Tarihi 21 Mart 2018

Virgül tamam şimdi sıra noktayı koymakta

YPG/PKK'lı teröristlerin Kürdistan kurma hayalleriyle bulunduğu Afrin'de TSK'nın yazdığı destan, ABD'yi de ABD'nin desteklediği terör örgütlerinin de epey canını sıktı. PKK'nın bir süre öncesine kadar "Burası Kürdistan, buradan çıkış yok" sloganlarıyla caka sattığı Afrin, 57 günde kahraman ordumuz tarafından bu pislik yuvasından temizlendi ve gerçek sahipleri Afrinliler'e verildi. Kızılay ve AFAD ile burada yıllardır zulüm gören yerli halka yapılan yardım ve destek de tüm dünyanın takdirini kazanıyor. Elbette bu harekatın Başkomutanı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı ve inancı olmasa, bu zafer kolay değildi.
İçerde de MHP'nin ve elbette 80 milyonun verdiği desteği de eklemezsek olmaz. Türkiye, ABD'nin tüm karşı çıkmasına rağmen, sınırındaki terör koridoru oluşumu temizlemek üzere, son terörist kalana kadar ilerlemekte kararlı...
Ama bu arada sivillerin zarar görmemesi için azami özen gösterdi TSK. Hedefi sadece teröristlerdi. Terör örgütlerinin, sivilleri canlı kalkan olarak kullanmasını engellemek amacıyla tahliye edilmesi için de kent merkezine girmeden bir koridor açtı. Ama terörle mücadele kararlılığımızda tek bir sapma yok. Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan:
"Sincar'da ikinci Kandil ihdas ediliyor. Irak merkezi yönetimine söyledik, bu iş daha fazla uzarsa bir Zeytin Dalı da Sincar'a düzenleriz." Türkiye'nin yaptığı, işgal değil, sadece Türkiye'ye yönelik terör tehdidini ortadan kaldırmaktır.
Nasıl ki bir gece ansızın Afrin'e girip gereğini yaptıysak, yine bir gece ansızın Sincar'a girmesini de biliriz. "Virgülü koyduk, noktayı koymasını da biliriz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arkasında 80 milyon sapasağlam duruyor.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenlere cevabımız, yılanın başını ezene kadar durmak yok, olur.

ŞEHİDİN ŞAMPİYONLUK VASİYETİ
Zeytin Dalı Harekatı şehitlerimizden Piyade Binbaşı Mithat Dunca'nın, göreve giderken eşiyle vedalaştığı görüntüler, alnına kondurduğu veda busesi hepimizi duygulandırdı. Ama, cenazesinde hem eşinin hem de kızının metaneti, bu ülkenin. Bu milletin bunca ihanete rağmen nasıl bu kadar güçlü kaldığını da ortaya koydu. Şehit Binbaşımızın 18 Şubat'ta en yakın arkadaşına gönderdiği telefon mesajında da, vatan-millet için bu ülkenin evlatlarının canı dahil hiçbir şeyi düşünmeden feda ettiğini de gösteriyor.
Eğer şehit düşersem diye başlayan Binbaşı arkadaşına kızına anlatması için vasiyet ediyor;
"Zeynom'a anlat, ben onlar gelecekte bu meselelerle uğraşmasınlar, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalsın diye can verdim." Şehit Binbaşı Dunca'nın bir vasiyeti de memleketi Eskişehir'in futbol takımı Es Es'e. Birinci Ligde oynayan takımının şampiyon olmasını bir anlamda vasiyet eden Binbaşımız şunu söylüyor;
"Söyle Es Es bu sene süper lige çıkarsa, benim mezarımı ziyaret etsinler." Buradan başta takımın yöneticileri olmak üzere tüm futbolcularına seslenmek isterim. Şehidimizin vasiyeti size emanet; bu yıl şampiyon olun, başka yolunuz yok..


HUDUT NAMUSTUR...


CESURLAR BİR KERE KORKAKLAR HER GÜN ÖLÜR
Pek çok insan onu Rahmetli Özal'ın taktığı isimle "Tankçı Hasan" diye bilse de onun en önemli özelliği, demokrasiyi alçakça kesintiye uğratan Tank'çılara karşı dimdik duruşuyla gönüllerde yer aldı hep. Vesayet odaklarının, güç odaklarının sesi değil, her daim milletin sesi olmayı yeğledi. Demokrasi karşıtı her eylemin, her icraatın karşısında en önde hep o durdu. Hangi konuda olursa olsun zulme karşıydı. 28 Şubat 1997'de askerler Sincan sokaklarında tank yürüttüğünde, kimsenin sesi çıkmaz, tam tersine aydını, medyası, siyasetçisi askere alkış tutarken, o soluğu televizyon ekranlarında gür sesiyle sonuna kadar haykırmakta aldı. Diyordu ki; "Darbe olması için illa ki borazanların öttürülmesi yahut Hasan Mutlucan'ın türkü söylemesi gerekmez. Resmen bir silahlı birlik sivil bir kesimde sokaklarda dolaşmıştır. TSK milletin parasıyla alınmış tanklarla millete karşı sokaklarda yürüyemez. Hükümete gözdağı vermektir bu. Gelişmiş bir ülkede olsa ortalık birbirine girer ama bizde maalesef alkış tutuldu. Herkes bu sınavda sınıfta kaldı. Bahanesi, mazereti ne olursa olsun tankların sokakta yürümesi, demokratik nizama başkaldırı anlamındadır.
Bunu yapanlarla ilgili muhakkak tahkikat açmak ve sorumluları da cezalandırmak gerekir hangi mevkide olurlarsa olsunlar.
Aksi takdirde askerin iç siyasete karışması, tankları sokağa dökmesinin yolu açılırsa yine yıllar sonra Türkiye'nin idaresi demokrasi olmaktan çıkar.
Unutmayın; Cesurlar bir defa, korkaklar her gün ölür." Cennet mekanın olsun Hasan Celal Güzel..

DERİN SÖZ
Edepli edebinden susar, edepsiz de ben susturdum zanneder..
MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ