Londra'da ya da başka yerlerde TERÖR kendini gösterirken Türkiye'de adım atılmıyordu... John Bass da gazetecilerle yaptığı toplantıda üstü örtülü bir şekilde bunu dile getiriyordu! DEAŞ'ın TERÖR EYLEMİ yapamadığını söylüyordu!
Vize krizi bu temelin üzerine kurulan bir oyun! Ne ilk ne de son!
Dün kısaca değinmiştim... Dilerseniz oradan gidelim. Çünkü uzaklarda çok akıllı insanlar bizim gündemimizde dahi olmayan konuları tartışıyor.
Biz nedense içerideki kısır parantezlerin içinde debelenmeye bayılıyoruz... Etrafımızda olması muhtemel gelişmelerin içinde yer alan, alacak olan bazı aktörler var. Steve Bannon bunların başında gelir! Tillerson ve Mike Pompeo da diğerleridir...
Beyaz Saray'a yakın noktalarda konuşulanlara bakalım...
Yazanlar da var bunları...
ABD, yeni bir dünya düzeni kurmak için yola çıkarken Washington'da da yeni denkleme uygun operasyonlar yapmakta. ABD'de Demokratlar Pentagon'a karşıdır, Cumhuriyetçiler ise FED'e... Bu durum 150-200 yıl önce de böyleydi, 100 yıl sonra da böyle olacak.
1828 yılında kurulan Demokrat Parti'nin kırmızı kitabında şirketlerin ve paranın yönetiminin ABD'yi güçlü yapacağı yazıldı.
1854 yılında kurulan Cumhuriyetçi Parti'nin gizli kitabında ise silah şirketlerinin ABD'yi dünyanın en güçlü devleti yapacağı yazıldı.
Bu kavga şu an dünyanın her yerinde var. Biz bunu bazen FETÖ olarak bazen asker olarak bazen mafya olarak bazen işadamı olarak görüyoruz... Medya da tabii işin içinde var...
Nedense bizde MEDYAYI kimse konuşmak istemiyor! Neden acaba? Çok mu görevli isim var! Olabilir mi? Olur, bal gibi olur! Alman gazeteci UDO ULFKOTTE vardı! CIA'ya çalışanları açıklamıştı. Bizde de bunlardan çok fazla olduğunu söylemişti! Acaba kimler vardı listede! Sadece ABD ya da CIA değil konu! Başka servislere çalışan gönüllümüz çoktur!
Burası böyle bir topraktır...
Neyse...
Bill Clinton ve Obama, silah şirketlerinin önünü kesti. Bush ve Trump da FED'in elindeki para gücünü en aza indirdi. ABD'de kurulan hükümetlerde hep karşı güçten birileri vardır. Sanki GİZLİ BİR ANLAŞMA devrededir!
Trump'ın kabinesindeki Dışişleri Bakanı Tillerson da Demokrat kafasıyla düşünür ve öyle karar alır. Rockefeller'in adamıdır zaten... Ömrü ona çalışarak geçmiştir.
En yakın arkadaşları Hillary Clinton, John Kerry ve Joe Biden'dır. Bir diğer en yakın arkadaşı da Sean Spicer'dır.
Yani Temmuz ayında istifa etmek zorunda bırakılan ve Trump tarafından ağır hakaretler edilen Beyaz Saray Sözcüsü Spicer. Tillerson bu!
Trump'ın ekibinin içinde olup Trump'a karşı olan biri. Çünkü ABD içindeki kavga her yerde var! Böyle de olacak...
VİZE KRİZİNDE DE aynı çekişme söz konusu. Hiç şüpheniz olmasın.
Tillerson da işin içinde, diğer ekip de...
Sonuç itibariyle Amerika'yı Türkiye'den uzaklaştırmaya çalışanlar devrede.
Başarılılar da... Zaten ABD her türlü yanlışı yapınca çok da zor olmadı bu!
Sonuç ortada...
Devam...
Spicer, Trump'ın en gizli bilgilerini Demokratlar'a ulaştıran isimdi.
Gönderildi. Şu anda Demokratlar'ın son temsilcisi Tillerson da kısa süre içinde gidecek. Mike Pence, bir süre önce Tillerson'a, "İstifa etmelisin" dedi.
Pence en ılımlı Cumhuriyetçi'dir. O bile bunu söylüyorsa, Tillerson'un görev süresi doldu demektir. Yerine gelecek isim ise Mike Pompeo. ABD Başkanı Trump'la her gün 3 saat görüşen Pompeo, Tillerson'un yerine gelmesi için ikna edilmeye çalışılıyor. Pompeo, en az 1 yıl daha CIA'de görev yapmak istiyor. Pompeo, bu süre içinde Britanya kalıntılarını CIA'den temizleyeceğine dair Trump'a söz verdi. "TEMİZLİK BİTTİKTEN SONRA GELEYİM" diyor! Son durum bu!
Trump ile Tillerson'un arası Türkiye nedeniyle açıldı. Tillerson buraya geldi.
Hiçbir fikri burada kabul ettiremeden döndü. Pompeo ve Mattis, Türkiye'de çok önemli adımlar atarken, Tillerson turistik bir ziyarette bulundu. Beyaz Saray'ın yorumu bu! Ayrıca Tillerson'un TÜRKİYE RAPORU Trump'ı hiç memnun etmedi. Tillerson, raporunun özünde "Türkiye, Washington'dan idare edebileceğimiz bir ülke değil. Eski günlerdeki gibi direktif vermek doğru değil. Ortak bir yol, Washington'ı bölgede tek ülke yapar" cümleleri vardı.
Tillerson, Mike Pompeo'nun yaptıklarının tersini yapıyordu. Beyaz Saray bu nedenle üzerini çizdi...
Trump, Tillerson'dan nefret ediyor.
Tillerson, Trump'ın, "ABD'deki ırkçı gösteriler", "İran", "Kuzey Kore", "Fransa", "Ortadoğu" konularındaki tüm açıklamalarını yalanladı. Hatta, "Açıklamalar Trump'ın kendi fikri.
ABD'nin değil" dedi. Ama bardağı taşıran başka bir şeydi. Tillerson BARZANİ'nin yaptığı referanduma sert bir şekilde karşı çıktı. Tanımadığını söyledi. İyi güzel de Barzani'nin sandıklarını koruyanlar ABD askerleriydi.
15 bin ABD askeri görev yaptı.
Barzani'nin arkasında PENTAGON vardı. Ama ABD Dışişleri Bakanı olanlara tersten bakıyordu. Durum böyle olunca gerilim artıyordu. Bu nedenle de gidecekti... ABD içinde büyüyen silah ve FED kavgasında Tillerson şıkkında kaybedecek olan FED olacak.
Bu kesin. Sadece Tillerson'ın yerine gelecek isim konusunda bazı anlaşmazlıklar var. Pompeo ikna edilirse, yeni Dışişleri Bakanı o olacak.
O olmazsa yine devreye Steve Bannon girip gereğini yapacak...
Çok kişi bilmese de STEVE BANNON , Beyaz Saray'ın gizli beyni.
Hala...
Bannon'un yeni Ortadoğu planı var.
Bunun için düğmeye bastı. Burada kullanacağı isim Blackwater'ın kurucusu Erik Prince. PARALI ORDUNUN kurucusu olan Prince son zamanlarda Washington'da çıkmıyor...
Özel araçlarla özel görüşmelere yetişmeye çalışıyor. Beyaz Saray'da Trump'ın konuğu olan Prince'ın, her an özel bir göreve gelebileceği iddia ediliyor!
Prince, Bannon'ın emirlerinden çıkmaz. Pentagon ve silah şirketleri için çok önemli olan Erik Prince'ın Blackwater'ı da Ortadoğu'da çok etkili olacağı bir döneme hazır.
Suriye ve Irak, Blackwater'ın çok iyi bildiği yerler. Dünyanın en iyi arazi savaş tekniklerini bilen bu örgüt, yeni dönemde Türkiye, Libya, Arabistan, Yemen ve Lübnan'da boy gösterecek.
Bannon'un planı böyle...
Yönetmek için KAOS istenmekte.
Plan bu. ORTADOĞU'dan başlayacak olan ve Avrupa'ya kadar uzanacak bir kaos isteniyor...
KUZEY sorunları bunun için! Yani Kuzey Kore de, Kuzey Irak da, Kuzey Suriye de plana dahil...
Bir de dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var! Washington dünya üzerinde çok ülke ile kavga halinde...
İngiltere, Çin, İspanya, Fransa ve Katar bunlardan bazıları...
Ama bizim kadar kimse onlarla karşı karşıya gelmiyor ya da getirilmiyor!
Bu garip değil mi!
Tek mücadele eden biz değiliz!
Ama hep biz cevap veriyoruz.
Biz karşılarına dikiliyoruz. Dikilelim dikilmesine ama yine de soralım...
Önümüze konulan bir tuzak mı var!
Dostlarımızı da yanımızda görmek doğru olan değil mi!
Bence!
NOT: ABD Dışişleri Bakanı Tillerson "Barzani'nin yaptığı referandumu tanımıyoruz..." dedi. Barzani ise sandıklar kurulmadan önce "Mattis bize sonuna kadar destek veriyor!" açıklaması yaptı. ABD'de durum bu! Tillerson gider, PENTAGON'A UYUMLU BİRİ GELİR...
