BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 15 Nisan 2018

Erdoğan doktrini işliyor

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Suriye'nin geleceği için ortaya koyduğu doktrin şudur: "Suriye savaşını ve Suriye halkının ıstırabını sona erdirmek, vekâlet savaşlarının ve jeopolitik müziğin ötesine geçmesi gereken bir stratejiyi gerektiriyor. Esad rejimi veya Daesh, El Kaide, Demokratik Birlik Partisi (PYD) veya Halk Koruma Birlikleri (YPG) gibi terör örgütleri olmadan meşru, demokratik ve kapsayıcı bir siyasi düzen oluşturmaya odaklanılmalıdır."
ABD'nin kimyasal silah kullanan Katil Esed'i bombalaması karşısında "Ne Amerika ne Rusya" diyen Türkiye, Erdoğan Doktrini'ne göre tavrını net ve açık ortaya koydu: "Türkiye, bu tür suçların cezasız kalmamasının ve hesap verilebilirliğin tesis edilmesinin benzer hadiselerin tekrarının önlenmesi açısından kritik önemi haiz olduğuna inanmaktadır. Bu tecrübe ışığında, başta BM Güvenlik Konseyi üyeleri olmak üzere tüm uluslararası toplumun kimyasal silah kullanımının cezasız bırakılmamasını sağlayacak ortak adımlar üzerinde uzlaşmaya varması elzemdir."


Dünya Suriye'ye yüzünü çevirirken yine Filistin'i kimseler görmedi. İsrail, masumlara ateş açmaya devam etti.
Geçen hafta 40'tan fazla Filistinli şehit düştü. Ama onlar uçaklarla karşı sapanlarıyla dik durdu.
Asla geri adım atmadı.

İBRAHİM KALIN BÜYÜK RESMİ YORUMLADI
Amerika, Suriye'yi bombalamadan 11 saat önce Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Daily Sabah gazetesinde adeta bir gün sonrayı gören bir yazıya imza attı. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan Doktrinini çok iyi açıklayan Kalın'ın "Üçüncü Dünya Savaşı mı?" başlıklı yazısı, BÜYÜK RESİM'İ tam bir isabetle yorumluyordu:
"Suriye'de olanlar, üçüncü dünya savaşının başlangıcı mı?
Öyle değil.
Daha ziyade, Soğuk Savaş'ın bitmemiş işi bunlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın haklı olarak söylediği gibi, konvansiyonel silahların kullanımı sonucu çok daha fazla insan öldü ve uluslararası toplum bu dramaya cevap vermeyi başaramadı, Suriye halkını Esad rejiminin barbarlığına bıraktı. Türkiye gibi birkaç istisna dışında, dünyanın çoğu Suriye halkına geri döndü.
ABD İLE RUSYA arasında gerginlikler yüksek, ancak DÜNYA SAVAŞI BAŞLATMAYACAKLAR...
Suriye'deki de dahil olmak üzere mevcut savaşların geleceği, yeni bir güç dengesinin nasıl ve ne zaman kurulduğuna bağlı olacaktır.
Son dört yılda Suriye destanı, dünya güçleri ve bölgesel aktörler tarafından kendi jeopolitik konumları için kullanıldı. Bunun değişmesi muhtemel değildir. Asıl sorun, odağın savaşa son vermemesi, Suriye, Irak ve ötesine nüfuz etmesi için çeşitli şekillerde kullanılmasıdır.
SURİYE BÜYÜK SAVAŞ İÇİN SADECE BİR SAHNE.
Soğuk Savaş'ın bitmemiş işi, özellikle Rusya ve Çin'in, küresel sistemde periyodik kesintilere neden olduğunu hissettikleri güç dengesizliğidir.
7 Nisan'daki kimyasal saldırı ciddiye alınmalı ve rejim savaş suçlarından sorumlu tutulmalıdır. Trump yönetimi güçlü bir mesaj gönderdi ve şimdi bunu yapması muhtemel... (Doğru çıktı)
Rusya, rejim tarafından ayakta duracak ve rejim kuvvetlerine yönelik büyük çaplı saldırılardan kaçınmak için gerginlikleri azaltmaya çalışacak."

İRAN KASAPLARI TRUMP'I ÇEVRELEDİ
Amerika (İngiltere- Fransa-İsrail) bundan sonraki aşamada, İRAN VE LÜBNAN'ı hedefe koymuş görünüyor. GÜNEY SURİYE'DEN SAVAŞ TAMTAMLARI SESİ GELİYOR.
ABD Başkanı Trump'ın savaş kabinesi çalışıyor.
Savunma Bakanı Mattis, Trump'ın güvenlik danışmanı Bolton, Dışişleri Bakanı Pompei, CIA Başkanı Haspel, Beyaz Saray Genel Sekreteri General Kelly, Centcom Komutanı Vottel hepsi de İRAN KASABI... İran diye yatıp kalkıyorlar.
12 Mayıs'ta ABD Başkanı Trump, İran nükleer anlaşmasından çekilecek.
14 Mayıs'ta ABD Telaviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyacak.

DERİN SÖZ
"28 Şubat sürecini kısmen bedel ödeyerek yaşamış biriyim. O işin sivil kanatlarının bizim üzerimizde oynadığı oyunların gördük.
Sendikalar, medya...
O dönem 'Beşli Çete'mi diyorlardı? Bunlara hiç dokunulmadı şu ana kadar. Bedel ödemesi gerekenler buyursunlar bedelini ödesinler. Biz adaletin tecellisinden başka bir şey istemiyoruz. Nitekim hak geç de olsa tecelli ediyor" (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan)