İrili ufaklı birçok terör örgütü birçok farklı eyleme imza attı. Bu esnada devletin tüm merkezi güvenlik kurumlarına sızmış olan FETÖ ülkeyi bir yandan hareketsiz hale getirmeye bir yandan da bu hareketsizlikten faydalanarak devleti ele geçirmeye çalışmış. Hukuk ve yargı darbeleri düzenlemiş. MİT müsteşarını tutuklamaya kalkmış. Bakanları ve Başbakanı'nın yakınlarına operasyonlar düzenlemiş. Yetmemiş askeri bir darbe denemiş. Yüzlerce insanımızı şehit etmiş, binlercesini yaralamış. Bu şartlar altında bir OHAL ilan etmek zorunda kalan bir ülkede neden OHAL var diye kimse soramaz. Neden uzadı diye de soramaz.
Çünkü görüyoruz ki, tehdit öyle üç-beş ayda halledilebilecek bir sorun olmanın çok ötesindeydi. Ama şükürler olsun, bu OHAL sayesinde iki yıl içerisinde terörün beli kırıldı. Hendek operasyonları, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve OHAL bir bütün olarak ülkenin ana güvenlik meselelerine ilaç oldu. Dikkat edin son iki yıldır ülkemize sistemli terör saldırısı gerçekleştiremiyorlar. Halbuki öncesinde her hafta sonu saldırıya uğruyorduk. İki yıllık bir çaba karşılığında bugün çok daha güvenli bir ülkede yaşıyoruz.
OHAL ilan edilmese bunların hiçbirini başarmak mümkün olmazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hatırlattığı gibi her şeyde bir hayır vardır. 15 Temmuz hain darbe girişimi de OHAL ilan edilmesini ve terörle mücadeleyi kolaylaştırdı. Kimse OHAL'i öcü gibi göstermeye kalkmasın. Dönemin Başkanı Binali Yıldırım çok güzel ifade etti. Bu OHAL vatandaşlara değil devlete ilan edildi. Vatandaşları değil devletin içerisine sızmış unsurları sınırlandırdı ve devleti kontrol altına aldı. Şimdi kalkıyor. Daha doğrusu uzatılmadığı için kalkmış oldu. Ülkenin güvenliği sağlandı.
Şimdi özgürlük alanları hakkında konuşabiliriz. Özgürlük alanlarını genişletmek hepimizin görevi olmalı.
Normalleşme tabii ki çok önemlidir. Ama kusura bakmayın güvenliği sağlamadan özgürlüğü genişletemezsiniz. Türkiye böyle bir sürecin içinden geçti.
Tabii ki güvenliğimize yönelik tehditler mutlak anlamda hiçbir zaman son bulmayacak. Bir grup manyak bile kalsa bu ülkeye ve huzurumuza saldırmaya devam edecek. Bu nedenle ipleri hep sağlam tutmakta fayda var.
Şimdi bir geçiş sürecindeyiz. Yavaş yavaş yeni yöntemlerle güvenlik ortamı kurumsallaşacak. Türkiye geliştikçe ve güçlendikçe saldırmak isteyenlerin sayısı artsa da kendi güvenliğini kendi başına inşa edebilecektir.
