Abuk sabuk yürüyüşler. Sözüm ona üniversite mezuniyet töreni. Her şeye benziyor ama mezuniyete benzediği yok.
Eğlenceli değil. İhtişamlı değil.
Gazete ve televizyonlardaki militan şakşakçısı abileri ve abları gaz veriyor.
Akılları sıra demokratik protesto yapıyorlar. Demokrasiden de protestodan da zırnık kadar nasibini almamış azınlıkçı totaliter zihniyetin ürünü hepsi. Ne ilk ne de son olacaklar. Bunların ağababaları ve önceki kuşakları da böyleydi. On kişi toplanıp darbe yapmaya kalkardı.
Terörizmin ve lümpen eşkıyalığın dibine vururdu. Başarısız olunca bundan kendilerine mağduriyet üretirlerdi. Adi katilleri bile bu ülkede milli kahraman yapmaya gayret ettiler, ediyorlar.
Buna öncülük eden belli kurumlar var. Aslında bu kurumlar zapt edilmiş.
Ele geçirilmiş. Tıpkı FETÖ'nün devlet bürokrasisini ele geçirmesinde olduğu gibi bu üniversitelerde de bu örgütlü azınlık gruplar üniversitelerin tümüne hükmeder hale gelmiş. Kimdir bunlar derseniz, kabaca marjinal sol gruplar ve etnik, mezhepçi ayrılıkçı gruplardır diyebilirim.
Hiçbirisi sıradan üniversite öğrencisi değil. Örgüt evlerinde üretilmiş ideolojik saplantılı tipler. "Üniversiteler bizimdir" diye slogan atacak kadar küstahlaşan ve ülkedeki demokratik eğilimleri hazmedemeyen çaresizler.
Ellerinde pankartları görmediyseniz görün. Ne tür bir terbiyesizlik, ne tür bir hazımsızlık olduğuna bakın. Bu ülkede 26 milyon seçmenin oyunu alan ve bunu çeyrek asırdır yapan Cumhurbaşkanı'na hakaret ediyorlar. Kendilerince komiklik falan yaptıkları iddiasındalar. Komik falan da değiller. Son derece banal, son derece yavan son derece düzeysiz.
Kendince akademik müktesebatı olan biriyim. Ama aydın ve entelektüel pozları takınmayı oldum olası sevmem. Ama bu tür kifayetsiz ve küstah tipleri görünce öfkeleniyorum. Adam hepi topu dört yıllık bir mühendislik fakültesi bitirmiş. Ama kendini aydın falan zannediyor. Siyaset felsefesinden, toplum teorisinden haberi bile yok. Binlerce yıllık siyaset düşüncesi ne üretmiş? Toplum teorisi nereye gelmiş?
Fark etmez. Bu dört yıl okudu ya. Herkese cehalet isnat edebilir.
Dört yıl okuyup, kütüphaneye bile uğramadan, iki tane elektrik devresi bağlamayı öğrendi diye her şeyin doğrusunu keşfedebileceğini düşünüyor.
İşte cehalet tam burada başlıyor.
Adamakıllı bir siyasi tarih okumuş adam her şeyden önce bazı soruların öyle kolayca cevaplanamayacağını öğrenir.
21. Yüzyıl siyaset düşünürlerin bir tek adalet kavramı üzerine dahi birbirlerini ikna edemediğini öğrenir. Ama dört yıl tıp okuyan adam bu sorulara kolayca cevap verebiliyor. Bunun üzerinden vatandaşı aşağılamaya kalkıyor. Ülkenin siyasetçisine küfür edebiliyor. Kendisinin cehaletinden haberi bile yok.
Ben kendim üniversitede hocayım.
Girdiğim dersler siyaset içerikli olduğundan ister istemez konu Türkiye siyasetine de geliyor. Türkiye'deki siyasi gündemin yoğunluğu derslerdeki tartışmalara da yansıyor. Her seferinde aynı sahneyle karşılaşırım. Sınıfta sol görüşlü öğrenciler şamata ve terbiyesiz bir tavırla sınıfın makul çoğunluğunu bastırır.
Bu tür militan tiplere bulaşmak istemeyen makul öğrenciler genelde pasif bir direnişe tutunur. Çünkü genelde derslerdeki hocaların da bu marjinalleri destekleyeceği ve kendilerinin sınıf içinde ayıplanacağını düşünürler. Çoğunluk olduklarını bilseler dahi sınıf önünde üniversite hocalarının aşağılamalarına maruz kalmaktan ürken muhafazakar öğrenciler hocanın kendilerine düşman olmadığını hissettiği andan itibaren birer ikişer ortalığa saçılmaya başlar. Ama hala üniversite hocalarının birçoğu muhafazakar gençleri sınıfta terörize ediyor.
Burada sorumluluk kesinlikle üniversite yönetimlerine düşünüyor. İsim vermeye gerek yok. Özellikle iki üç üniversite bu anlamda önü çekiyor. Bu üniversitelerin rektörleri başta olmak üzere tüm diğer yöneticileri bu işten sorumludur. Öğretim üyesi veya öğrenci düzeyinde bu marjinal grupların etkisini sınırlandırmaları şart. Bunun mazereti yok. Yöneticiler çalışanlarına ve öğrencilerine adam akıllı bir akademik ortamı sağlamak ve bu terör gruplarına karşı tedbir almak zorundadır.
