Tarihi 12 Mart 2018

6 ok 3 parça

CHP tüzük kurultayı, bundan önceki onlarca kurultaydan çok farklı geçti.
Hem kurultay süreci hem de bundan sonrasına dair bu fark daha net görülecek.
Siyasi söylemini bir başka partinin liderinin "tek adamlığı" üzerine kuran ve dilinden demokrasiyi düşürmeyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu; partisinin kurultayına basının girmesini yasaklarken, delegeler dışındaki partililerinin girmesini yasaklarken ve hatta milletvekili ve parti yöneticilerinin danışmanlarının bile girmesine yasak koyarken, hangi demokrasiden söz edebilir ki? Asıl tek adamlık bu değil de nedir? Ön seçimi getirmekle övünen bir genel başkan olarak; türlü hileyle ön seçimi fiilen kaldırmaya çalıştı. Yüzde 15 olan milletvekili adaylarını genel başkanın belirleme kotasını yüzde 20'ye çıkarmaya çalışan da kendisi değil mi?
İlk seçimlerden itibaren 600 milletvekilinin yüzde 15'i 90 yapıyor. Zaten her seçimde 130 civarı milletvekili çıkarabildiğine göre, milletvekillerinin yüzde 70'ini kendisinin tek adam olarak belirleyeceği Kılıçdaroğlu tek adam olmuyor mu?
Cumartesi günkü kurultayın 2. gününde, bir zamanlar en yakını olan isimlerin bizatihi yüzüne karşı söylediği sözleri her zamanki soğukkanlılığı ile dinledi CHP Lideri. Gürsel Erol'un şu sözlerine ne demeli?
"Benim sizi ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz. Ama birileri sizi aldatıyor, kandırıyor. Emine Ülker Tarhan'ı, Süheyl Batum'u aday yaptırdılar. Ekmeleddin vakası bunun en uç noktasıydı.
Bunları kim sizin önünüze getirip koyuyor ve siz nasıl 'evet' diyorsunuz anlamak mümkün değil!" İlhan Cihaner'in, Sabri Ergül'ün konuşmalarında da anti demokratik uygulamalar ve partinin geldiği nokta isyan halinde anlatıldı. Kurultaya tartışma değil parçalanma görüntüsü hakimdi. CHP'nin 3 parçaya bölündüğü görüntüsü daha netleşti. Cihaner, Selin Sayek Böke'lerin oluşturduğu sol kanat, Muharrem İnce'yi destekleyen kanat ve Genel Merkez ve Kılıçdaroğlu'nu destekleyen kanat olarak 3 parçalı bir CHP, önümüzdeki günlerde daha çok tartışılır..

FOTOĞRAF ALTI


C
umhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sürekli olarak "Afrin'de ne işimiz var?" diyor.
Ama eski Genel Başkan Deniz Baykal Almanya'da hasta yatağından gönderdiği asker kıyafetli fotoğrafıyla destan yazan askerlerimize, Mehmetçiğimiz'e destek veriyor..
Bilmem durumu anlatabildim mi

TÜRKİYE'YE ENERJİ VEREN KADINLAR
Geçen hafta kadınların haftasıydı. Ben de İstanbul'da birbiri ardına 3 toplantıya katıldım ve her birinin verdiği haz, birbirinden fazlaydı. Salı akşam Lütfü Kırdar Kongre Salonu'nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın ev sahipliğinde ve Emine Erdoğan'ın himayelerinde "Türkiye'ye Enerji Veren Kadınlar" töreninde, erkek egemen bilinen enerji ve maden sektörlerine katkı sağlayan, öncü kadınlar ödüllendirildi. Milli enerji politikamız çerçevesinde, köyden kente sınırlı eğitimli veya üstün eğitimli onlarca kadının ilham veren başarı hikayelerini dinleyip izledikçe hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamamız gerektiğini bir kez daha gördük.
Profesyonel yöneticiden, girişimciye, akademik yaşamdan sosyal projeye kadar 6 farklı dalda hem zihnimizi hem yüreğimizi açan kadınlarımızı ayakta alkışlıyor, başta Bakan Albayrak olmak üzere emeği geçenleri tebrik ediyoruz..

KADIN VARSA ÇÖZÜM DE VAR
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü programlarının en özel buluşmalarından biri de Turkuvaz Medya ev sahipliğinde İstanbul'da oldu. Siyasetten spora, spordan sanata, iş alanından medyaya ve akademik yaşama kadar her biri alanında öncü ve lider 30 kadınla buluştuk. Sosyolog ve Tarihçi Dr. Esra Albayrak'ın da 3 saat boyunca hem görüşlerini paylaştığı hem de ilgiyle dinlediği 3 saati aşkın toplantıya katılan tüm harika kadınlar, toplumda ve iş yaşamında kadın rolünü konuştu. Kendi ilham veren hikayelerini paylaştılar. Esra Albayrak'ın 2 önemli önerisi tüm katılımcılar tarafından ilgiyle dinlendi; ilki, bütün büyük şirketlerin Cinsiyet Politikası Belgesi oluşturmalarıydı. Kaç kadın çalıştıracağından, sosyal ve ekonomik haklarına kadar her şeyin yazılı hale getirilmesi ve bunun takibinin sağlanması da önemli idi. Diğer önerisi de; cv'lere kaç çocuğunun olduğunun yazılması. Tarlada, ofiste, işinde bir yandan kariyer yapmaya çalışan, bir yandan da 1, 2, 3 çocuk dünyaya getirip büyüten anneler, kariyer sürecine doğal olarak geriden başlıyor. Bu durumu işveren de göz önünde bulundurup yardımcı olmalı. Feyz aldığım ve bundan sonra Turkuvaz Grubu olarak çok geniş perspektifteki bu harika kadınlarla daha sık buluşma kararı aldığımız toplantıyı düzenleyen Fecir Alptekin liderliğindeki tüm Kurumsal İletişim birimini gönülden tebrik ederim..

DERİN SÖZ: Doğruysan zarar gördüm deme. Bil ki iyiler mutlaka kazanır. MEVLANA