseklere çıkıp hayata tepeden bakmak değildir.
Mühim olan ne kadar yükselsen de her şeye eşit mesafeden bakabilmendir. ŞEMSİ TEBRİZİ