Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 21 Şubat 2018

Yalan söylerken yakalanan erkek

ÜÇ EVRE SERGİLER:
Kesin bir reddediş.
Kabullenme ve suçluyu arama. Ortamdan uzaklaşma. Yalanı yakalanan erkeğin ilk evresi sakin bir üslupla yalanını benimseme ve kesin bir dille yalan olduğunu reddetme evresidir.
Karşı tarafın elindeki verileri, bilgileri duymak için sakince dinler ve söylediklerini toptan reddeder. - Allah belanı versin Mahmut seni köşe başında görmüşler!
- Kim görmüş ya, ne zaman görmüş, kim dedi sana bunu ya... İlk anda yakalandığını anlayan erkek altına kakasını yapmış bebek gibi bakan erkektir.
Dün akşam Mehmetler'de değilmişsin neredeydin?
- Hı? Soruyu çok net duyarlar ama burada ki "hı?" o sırada yeni bir yalan arayışı için zaman kazanmaktır. En güzel yaptıkları soruya soru ile cevap verirler. Sinir yaparak savunma yapmaya çalışırlar:
- Sen bana yalancı mı diyorsun?!
- Hayır da...
- O zaman kapat bu konuyu - Ama görmüşler işteee.
- Şeymaaaaa diyorum.
Karşı tarafın somut kanıtlar sunmaya başlaması ile erkek gerilir ve sinirlenmeye başlar.
Bu sinir anının ardından yalanı kabullenme gelir ve akabinde bu yalanı söylemesine sebep olan unsurları sıralamaya başlar. Kendinden başka herkesi yüksek perdeden suçladıktan sonra sinir katsayısı zirveye ulaşır.
- Yalan söyledim ama bir sor "niye söyledim" diyerek zaman kazanmaya çalışır. Son olarak sinirinin yatışmayacağını anlayan erkek ortamdan uzaklaşır, kapıyı çarpıp gider.
Yani bir zeytin yağının tüm özelliklerini gösterme bakımından patlama yaşamaya başlayan erkektir.
Yalanı yakalanan bir erkekle sakin şekilde konuşmak için olayın üzerinden en az 5 saat geçmelidir.
Dikkat!

TERCÜMAN
MAFYA babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikci buldu.
Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikci yakalanırsa "polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz" diye düşünüyordu...
Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular.
Tercüman işaretle sordu: - Para nerede? Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
- Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum.
Tercüman tercüme etti: Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş.
Baba 38'ligi koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı: Şimdi sor bakalım, para nerede? Tercüman işaretle sordu: Para nerede? Sağır-dilsiz kan ter içinde işaretle yanıt verdi: - Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan üçüncü ağacın kovuğunda yüz bin dolar var. "Ne dedi?" dedi baba.
Tercüman yanıtladı:
- Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış.