Tarih, 9 Temmuz 2018 gününü, 100 yıllık vesayet zincirlerinin kırıldığı, MİLLET ELİYLE TARİHİ VİRAJIN AŞILDIĞI GÜN olarak yazacak. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'a. Türkiye'de gerçekleştirdiği en büyük reformlardan birisi, 'askeri ve sivil bürokrasi'yi bitirmesidir. Bugün geldiğimiz nokta, bürokrasinin, siyaset kurumları karşısında güç kaybetmesine yol açan milli gelişmelerden sonra gerçekleşti.
2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan olaylar ve ardından gerçekleşen MİLLİ DEVLET-MİLLİ İRADE operasyonlarıyla, bürokrasinin siyaset üzerindeki etkileri giderek azaltılmıştı. 15 Temmuz BATI FORMATLI FETÖ DARBE TEŞEBBÜSÜ'NÜN aziz milletimiz ve güçlü lider Erdoğan beraberliğiyle aşılmasından sonra, bürokratik damarların önemli bölümü koparılabilmiştir.
Bundan sonra Türkiye, Başkanlık modeliyle, askeri ve sivil bürokrasinin, MİLLİ İRADE-SEÇİLMİŞ BAŞKAN karşısındaki güç kaynaklarını kullanamaz duruma sokulmasını sağlayacaktır.
Vesayet zincirleri nasıl kuruldu? 1924 Anayasası, "Madde 3: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Madde 4: Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve millet adına egemenlik hakkını YALNIZ O KULLANIR" demişti. Yani, egemenliği kullanan bir tek kurum var; o da seçilmiş TBMM'dir.
TÜRKİYE dün tarihi günlerinden birini yaşadı. Yabancı devlet başkanları, başbakanlar ve konuklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Cumhurbaşkanlığı Göreve Başlama Töreni"ne katıldı. Misafirler için farklı dillerde "Hoş geldiniz" yazılı billboardlar hazırlandı.
1960 DARBESİ...
MİLLET iktidarını, Adnan Menderes'i katleden 1960 Cuntacıları'nın yaptırdığı Anayasa (1961), "egemenlik kullanımı"nda TBMM'Yİ GERİYE İTEREK, ARACI KOYDU. "MADDE 4: Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir. Millet, egemenliğini, Anayasa'nın koyduğu esaslara göre, YETKİLİ ORGANLAR eliyle kullanır." Millet egemenliğini, "yetkili organlar" gibi, sınırları muğlâk bir kurumlar toplamı arasında paylaştırdı.
Yani, sivil siyasetin gücünü kırarken, bürokrasinin nüfuz alanını artırdı. Bundan sonra, TÜRKİYE'DE BÜROKRASİNİN DAYANDIĞI GÜÇ KAYNAKLARI SEÇİLMİŞ İKTİDARDANDAHA ÇOK ASKER VE SERMAYE OLDU.
1980 DARBECİLERİ
1980 Darbecileri, 1982 Anayasası'yla, askeri ve sivil oligarkların egemenlik kullanımını devam ettirdi.
"MADDE 6: Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti, egemenliğini, Anayasa'nın koyduğu esaslara göre, YETKİLİ ORGANLAR eliyle kullanır" diyerek, MİLLİ İRADE-SEÇİLMİŞ HÜKÜMETİ-siyaseti dar bir alana sıkıştırdı, bürokratik hâkimiyeti pekiştirdi.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN UFKU
MİLLETİMİZİN hür oylarıyla seçtiği Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın önünde, EGEMENLİĞİ KULLANMAKTA OLAN YETKİLİ ORGANLARI HUKUKEN DE TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATMA GİBİ MİLLİ-VİCDANİ-DEMOKRAT BİR GÖREV VAR. MİLLİ EGEMENLİĞİ KULLANAN, "Milli Güvenlik Kurulu, Genelkurmay Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Yüksek Öğretim Kurulu V.B.) YETKİLİ KILINMIŞ! ORGANLARIN ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRİLMELİDİR. Milletin yapacağı yeni Anayasa'da, EGEMENLİK MADDESİ: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini, YASAMA YÜRÜTME (BAŞKAN) VE (BAŞKAN-MECLİS-KENDİ ÜYELERİNCE SEÇİLMİŞ) YARGI ORGANLARI ELİYLE
KULLANIR" DENİLMELİDİR.
'MEDUSA'
TÜRKIYE, Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığında BAYRAK DALGALANDIRIYOR. Türk petrol arama gemilerini koruyan Türk Donanması'nın tatbikatları, Türkiye düşmanlarının uykularını kaçırıyor. Geçen hafta, Yunanistan-Kıbrıs Rum Kesimi-Mısır, Derin Avrupa'nın sufleleriyle, "Medusa" (Didim'in en önemli sembollerinden biri olan Medusa; mitoloji de yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona'dan biridir) askeri tatbikatıyla, güya bize mesaj verdiler. Bu hafta da, Fransa, Kıbrıs Rum Kesimi'ni askeri koruma şemsiyesi altına alarak, Doğu Akdeniz'i parselleme işine girişti. Fransa, Güney Kıbrıs'taki hava ve deniz üslerini daimi kullanma hakkı elde ederken, Rumlar'ın istediği sondaj ve deniz trafiğinin güvenliğini de üstlendi. DİKKAT. RUMLAR, ANTALYA AÇIKLARINDAKİ 6 NOLU PARSELDE SONDAJ ÇALIŞMALARINA BAŞLAYACAKMIŞ. SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ...
DERİN SÖZ
"TÜRKIYE tercihini demokrasiden, hak ve özgürlüklerine sahip çıkmaktan, reformlarını devam ettirmekten, büyümeden, gelişmeden, kalkınmadan, yatırımdan, zenginleşmeden, her alanda dünyanın itibarlı, onurlu, sözü geçen bir ülkesi olmaktan, 2023 hedeflerinden, 2053 ve 2071 vizyonlarından yana kullanmıştır." (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan)
