Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 25 Haziran 2018

Milli kod ağır bastı

SABAH saatleriydi. Uzun zamandır görmediğim bir dostum Londra'dan mesaj attı. İsmi Kemal'di.
Ağabeyinin ismi de Mustafa...
Buca'dan arkadaşımdı. Aynı mahallenin çocuklarıydık. O İngiltere'nin yolunu tuttu, BİZ DE İSTANBUL'UN... Uzun zamandır oradaydı. Uzaktan bakınca Türkiye'nin geldiği yeri, gittiği yönü çok iyi görenlerdendi...
"Allah korusun millet yanlış tercih yapmaz değil mi? 16 yılı kaybetmeyelim de" diye soruyordu.
Kaygılıydı, biraz ürküyordu. "Ya eski günler geri gelirse" diye çekincesi vardı...
Eskinin ne olduğunu bilecek kadar tecrübemiz vardı. Günde 8 saat elektriğin olmadığı günlerin çocuklarıydık. Suların akmadığı, tüpgaz kuyruklarında büyüyenlerdendik. Otobüslerde sigara içilen tek gidiş-gelişli yolların kuşağıydık. Pasaportlu insan sayısının bir elin parmaklarını geçmediği bir ülkede büyüyorduk. Nutella'nın olmadığı, VİTA yağlarının cirit attığı topraklardaydık. Sana yağı lükstü! Kot'un zor bulunduğu, kadife ince fitilli pantalonun yok sattığı devirlerden geliyorduk.
Kalabalık sınıflarda yetiştik...
Yoksulduk. Kendimize güvenimiz tam değildi. Sporda, kültürde, edebiyatta, ekonomide askeriyede her yerde şairin dediği gibi BİR ODAMIZ NOKSANDI...
TÜRK MİLLETİ YİNE DOĞRU yolu buldu, gösterdi ve açtı... Çünkü nereden gelip nereye gittiğini görüyordu. Yani bizim KEMAL yalnız değildi...
Biz bütün bunları canlı olarak hafızamızda tutarken BATI yine üzerimize çökmek istedi...
GUARDIAN "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın artırılmış yetkilerle yeniden bu göreve seçilmesi uluslararası toplum için 'korkutucu bir gelişme' olur. O nedenle ciddi bir karşı ortaklık gerekiyor" diye yazdı...
Sadece o mu? Değil elbette!
The Economist "Türk seçmenler Erdoğan'a kapıyı göstermeli...
Çünkü 24 Haziran'da kaybetmeyi hak ediyor. Popüler bir delifişek Muharrem İnce çok önemli. Anketler, Bay İnce'nin, Erdoğan'ı ikinci tur seçime zorlayabileceğini gösteriyor.
Türk seçmeni Erdoğan'a oy vermemeli" mesajlarını yayınladı...
Die Presse "Erdoğan seçilirse ona artık para verilmemeli.
Avrupa Birliği ona destek olmamalı" dedi. Der Spiegel "24 Haziran seçimleri Erdoğan'ın sonu olacak" manşetiyle çıktı...
Bu örnekler o kadar çoktu ki...
Saymakla bitmezdi...
Herkes karşımızdaydı...
Önceden seçimlere gerek kalmıyordu! Uzaktan yönettikleri NATO'nun gizli güçleri ile İKTİDARLARI belirliyorlardı. Bazen darbe ile bazen örtülü mesajları ile... Zaten İstanbul sermayesi hep onların yanındaydı.
MİLLETE RAĞMEN HER SONUÇ ALINIYORDU... MİLLET İKTİDARA GELEMİYORDU. Kendi memleketinde adeta rehindi... Kimse de çıkıp bunu yazamıyor, söyleyemiyor, anlatamıyordu. Ama durum buydu...
Derken eski yöntemle sonuç almak istediler. 15 TEMMUZ'LA GELDİLER! KALKIŞMADAN HEMEN SONRA TÜRK ASKERİ EL BAB'a girdi. Olacak iş değildi ama oluyordu. Türkler yapıyordu. İçeride kargaşa bekleyenler yanılıyordu...
Ankara dolu dizgin gidiyordu...
Ancak MUHALEFET BUNU ANLAYAMIYOR, OKUYAMIYORDU...
Çatı aday için Abdullah Bey'e gittiler. Kemal Kılıçdaroğlu için doğru bir formüldü. Meral Hanım'ı kurtarmak ve ayakta tutmak için 15 vekille jest yapıldı. El ele yürünecek gibiydi.
KURGU ile yol alınır sanıyorlardı.
Meral Hanım küresel ölçekte yakın bulduğu gücün talebiyle olsa gerek ABDULLAH BEY formülünü ortadan kaldırdı. İstemedi.
"Ben yokum" dedi. Kemal Bey çaresizdi.
Bir başka güç devreye girdi.
Muharrem İnce Bey öne çıktı.
Kemal Bey iki kez yendiği İNCE'ye bilinmeyen bir nedenden olsa gerek "EVET" demek zorunda kaldı. İNCE de gerçekten çok başarılı mitingler yaptı.
Ancak zorlama BİR MÜSLÜMAN KİMLİĞİ GÖSTERMEK ÇABASI İÇİNDEYDİ.
Merkezde bir siyasetçi havası vermek istiyordu. CHP ile yan yana gelmiyordu. Adeta kaçıyordu.
Başı kapalı olan annesi ile kız kardeşinden güç almak ister gibiydi...
Üyesi olduğu partinin GENEL BAŞKANI ise onu değil kendini destekliyor, aralıksız şahsi propagandasını yapıyordu. CHP ve adayı İnce kendilerini tanımlamakta zorluk çekiyordu! Bir de HDP ile olan organik bağları işi iyice çıkmaza sokuyordu.
ARTAN DOLAR'ın, ARTAN EURO'nun, ARTAN DIŞ BASKININ KENDİLERİNE ZAFER GETİRECEĞİNİ DÜŞÜNDÜLER... OYSA KİŞİLİKLİ OLANIN, NET OLANIN, TAVIRLI OLANIN VE MEYDAN OKUYANIN KAZANDIĞI BİR COĞRAFYAYDI BURASI...
Yürekli olanın hep öne çıktığı topraklarda yine kalbiyle yürüyenler kazanacaktı.
Erdoğan da tam buydu...
2002'den beri bu böyle...
Mağlup ettiği bütün unsurlar karşısına geçip birlik oldular.
Uzaklardaki fikir babalarının akılları yine yetmedi.
Yine deviremediler, düşüremediler, yenemediler...
MİLLİ KOD yine ağır bastı. Herkes çeşitli yorumlar yapacaktır. Ama benim baktığım yerden iki kazanan var! Birincisi elbette ERDOĞAN!
NET!
İkincisi de her zaman KİLİT GÖREVİ YAPAN MHP ve Devlet Bahçeli Bey...
Kabul etmek belki zordur ama Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce Beyler kaybettiler. Meral Hanım da aynı şekilde. Demirtaş zaten CHP oylarıyla barajı aştı...
24 HAZİRAN'da millet "BİZ TÜRKÜYLE KÜRDÜYLE BİRARADA YAŞAYACAĞIZ" diye haykırdı...
Dünyaya da "Siz bizi biz olduğumuz sürece yıkamazsınız" cevabını verdi...
Halk İNCE'nin STANDUP'ını izledi, sandıkta oy'u Erdoğan'a verdi...

NOT: İNCE'nin başlatmış olduğu CHP'deki değişim devam edecek... Yeni isimler bulacaklar. Bu İNCE olmayacak... Kemal Bey de kalamayacak. İNCE SİSTEMİN OTURMASI İÇİN BİLMEDEN İYİ GÖREV ÜSTLENDİ. ARTIK İKİ PARTİLİ SİSTEM VAR... Bir yanda MHP'DEN GÜÇ ALAN AK
PARTİ. DİĞER YANDA İSE NE OLACAĞINA KARAR VERMESİ GEREKEN MUHALEFET!