Tarihi 2 Ekim 2017

Demet’e haksızlık

Ben kimsenin avukatı değilim. Allah korkum olduğunu son 5 yıldır bu köşede yazdığım yazılardan, kurduğum cümlelerden anlamışsınızdır. Ne görüyor ne biliyor ve ne yaşıyorsam buradan direkt söylüyorum.
Evet, bazen kırmamak ve üzmemek için ağır cümleler kurmuyorum. Nedeni ise ölümün olduğunu bilen biri olarak kimsenin kalbini kırmamak... Kısaca dünyada ölüm var. Bu dünyadan acı söz söylemeden geçip gitmek istiyorum.
Şimdi çok yakın arkadaşım, ablam, sırdaşım Demet Akalın için bir şeyler yazacağım. Yazdıklarımın bir kelimesi bile fazlaysa yukarıda Allah var… Demet Akalın'ın kuzeni Şehbal Civeleker geçtiğimiz günlerde canlı yayına çıkıp Akalın'ın kanser hastası oğluna yardım etmediğinden dolayı oğlunun kör kaldığını söyledi. Ben de şaşkınlıkla izledim… Demet Akalın'ı yaklaşık 20 senedir yakinen tanıyorum. Az önce de belirttiğim gibi kendisi ailem gibidir. Kimlerin üzerinde eli olduğunu, aile fertlerine nasıl yaklaştığını çok iyi biliyorum. Demet'in huyunu, suyunu en fazla bilenlerdenim.
Dayısı, yeğenleri ve kuzenleri onun için çok önemlidir. Okullarından evliliklerine, arabalarından oturacakları eve kadar her şeyle bizzat ilgilenir. Sosyal medya hesabını takip ediyorsanız her şeyi görüyorsunuzdur.
Bu yüzden benim yazmama gerek yok.
Ama sizin bilmediğiniz, onun da hiç bilinmesini istemediği birkaç şeyden bahsedeceğim. Bazen Demet Akalın'ı ekranda çok havalı, hiçbir şeyi umursamaz görüyorsunuz ya ona aldanmayın. Akalın'ın çocuk gibi bir kalbi ve o kalpte taşıdığı öyle bir duygusallığı var ki… Onunla akşam ana haber bülteni izlenmez.
Çünkü gözyaşları sel olur. Çocuklar ve yaşlılar onun yumuşak karnıdır.
Sosyal medyada gördüğünüz ailesine yaptığı yardımların birkaçından bahsedeceğim. Şimdi beni aracı koyarak yaptığı yardımları anlatıyorum. Ana haberlerin yayın saatinde telefon çalar ve ekranda 'Demet Akalın Kurt' yazarsa bilirim ki bir şey olmuş. Telefonu açtığımda Akalın "Özgür, kanalda yayınlanan şehit ailesini acil bul bana" der.
O ailenin mutlaka çocuğu vardır ve o çocuk için yardım gönderilir. Bir başka gün ise telefonu "Özgür, şu kanalda bir yaşlı teyze var. Bul onu bana" diye açar. O teyze bulunur ve yardım edilir. Ve hiçbir yardım onun adına olmaz… Ondan yardım geldiğini bile bilmezler. Onca sene onun yaptığı yardımlar saymakla bitmez.
Ona 'cimri' denilemez, o hep çevresine hediyeler alıp insanları mutlu eder. Parası da uğurludur. Yakın çevreme "Demet'i görünce ondan 1 TL isteyin ve cüzdanınıza koyun. Biri bin olur" derim.
Demet Akalın, geçen hafta kuzeni Şehbal Civeleker'in sözleriyle ilgili bir açıklama yaptı: "Nasıl inanırsınız bunlara, takma kirpikleriyle canlı yayınlara çıkanlara?
Utanmasalar ben kör ettim, zaten kör doğan çocuğu! Ben bildiğiniz Demet'im, değişmedim. Kimse de beni değiştiremez! Sevgiyle kalın." Eğer biri onun kalbini kırdıysa, onu yürekten üzdüyse, gönlünü almadıysa ve o da vurdumduymaz davranıyorsa bilin altındaki neden bunlardır…
***
BİR DÜŞÜN!
"Bir çocuk sevgiden oluşur. 2-3 kere görüştüğüm bir insandan çocuk sahibi olamam. Çocuklarımın hepsi sevgiden doğmuş parçalarım…" Bu sözler Mehmet Ali Erbil'e ait. Onun bu sözlerine gerçekten katılıyorum.
İki insan rızalarıyla sevgili oluyor; bir gün, iki gün, üç ay, beş ay ya da yıllarca bir şeyler paylaşıyor. Ama yaşananların ille de bir çocukla sonlanması gerekmiyor.
İstenmeyen bir çocuk... Sonrası ise 'ilgisiz baba' yorumları… Bütün bunların o çocukta yaşatacağı travmayı kimse düşünmüyor.
Egolar… Başka hırslar… Haberde adı geçen Nevin Hanım'ı hiç tanımıyorum. Lütfen bana kızmasın.
Kalbi kırılsın istemem. Adam "Bu çocuğu istemiyorum" diyor ve direkt söylüyor.
Böyle bir durumda insan neden sokaklara dökülür ve bunun duyulması için çaba harcar?
Adınız niye bunlarla anılsın? Hayatınız boyunca neden bunlar önünüze çıksın?
İleride evleneceksiniz ve yine çocuğunuz olacak. Dünya değişti, her şey kayıt altında, Google var… Nevin Hanım, 10-15 yıl sonra karşınıza hep şu söylemleriniz çıkacak:
"Çocuğu aldırmaya Mustafa Erbil ile gittim. Çocuğu aldırdıktan sonra çantama 5 bin dolar attılar. Sonra telefonlarıma cevap vermediler" 'Gençlik mi', 'cahillik mi' yoksa 'şöhret için adım mı' demeliyim bilemedim. Bildiğim tek şey kimsenin geleceği düşünmediği… Kendinizi düşünmüyorsanız gelecekte sahip olacağınız ailenizi, eşinizi ve çocuklarınızı düşünün lütfen…